John G.Bennett
Nokta Dergisi ve BirGün gazetesi resmi tarih bozar yazarı Ümit Bayazoğlu geçenlerde John Godolphin Bennett‘ı gündeme taşıdı. J.G. Bennett (1897-1974), İngiliz matematikçi, istihbaratçı, spiritualist ve bir derviş. Dervişliği istihbaratçı kimliğinin bir parçası olabilir diyor Bayazoğlu, nitekim İngiliz’lerin İstanbul’daki bazı tekke ve dergahlardan istihbarat satın aldığı biliniyor, ilerde bundan daha detaylı bahsedeceğim. Ermeniler’den aldığı yardım karşılığında İttihatçılarla işbirliği yapan Ermeniler’in kendi içlerinde temizliğine de göz yummuş kendisi.J.G.Bennett, I. Dünya Savaşı sonunda İngilizler’in İstanbul’u işgali sırasında yüksek dereceli bir istihbarat uzmanı olarak görev yapar. Mustafa Kemal Samsun’a gitmek için Vahdettin’den olur aldıktan sonra Bandırma Vapuru ile İstanbul Boğazı’ndan çıkarken, İngiliz yetkililer tarafından durdurulup vizelerinin sahte olup olmadığı kontrol edilir. Boğazın kuzeyinden sorumlu olan J.G. Bennett durumdan işkillenir. Gemide Mustafa Kemal’den başka çok sayıda general vardır. Gemiyi beklemeye alarak durumu üstlerine bildirir. Teyit için Vahdettin’e ulaşılır ve problem olmadığı, geminin geçişine izin verebileceği Bennett’a bildirilir.Daha sonra Samsun yolculuğu hakkında bazı spekülasyonlar yapılmıştır. Bandırma Gemisi Karadeniz’e pek çıkmamakla birlikte geminin kaptanı İsmail Hakkı Durusu tecrübeli ve Karadeniz’i çok iyi tanıyan, 21 yıllık kaptanlığının 5 yılında Karadeniz’ de çalışmış Hindistan ve Uzak Doğuya kadar gitmiş bir kaptandır. İsmail Hakkı Kaptan’ın acemi olduğu, gemide sadece bir pusulanın bulunduğu ve bu pusulanın da bozuk olduğu söylentileri üzerine İsmail Hakkı Durusu 1930′ lar da verdiği beyanlarda, Karadeniz’ de 5 yıl çalıştığını, gemide iki adet iyi şekilde çalışan pusulalarının olduğunu ve kıyı şeridini takip etmelerinin tamamıyla Mustafa Kemal’in emri olduğunu açıklamıştır. (bkz)J.G.Bennett başta Özbekler Tekkesi olmak üzere, tasavvufu öğrenmek kisvesi altında bazı dergahlarla ilişki içine girer. Abdurrahman Dilipak, dergahın Şeyhi Süleyman Efendi’nin konuk olarak dergaha gelen kişilerden topladığı istihbaratı İngiliz Büyükelçisi Henry Layard’a sattığını yazıyor (bkz). Özbekler tekkesinin bir başka özelliği Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’ya geçmek isteyenlere yardım edilen bir merkez olması. Son şeyhlerinin, İttihatçıların Kurtuluş mücadelesi için kurdukları Karakol cemiyetine duhûl ettiği, cemiyetin Anadolu’ya silah kaçırmak gibi faaliyetleri de biliniyor. Karakol Enver Paşa’ya bağlılıkları nedeniyle pek kabul görmüyor daha sonra Mustafa Kemal tarafından dağıtılıyor.Konuya dönersek, J.G. Bennett yıllar sonra İstanbul’a ziyarete geldiğinde doğru Özbekler Tekkesi’ni ziyarete gidiyor. İlginç olan başka bir konu, Özbekler tekkelerinden birinin Üsküdar Bülbülderesi’ndeki Sabetay mezarlığı üzerinde kurulmuş olması (bkz). Sabetaycıların döndükten sonra eksikliğini hissettikleri kabala gizemciliğini bazı nakşî dergahlara sızarak tatmin ettikleri biliniyor. Özbekler Tekkesi’nin son gündeme gelişi Ahmet Ertegün’ün buraya gömülmesi ile oldu.Eklemleyeceğim başka bir konu ise inan6666’nın kaleme aldığı büyücü peygamber Aleister Crowley’nin Altın Şafak Hermetik Cemiyeti’ne girdiği sıra Allen Bennett adlı birinden spiritualizm işinin ilmini öğrenmek için dersler alması. İki Bennett arasında fizikötesi konulara duydukları ilgiden başka bir bağ bulamadım (bulan olursa yazsın). Tabi bir de Aleister Crowley’nin kendi oğluna Atatürk adını vermiş olması var. Son bir ilginç rastlantı inan6666’nın anlattığı üzere Ahmet Ertegün’ün meşhur ettiği Led Zeppelin’in Aliester Crowley merakı!
