Kadınla erkek durakta otobüsü bekliyorlardı.Gayet sevgili gibiydiler.Yüzlerindeki (benden biraz daha yaşlı olduklarını gösteren) hafif kırışıklarla örtüşen sevgi dolu ifade onlardan hoşlanmamı sağladı.Sonra, biran için düşündüm ve nurtopu gibi bir ikilem-im oldu:Onlardan hoşlanmış olmamı sağlayan esas sebep, ilerlemiş yaşlarına rağmen, -genç insanlar gibi- cinsel kimliklerini bütün durak insanlarına gösterebildikleri ölçüde içlerinde büyüyen haz zerreciklerinin yüzlerinde yansıttığı derin sevecen ifade de olabilirdi gayet.Sempatimin kaynağıyla ilgili yaşadığım bu açmaz canımı sıktı hemen.Neyse ki acil durumlarda kullanmak maksatlı yedeklediğim bir ‘sarsılmaz gerçeK’ im vardı : Sevgiliydiler.Devleti vücuda getiren hükumetler tarafından yapılandırılmış yasalar çerçevesinde, birbirlerine karşı sorumlu değillerdi.(Ah! Afedersin. Benim sana karşı olduğumdan daha fazla sorumlu değillerdi’ demeliydim.)Bundan nasıl emin olabilir ki insan?Ben emindim o an.Hayır, yüzük takıyorlar mı diye izlemedim.Ama emindim.Sadece sevgiliydiler….yüzükler değilse ne idi bu kadar emin olmamı sağlayan?Bu yazıyı boğacak kadar kalabalık bir ayrıntı silsilesiyle sabitlenmiş olan bir fikrim vardı.Bu yüzden boşver.Hem, sana hiçbirşey ispatlamak zorunda değilim.Otobüs geldi.Haklıymışım.Erkek, kadını otobüse bindirmek’ için oradaymış.Sarıldılar birbirlerine.Veda sarılması olduğu apaçık ortada.O anda benim tarafımda olan erkek in omzuna hafifçe dokunup:-Şehiriçi otobüs bu. Tren garında değilsiniz. Muhtemelen yarın yeniden görüşeceksiniz. Vedalaşmanız sence de çok saçma değil mi?demek istedim.Yapmadım tabii. Yanından geçtim.Ne cevap verirdi acaba? Mühim değil.Değildi, çünkü daha ilginç birşey oldu.Kadın, otobüsün girişindeki basamakları tırmanırken, erkek zeminden şoföre seslendi.-akbil var di-mi kaptan?Anlaşılan kadın, toplu taşınabilmeyi sağlayan robot biletlerden birine sahip değildi.’Kaptan’ başını olumlu salladı. İkarus hareket etti. Kapı kapandı. Kadın durakladı.Şoförle arasındaki alış-verişi -tek kelime etmeden- bitirdi ve turuncu akbil deposundan !!!OLUMLU!!! mesajını aldıktan sonra durup en keyifli yer için bakındı.
Fazla şansı yokdu.Tam karşıma oturdu.Yüzündeki çizgilerden anladığım kadarıyla ‘kaptan’ vasıtasıyla bütün otobüs ahalisine, onu koruyan bir erkeği olduğu’ mesajının verilmiş olmasının verdiği gururla karışık tatmin hali’ ni şiddetli bir şekilde hissediyordu.Şimdi konuşmaya kalksam ve konuyu gerekli noktaya getirsem, bana ‘kadın hakları’ nı savunacağına eminim.Ne saçma di-mi?
yorumlar
Çok beğendim eline sağlık.
afiyet, şeker.
ne güzel…
ne güzel?
