en çok dikkatimi çeken,en sevdiğim oluştur…şimdi biraz açıklık getirelim ikonografi için:Bütün geçmiş sanat olgularında karşımıza çıkan biçimlerin, kişisel ya da toplumsal inançla dinle, herhangi bir doktrinle sembolik bir ilişkisi vardır.Belli biçimler belli anlamları ifade etmek için kullanılmıştır. Örneğin erken Hıristiyan sanatında bir haç İsa’yı sembolize ederdi. İşte sanat biçimleri ile içerikleri yani anlamları arasındaki ilişkiler ikonografik ilişkilerdir. Bu ilişkileri araştıran bilgi dalına ‘ikonografi’ denir.insanlar din’i sever; onları durdurabildikleri* ve korudukları* için…bu yüzden ikonografilerde,özellikle ikonografik dini yapıtlarda sevilir.
yorumlar
işin tuhaf yanı artık bu sembolizimler dövme olarak insan vucuduna taşınabiliyor…oysa tanrı uzakta olduğu sürece kutsaldı…onu yakınlaştırma isteği alt etme isteğinden gelmekte olabilirmi?bu konularda pek iyimser yaklaşımlarım yok.doğa insanı yaratmış olsaydı,başa çıkamadı…sandılar…hiçbirzaman insan doğaya engel olamadı gerçekçilikle yaklaşıldığında.peki ya tanrı…o bizi birbaşımıza bıraktı, ne yaptıysak kendimize yaptık , ya hayat boyunca cehennemini yaşadık yada elbet birgün yaşamak zorunda kalıcaz…
cok uzunn , kapsamli 1 arastirma,okurken dusundureninsani hayretler icinde birakan 1 yazi!!!!!yani otur bunu 5 saat t yaz, goz kapaklarin na agri binsin, beynin sulnsin…zor is
yazı için söyleyebileceğim tek şey ; simgebilimahkamın için ise :şahsi cehennemine hoşgeldin!
konu aslında çok derin kanımca.. böyle kısa geçiştirilmesi sembollere haksızlık gibi geldi.. ama yine de hatırlatıcı olması bakımından teşekkür etmek gerek..çizgi ile ekmeğini kazanan biri olarak sembollerin insan hayatındaki önemini anlatan bir yazı yazabilirim belki ileride.. şimdi ise söyleyebileceğim tek şey ahkamın ile ilgili sevgili @lucyintheskywithdiamonds kardeşim.. çok detaya girmemeye çalışacağım.. çünkü bahsettiklerinizden umutsuzluk ve karamsarlık duyguları sezinledim.. bunu aşabilmenizi ümit ediyorum.. sözlerimde sizi kınamak veya yadırgamak gibi bir gaye asla yoktur..”tanrı!!” uzakta olduğu sürece kutsal mı bilemiyorum.. ancak O’nu kendimizden uzakta tutarak, putperest bir yaklaşımla cehaletin en büyük hatasını yapmış oluruz sanırım.. uzakta biryerlerde, tahtında oturan Hâlik ve aşağıda onun yarattığı aciz Mâhluklar.. bu anlayış ne pozitif bilimle, ne felsefeyle, ne de din bilimleri ile açıklanabilir.. bu acziyetin en basit şekliyle dışavurumudur.. belli semboller, ikonalar, şekiller, nesneler ve kişiler kullanarak kendi içsel korkularımızı dindirecek, varoluş sebebimiz olan acı’mızı bize unutturacak hayali bir varlığa sığınmak, aklı başında olan insan için mümkün değildir.. ikonalar ve semboller, bu korkuların dindirme aracı olarak eski çağların cahil kavimlerince kullanılan çok basit çözümlerdir.. insan psikolojisi bellidir.. ve o çağların liderleri bunu çok iyi kullanmışlardır toplumları gütmek ve kendilerine çıkar sağlamak için..tanrı diye tanımladığınız, size uzak, gökyüzündeki tahtında oturan bir adam değildir.. o herşeyi varlığı ile kapsayan iradedir.. herşeyde, herkeste ve heryerde tasarrufu vardır.. onu görmesini bilelim.. hem de en yakından başlayalım onu görmeye.. kendi gözlerimizden.. kendi gözlerimizden kendimize bakalım.. aynada değil.. kendimizi izleyelim.. tüm yaptıklarımızı, söylediklerimizi ve düşündüklerimizi.. kendi gözlerimizde arayalım “tanrı” diyerek isimlendirdiğiniz ama esasen isim ve sıfatları çok daha fazla olan o büyük kudreti.. basiret gözü ile bakmak yeter.. o zaman size asla “uzak” olamayacak olan o kudretin ışıltılarını görebilirsiniz belki.. görmelisiniz..
hmmmm…çok teşekkür ederim @sahlanankoc…ama şunu diyebilirim.bu konu yani senin üzerine düştüğün kısımı daha farklı düşüncelerimde…fakat ben genel olarak dine inananların felsefesinden yola çıkarak eleştirdim o kısmı.insanın tanrısı kendiside olabilir…bu tip şeyleri sorgulamaktan kaçınırım herzaman.ben yalnızca genel oluşumdaki çelişkilerini sezinlediğimden takıldım…ama teşekkür ederim çok güzel yazmışsın.
evet konuyuda açmam gerek uygun zaman içinde biliyorum…şimdilik aklınızda bulunsun ve güzel bilgilerinizi esirgemeyin istedim.