HAYAT KARŞISINDA ÇOCUKLAR GİBİYİZ.
Bir bilgin çocuklardan birine bir şeker verdi. Çocuk çok sevindi. Bir şeker daha verdi. Çocuk daha çok sevindi.Bir şeker daha verince çocuk sevinçten deliye döndü.Ve bir şeker daha verince, çocuk dört şekeri elinde tutamadı. Sonuncusunu yere düşürdü. Şeker düştüğü yerde çamurlanıp yenmez hale geldi.Az önce sevinçten uçan çocuk hıçkırıklarla ağlamaya başladı.Bilgin bir taraftan çocuğun gözyaşlarını silerken bir taraftan da kendisini dinleyenlere şunları söyledi:“ Hayatta sahip olduklarımız böyledir işte. Bir zamanlar sahip olmadığın şeye, zaman gelir sahip olursun. Ancak ondan azıcık bir şey yitirdiğinde üzülür dert edersin. Halbuki bir zamanlar hiç birine sahip değildin. Hayat karşısında çocuklar gibiyiz canlar!”Var mısın, Yok musun programını ilk izlediğimde bu hikaye geldi aklıma. Başlarken hiçbir şeye sahip değilsin. Sonra aslında sana ait olmayan rakamlar ile karşı karşıya kalıyorsun. Sonra da, sana ait olmayan bir para için, “kaybettim” diye üzülüyorsun.Hele bir de varım dedikten sonra, devam etseydin ne çıkardı bölümü var ya? Yarışmacının yokum dediği varsayılarak, açılan kutularla, üzülüp sevinmesi ne kadar garib bir durum!Elindekilerin kıymetini neden bilmez insan? Neden sahip olduklarından çok sahip olmadıklarına ve kaybettiklerine odaklanır? Neden çoğu kez sahip olmadığımız şeyler için mutsuz oluruz?