Zamanında dünyanın en büyük tehlikesi dinsizlik olarak görülürdü.EEE zaman değişti devran döndü… Artık en büyük tehlike olarak karşımıza din çıkarıldı… İyide bu nasıl sağlandı peki?Devletin elinde olmayan din eğitimi elbetteki tarikatların eline geçti…Dinler arası diyalog diyerek yola çıkanlar yeni din kurup kendilerini peygamber ilan etme aşamasına geçtiler çoktan…Kuran-ı kerim’i bir tarafa bırakıp başka kitapları okudular…Hatta o okudukları kitapları kafalarına göre değiştirdiler…imana çağırmak için her yol mübah bir müslüman bir müslümandır mantığıyla, sofralarına oturdukları insanlarla domuz eti yiyip şarap içtiler haram diyerek…Okullar açtılar… Televizyon kanalları kurdular… Kapı kapı dolaşıp yardım topladılar…Amerika gücünü arkasına alarak yaptılar…yapıyorlar…Arka bahçemiz mantığıyla hareket edenler istediklerini elde ettiler..Artık devlet din eğitimi veremiyor… Tarikatlar veriyor..Geçmiş olsun…
yorumlar
Çok doğru. Büyük şehirlerin dışında olan yerlerde bu durum daha da fazla. Kimse tedirgin olmuyor. Yaşamımıza devam ediyoruz. Gün gelir yaşayarak görürürüz olan kurunun yanında yaşa da olur.
İlkel toplumlarda kamların, şamanların kullandığı en önemli toplumsal malumatlandırma ve yönlerdirme saiki korkular ve korkular üzerine kurulu kutsallardır der bir sosyolog. Ben tamamen bu kanıda değilim ama, ilkel toplumlar kadar modern toplumlarda da korku ve korku üzerine kurulu kutsalın hala çok etkili bir iktidar ve otorite aracı olarak kullanılabileceğine inanıyorum.Cemiyete hapsolmuş bir insan kadar bireye hapsolmuş bir insan da korkularıyla kolayca idare edilebilir. Vatandaş olarak, işçi olarak, üye olarak, öğrenci olarak vs…