Şu kaderin öcüne bak; M.Kemal devrimlerinin eleştirildiği ülkede, son elli yldır bir tek “devlet adamı” çıkmamış..Çıkar gibi olanı da, milletin anasını belledikten sonra ” pragmatik ve liberal” bir lider olarak hakkın rahmetine kavuştu.Turgut Özal’dan inkilapcı, reformcu lider yaratma çabalarının sonuçlarını yaşıyor bu millet..O bir, uçarı adam mıydı? reformcu muydu?Özal’ın, ekonomik politikaları yıllardır yazıldı çizildi. Ayrı bir fasıl..Ama rahmetlinin, çankaya’ya siyasi firarı ve ardından uydu bir başbakanla başlayan macerası, milletin tarihine, kirlenmiş bir ruh ile vahşi ve muzır bir hayatın yolunu açtı;Dürbünü eline al, hatta dolaptaki şişeden biraz iç tekmil cesaretini topla, bura insanlarını seyret; çatlamış satıh ve ahlaktan gayrı ne var?”piçleşmiş ve molozlaşmış bir nesilden gayrı ne görüyorsun?”Kaf dağını !..Özal bu millete “kaf” dağının berisindeki umutları gösterdi; Kaf dağı nedir peki? Bilen yoktur. bu dağı kim görmüş? nereden gidilir? meçhul.İstanbul’ a bakıyorum, buranın adı nedir? diye sorasım geliyor. hayalet şehir nolacak, diyarbekir neyse burada o.. ordaki hanelerde de insanlar birbirnin üstüne yığılı yaşıyorlar, burda da..Dönüşüm,Önce kadını çatlattı, eşkaline rıza göstermemeyi öğretip, şeytani rüyaların içine soktu..otuzkırk yıllık yuvalar dağılıyor. tutabilene aşkolsun.İzdivaç programında ellisekizlik kadın aday, paravanın arkasındaki talibi, yetmiş küsurluk ibraam beye soruyor.”eviniz var mı?””evvet var””emekli maaşınız?””var var olmaz mı? ssk dan emekliyim””bana bu yaşımızda da aşık olabilir misin?””olmam mı? aşkın yaşı olur mu de mi ya””pekii ! karizmatik misiniz?””hayır ssk emeklisiyim ! “Yahu şu milleti maymun edenlerin, boyu devrilsin emi..