“Elçiye zeval olmaz”, bu laf size çok eskilerden kalmış gibi görünebilir ancak bizim demokrasimizin temelini oluşturuyor. Zira bizim görüşümüze göre bize gelen mektubun içeriğinden postacıyı sorumlu tutamayız. Benzer şekilde düşünmeyen louis vuitton, iki internet servis sağlayıcına karşı, illegal içerikli sitelere karşı önlem almadıklarından dolayı dava açtı ve toplamda 32.000.000$ tazminat kazandı. Bu da gösteriyor ki dijital medya koruma antlaşması (dmca) ile internetteki güvenli limanların sayısı her gün azalıyor.Bir yanda müzik endüstrisi için gelir büyük bir kaynağı diğer yanda da, demokrasimizin temeli ve kendi kişilik haklarımız duruyor. Acaba “bayan adalet” nasıl bir karar sergileyecek. Zira artık internet üzerindeki bütün aktivitelerimiz kontrol altına alındı ve her hareketimiz kaydediliyor. Düşünün ki benim doktoruma veya en yakın arkadaşıma gönderdiğim bütün e-posta’lar onlara gitmeden önce mutlaka okunmuş oluyor. Peki böyle bir durumda kendi kişilik haklarınızı nasıl savunabilirsiniz veya büyük bir şirketin içerisinde yaşanan büyük bir skandalı biliyorken kendinizi nasıl güvende hissedebilirsiniz.Bizi biz yapan şey, özel hayatımızdır. İzlendiğini bilen insanların tavırları ve davranışları değişir. Kişilik bozuklukları sergilemeye başlarlar. Benzer şekilde şuanda yetişmekte olan neslin kişilik problemleri yaşayacağı da çok açık ortada doğrusu. Zaten İsveç’te sadece bu konular için Korsan Parti kuruldu bile.