36 Saniyelik bir videoda Irak’ta Yaşamak …Ne doğan güne hükmüm geçer,Ne halden anlayan bulunur;Ah aklımdan ölümüm geçer,Sonra bu kuş,bu bahçe,bu nur.Diyarların anasıydı Bağdat.Oradaki kuş,bahçe ve nur hayat ışığıydı oranın insanına.Sonra işgaller,yağmalar,savaşlar,dikta yılları yüzyıllarca kovaladı Irak insanını.Başka kıtaya geçildi:Ve gönül Tanrısına der ki:–Pervam yok verdiğin elemden;Her mihnet kabulüm yeter kiGün eksilmesin penceremden.Her şeye rağmen yaşamak güzeldi,kolay vazgeçemez insan ki her seferinde lanet ettiği hayatından.Hakkıydı Hakka tapan Iraklının yaşam.Cennetinin altındaki petrol cenneti ölüm sebepleri oldu.Bir emperyal “Süper Abi” sahiplenmek istiyordu.Hak,hukuk getirdikleri topraklarda insanlar geç uyandı yaşama hakkı olmadan diğer hakların bir işe yaramayacağına.Sonrası…Aramalar,tutuklamalar,sonra ölümler…Ölmek Irak’ta rutin bir hal aldı.Azrailin en yoğun mesaisini yaptığı ülke şimdi Irak.Öyle alıştık ki gelen her yeni ölüm haberine,önce beynimiz reddetti yenilerini duymayı,zamanla kulaklarımız da uydu ona.İstemiyorduk kötü haber,doğal hakkımızdı morali bozulmadan mutlu mesut yaşamak ve ne yazık ki gittikçe kulaklarımızı tırmalamaya başlayan ses,en doğal hakkı,yaşama hakkı,elinden alınan insanın son 36 saniyesindeki sesleriydi.Hatası yanlış zamanda yanlış yerde olmak olduğu kadar yanlış yerde doğmaktı.Başlıbaşına bir ölümdü belki de baskıcı bir rejim altında yaşamak ama ona özgürlüğü vaat edenler ona bu hürlüğün bu dünyada olmadığını anlattılar;söz zaten gereksizdi,silahlar konuştu.Elleri korumaya çalıştı başını,önce kurşunların sesi arttı,zaten yaralı olan vücuduna bir kurşun daha girdi.Artık o da Filistin’de oğluna siper olan baba gibiydi.”Cafer”,adının o anı yaşayanlar tarafından telaffuzu unutulur gibi değil.Tüm dünyanın tanık olduğu 36 saniye.Kaç berbat saniye,dakika,saat yaşanıyor o topraklarda?Dün cezaevi fiyaskosu,bugün 36 saniyeye sığan ölüm.Ne gerekiyor ki daha insanlığın oraya dikkat kesilmesi için?Çöl.Su.Çölde suyun yaşamla eş anlamlılığı.Susuz kalan Amerikalı askere buz veren Iraklıyı tasarlıyorum kafamda,buzu parçalamaya çalışırken açık hedef olan asker geliyor aklıma.Yaşamını kazanmaya çalışırken ölen asker.Ölüm bu kadar kolay.Irak’ta ölüm dağıtılıyor.Ölenler belki de o toprağa artık geri dönememekten memnun,geride kalanlar,ana-baba,çoluk-çocuk,eş-dost-akraba kaybeden bu insanları kurtarmak,insanlığın görevi değil mi?