Zaman sadece akıp gitmez,saatlerin tutamayacağı hesaplanamaz değişim bizde.
Zaman sadece akıp gitmez,saatlerin tutamayacağı hesaplanamaz değişim bizde.

Kara kaplı defterim, yangınlarımda benimle yanan defterim. Unutulmuştun sen bu yeni yangına dek. Çok yangınlar geçirdik benim bedenimde. Sen karardın ben büyüdüm, sen nesnelerin sadakatiyle beni bekledin ben insanların çiğ sütüyle sana ihanet ettim. Değiştim. Bir yıl öncesinde sen mektuplarımın kağıdıydın, zarfına hiçbir zaman adres iliştirmediğim mektuplarımın. O mektuplardan geriye son mektubum kaldı, sahipsiz beklemekteymiş beni.Kara kaplım, ona yeni sahipler bulacağız artık, adres iliştirmesek de okunacak sayfaların.‘’ Tarihi hatırlamak istemiyorum.Başlamak. Uzağı olduğum bir kelimeymiş; bir mektuba başlamak, nefesi kağıda yansıtmaya başlamak… Nasıl gelecek sonu diye düşünüyorum ben yine. Yazarken de bitiş celp etti beni bir de başaramayacaksın ki diyen ünlem cümlesi.Yazmak ve sana yazmak, ne için yazmak? Soruları çıkarmak, yazarken bile çok kolaymış. Yazamam dediğim anda merak ettim, gerçekten hiç yazmayı istedim mi ki diye. Sanıyorum ki istememişim, buna ihtiyaç duymamışım, sözlerimin delil olarak gözlerimin önünde olmasını istememişim. Doğru olan değil gerçek olanı yazıyorum bu türlü düşününce.Neler yazabilirim, neyden bahsetmeliyim, hangi suretimi takınmalıyım? Zor, cevabın gelemeyecek olması; ama sordum madem, bilmiyorum. Yazdıklarımı temize çekmeyeceğim bunu biliyorum. Gülümsüyorum, mektup yazarken bile savunmadayım, ruhumdayım. Bu ruhu ben yarattım ve şimdi yazıyor. Özetlense tek satırı geçemeyeceğini bildiği bir mektubu yazıyor. Asla okunmayacak bir mektup olacak bu, belki de hiçbir şey olmayacak, sahipsiz mektup olmak bile zor gelecek ona. Olabilir, her şey yalnızca olabilir.Susmamalıyım, biran için olsa bile kalemi bıraktım. Bunu yapmak istemiyorum. İçimdeki düşüncelerin hepsi tek bir anda yüzleşebilsin kağıtla, yoksa mektup değil günlük olur sanki yazılanlar. Anlatım bozukluğu mu yaptım? Kendi hatalarımı -işime gelenleri-sanırım su yüzüne çıkarmaya bayılıyorum. İnsanların bakışlarında bazen gölgesini gördüğüm, bizler birer kayıbız bakışını sevmiyorum, ama yine de hatalarımı açığa çıkartmaktan vazgeçemem. Ben hatalarımı biliyorum, hatalarımı dile getirmekten çekinmemek de buna sadece basit bir örnek.Yine de iyi bir haber var, değişiyormuşuz hepimiz; duyduklarım hep bu yönde. Ama birinin, yanındakinin rolüne bürünmesi mi değişimimiz? Beylik laflar oldu sanırım, bir de şu var ki kendi hayatımı net görmem imkansızken rasgele yaşamanın tadı damağıma geliyor, sonuçta tahminlerimiz kendimiz hakkındaysa öznel kalmaya mahkum! Yenilenme olayına tekrar dönmek istiyorum.…Yoldayken yazımı düşündüm, keşke okuyabilsen diye. Bu yazdıklarımı düzeltmek ellerimde, daha gönderilebilir hale getirmek ellerimde; ama yine o basit takıntım: o zaman ben, ben olamamam düşüncesi. En büyük korkum bu sanırım. Her sözüme ekliyorum fark etmeden, bilmeden o zaman ben, ben olamam ki diye. Bugün kendimi tekrarlıyorum, sanırımlar havada uçuşuyor. Her cümleye, bir sanırım gelip konuyor; kesinliğim yok. Söyleyecek sözüm de yok. Artık ne anlatabilirim ki aslında dinlemek isterken. Doğru yazdım, evet artık biraz da susmak istiyorum; dinlemek, izleyici olmak… Ama hala yazıyorsam bilemiyorum! Susarsam cevapsız kalmaktan korkuyorum belki de. O zaman ben anlatamam ki dersen; susmak ve yine susmak olurum. Olmasın ama!Mektubu gönderip göndermemek konusunda yolda tereddütlerim vardı. Göndermemeye karar verdim. Zaman öncesi belkilediklerim arasında bugün seçim yaptım, yaşamak gibi. Dün belkilediğin seçeneklerin arasında diğer gün seçim yapmak… Dün yaşamayı belkiliyordum, bugün yaşamayı seçtim. Gitmekten vazgeçtim. Belki var duruyor hala; ama artık sebeplerle geziyor. Kararsa net, kalıyorum! Belkiler dört koldan gezsinler ben buradayım diyebiliyorum.Birazdan bir ders daha başlayacak, hayatın dışına attığım yazdıklarım geçmişte kalabilecekken ben akmaya devam edeceğim. Önce derste, sonra öğrendiklerimde…Ders bitti, bilgilerim arttı ve sınandı. Yoruldum yazmaktan yine de aklıma geldikçe devam edeceğim. Parça parça olacak, benim gibi olacak yazdıklarım. Evet parça parça, benim etiketlerimden biri buydu hala duruyor mudur üzerimde ? Kim bilir …’’