“A” ya dikkat
Bennett’in adının John G. olması bir Otnemem hastası olarak son dikkat çekeceğim nokta.
İngilizler neden kaybetmezler? Çünkü İngilizler yarıştaki bütün atlara oynarlar.
yorumlar
şokePS: Michael Tsarion – Nakşibendi Bağlantısı!
Konuya katkın için sana da teşekkürler @Togepi. Kazım Karabekir Paşa, Milli Mücadele sonrasında Mustafa Kemal’le ters düşmüş ve pasifizie edilmiş biridir. Anılarında mealen şöyle diyor: “Mustafa Kemal’in niyeti padişah’ın kızıyla evlenip arkasından Harbiye Nazırı (Savunma Bakanı) olarak mücadeleyi içerden yapmaktı. Ben olmasam Samsun’a gideceği yoktu.”
En son Philip Mansel‘in, Constantinapol kitabini okudum. Mustafa Kemal’in Sultan’in kizi Sabiha Sultan ile evlenmek istedigi ve bakan olmak istedigi, ancak Sabiha Sultan’in baska birisine asik oldugu ve ayni zaman da ‘Damatlardan birinin Osmanliyi batirdigi -Enver Pasa kastediliyor- ve o yuzden Mustafa Kemal gibi oldukca hirsli bir pasa ile Sabiha Sultan’in evliligine sicak bakilmadigi’ gorusu vardi.Olayin gercek ic yuzunu bilen var mi?
Enver ve Mustafa Kemal Paşalar arasında bir çekişme çekememezlik olduğu muhakkak. Güç Enver’in elindeyken (Enver daha kıdemli) Mustafa Kemal’i mümkün olduğu kadar pasifize etmeye çalışıyor, Trablusgarp’a gönderiyor mesela, sonra Sofya’ya ateşe olarak atanmasını sağlıyor, maksat İstanbul’dan uzak olsun. Mustafa Kemal’i Çanakkale başarılarından sonra tebrik etmekten imtina ediyor.Enver, İngilizler İstanbul’u işgal edince Almanya üzerinden Moskova’ya geçiyor, hayali Anadolu’ya gelip milli mücadelenin başına geçmek. Ancak bu sefer güç Mustafa Kemal’in elinde, bu sefer aynı şeyi o Enver için yapıyor. Bakü’ye kadar gelen Enver oradan Anadolu’ya değil Türkistan’a gitmek zorunda kalıyor ve Turan peşinde telef oluyor.
Küçük bir ekleme yapmak isterim. Bandırma gemisini anlatan 2. linkte, geminin batırılacağını Rauf Orbay’ın haber verdiği yazıyor. Şurada ise daha ilginç bir bilgi var. Haberi veren bir ermenidir. Hatta Vahdettin’in de bundan haberi olduğu, bu yüzden Samsun’a gidişe izin verdiği de başka bir spekülasyondur.