Aslında bu günlüğü 8 Mart Perşembe günü yollayacaktım, ama site o gün kapandı, bir daha da açık yakalayamadım.. Hazır sağlamken gönderivereyim…

Aslında her şey yeni başlamıştı. Siz de biliyorsunuz. O geceden sonraki gün, yani dün buluşmadık. Ama konuşmuştuk onunla. Ondan sonraki gün, yani bugün, onun okuluna gittim. Saat 15:30’da oradaydım. Bir süre konuştuk onunla. Geyik döndürdük iki saat kadar. Ondan sonra, bilet almak üzere bi dükkana doğru yürümeye başladık. O sırada sana bir şey söylemem lazım dedi. Ben de söylemesini bekliyordum. Ama bir türlü söylemiyordu. Bu sırada ben bileti aldım. Durağa doğru yürüyecektik, ama durdum ve ona, ne söyleyecekse söylemesini istediğimi söyledim.

Duraktan vazgeçip geldiğimiz yere doğru yürümeye başladık…

– (O) Aslında ne söyleyeceğimi bilmiyorum.

– (Ben) Söyleyeceğin şeyi söylemek istediğinden emin misin?

– Bilmiyorum… Ya.. Aslında ne istediğimi ben de bilmiyorum. Ne hissediyorsun?

– İki gündür kafam çok karışık. Durum hiç beklenmedik bir şekilde gelişti, aslında ben de biraz tuhafım. Ama kafamda olumsuz bir düşünce yok. İki yıldır arzuladığım şey, sonunda gerçekleşti. Çok mutluyum, anlaşılmıyor mu?

– Ben henüz emin değilim. Sana demiştim Salı günü, ben değiştim diye. Ben çok değiştim. Senden ayrıldıktan sonra herkesten kendimi soyutladım. Okul, ev ve kulübümle sınırladım kendimi. Nilgün’le bile ayda bir konuşuyoruz (onun en değer verdiği insanlardan biri(ydi)).. Bu iki yıl içerisinde çok darbe yedim ben. Çok fazla acı çektim. Hiçbir şeyden zevk almamaya başladım. Sevgi, arkadaşlık, aşk… Bunlardan zevk alabileceğimi bile bilmiyorum. Her şeyden soyutladım kendimi. Açıkçası yeniden bir ilişkiye başlayacak cesareti göremiyorum kendimde. Zamana ihtiyacım var!

– İki yıl, karar vermek için uzun bir zaman değil miydi?

– Ya.. Sana tekrar zarar vermek istemiyorum.

– Beni neden düşünüyorsun ki? Zarar görüp görmeyeceğim, benim umrumda! Söylediklerini duymak, hele hele bugün, beklediğim en son şeydi. Ben yeniden bir şeyleri başarabileceğimizi düşünüyorum. Birlikte. Bunu başarabilirsiniz. Geçmişteki boktan hayatını birlikte düzeltebiliriz. Etrafına ördüğün duvarın arkasına sığınırsan, bir şeyi düzeltemezsin.

– İki yıldır bu şekilde yaşıyorum. Benim için kolay değil!

– Anlıyorum. Ama bunu birlikte başarabiliriz. Seni çok özledim! Ben devam etmek istiyorum. İlişkiyi yürütüp yürütemeyeceğimize, arkadaşlık sıfatı altında karar vermek istemiyorum. Seninle arkadaş olmak benim için çok zor. Hele hele Salı gününden sonra. Madem öyle, neden Salı günü bana öyle davrandın?

– Sanırım Salı günü, cesaret gösterebilmiştim. Karar veremiyorum, hala seni seviyor muyum, yoksa o gün seni gördükten sonra, olaylar istemeden mi gelişti, sana yakın davrandım!

– Keşke Salı günü bunların hiçbiri olmasaydı ve olaylar yavaş ama sağlam ilerleseydi. Anlamıyorum ya.. Tanışıyoruz, 13 ay çıkıyoruz, ayrılıyoruz, iki yıl görüşmüyoruz, iki yıl sonraki ilk görüşmemizde yeniden çıkmaya başlıyoruz, sonraki görüşmemizde ise yeniden ayrılıyoruz. İyice oyuncak oldu!

– Tamam o zaman, ilişkiye devam edelim. 10 gün sonra seni sevmediğimi anladığımı söyleyim ve ayrılalım, bu daha mı iyi?

– Evet, kesinlikle! En azından bana somut bir sebep sunmuş olursun. Beni sevmediğini söylersin ve ben anlarım, artık eskisi gibi olamayacağız!

– Gitmem gerek..

– Dur.. Bundan sonra ne olacak?

– Ne olur.. Zamana ihtiyacım var.. Bugünkü konuşmalarımız, bundan sonra konuşmayacağımız anlamına gelmiyor!

– (Ayrılırken de bunları söylemişti bunları bana, diye düşündüm). Ben böyle olmasını istemiyorum!

– Ben gidiyorum…

Dedi ve gitti. Okuldaki kulübünde toplantısı vardı. O gittikten sonra bulunduğum yere çöktüm, kısa bir süre sonra kalktım, sineklerden rahatsız olmuştum ve başka bir yere oturdum. İki saat öyle kalakalmışım.

Onu tekrar karşımda gördüğümde iki saat geçmişti. “Neden Geldin?” dedi.. “Hiç gitmedim ki” dedim. Bana uzun uzun baktı. Sonra dışarı çıktık, durağa doğru yürüdük. Kimse konuşmuyordu. “Zamanın var mı?” dedim. Olmadığını bilmiyordum. Beklediğim cevabı aldım. Ondan sonra yürümeye devam ettik. Yolda, Nez’in “Sakın Ha” parçasının kime ait olduğunu konuştuk : Bulamadık bir türlü. Daha doğrusu ben bulamadım, o da bana söylemedi.. Durağa vardığımızda ikimizin de otobüsü geldi hemen.

Şimdi ben ne yapayım? Ne anlamalıyım ben bu işten? Veya neler oluyor benim hayatımda????