bunun kadın haklarıyla ne ilgisi var :s
şimdi şöyle;ben o kadının yerinde olsaydım, o basamakdayken sevgilim benim için akbil i şoföre sordugunda onun yüzüne bakardım ‘napıyosun?’ gibi..rencide etmezdim tabi diger insanların içinde ‘ben kendim soramıyor muyum hayatıM?!?’ şeklinde.. ama sonraki ilk görüşmemizde böyle bir hareketi tekrarlamaması konusunda onu uyarır ve basit bir akbil dialoguna girmek için yeterli donanıma sahip oldugumu anlatırdım..dediğim gibi o böyle birşey yapmadı.yaptıkları ona da gayet normal geldi.(yazıyı okudugunda sana geldiği gibi.)ve eminim gerekli tahrikleri yapsam ve konuyu istedigim noktaya getirsem sende süper bir ‘kadın hakları savunucusu’ olurdun.farkında olmakdiyorum..gerek.
hala bunun kadın haklarıyla herhangi bir alakası olduğunu düşünmüyorum. Kadın hakları diyince aklıma gelen şeyler: seçme ve seçilme hakkı; çalışma hakkı; kendi seçtiği kişiyle evlenebilme hakkı; istediği eğitimi alabilme hakkı bir de kendi bedeninden sorumlu olabilme hakkı.. Arttırılabilir ama yukarıda bahsettiğin konu daha çok iki kişi arasındaki koruma ve sahiplenmeden (erkek) kaynaklanan bir ve teslimiyet(bayan) ifadesi olabilir ancak.. Bunlar da hepimizin zaman zaman ilişkilerde ihtiyaç duyduğumuz şeylerdir diye düşünüyorum. Bu iki taraf içinde geçerlidir sadece erkek ve kadın korumacı, sahiplenici yönlerini farklı ifade ederler.. Tabi senin verdiğin örnek biraz cins..Adım Adım Kadın-Erkek Eşitliği
Ben sana hak veriyorum:)
ben de sana :)))
eşitiz artık :)))
Kadın erkek eşitliğimi şimdi bu
Yok eşitlik meşitlik maalesefHala terazi dengede değil..
Senin terazinin akordiyonu bozuksa, çelişkisel yansımaları ve yanılgılarını tüm insanlığın suçu olarak görme… Zirzopluk cümlede mi? kendim(n)de mi? Sana bu hakkı veren haksız mı? Ya da hakkı yok mu?…
Kişiler aileyi,aileler toplumu oluştururYorumumdaki genellememin sebebi;İçinde yaşadığımız sosyo- kültürel yapıdan kaynaklanıyor.Yani bu toplumu biçimlendiren aileler değil,aileyi biçimlendiren toplum olması vaziyetleri.Ne kadar gelişmeyede ,değişmeyede dursa bu konu,hala biryerlerde hatta burnumuzun dibinde “kadınları” horgören,kendi varlığını ve hak,özgürlüklerini üstün gören,şiddet uygulayan,kendi egoları dahilinde hal tavır ve ahkamlarıyla kadınları birçok eylemden,kararlardan,etkinliklerden mahrum bırakan vs vs… zirzoplar peydah oluyor,yaşıyor nefes alıyor.Dolayısıyla genelin içinde zat-ı aliniz de dahil belli bir kesimde kapsanmış oluveriyor,nasıl bir kesimdir o da sizin yorumunuzda “tüm insanlığı suçlayan” diye abartıyla nitelendirdiğiniz değere bağlıdır.Ama siz hala ifadelerden istisna gördüğünüz kendinizi de konuya duyarlı olanları da çıkartmayı öğrenemediniz mi?Zirzopluk hiçbiryerde..!
anladığım kadarıyla hafsalalarınız durum(kadın erkek ilişkilerindeki denge) ile ilgili olarak ideal öngörülerinizi teşhir etme yönünde şekillendiriyor yorumlarınızı.bense ne anlatmak istedim?fantaziler bir yana, böyle bir eşitlik yokki zaten. isteseniz de istemeseniz de.farklı şartlandırılmışlıklar söz konusu.derinden sevgiler.