Hırs iyi bir şey değildir. Hayatı unutacak kadar hırslı olmak neleri kaybettiğinizi bile görmenizi engeller. Ama ya hırsın kazandırdıkları? Ya da şöyle demeliyim belki de. Yeteri kadar hırsla neler kazanabiliriz?
Bir hayalim vardı. Sekiz sene boyunca bu hayalimi gerçekleştirebilmek için sürekli peşinden koşmam gereken. Koştum da. Tanıyanlar hırslı olmadığımı söylerler aksine hırs yerine “aman boş ver olmazsa ölüm yok ya ucunda” yaşadığımı. Bu hayalim bitince fark ettim ki, hırslı ve sabırlı bir takipçiymişim meğerse. Hayalim hüsranla son bulmamıştı. Yâda olmadığı için hüsranla son bulmuştu. Hırsım ise olduğu gibi duruyordu içimde bir yerlerde. Hırsımın da sönmesi gerekirdi belki de. Ama o içimde daha da büyümeye başladı. Biten hayalimin bırakın yeşermesine doğmasına bile imkân yoktu.
İşte bu nokta da o kötü bildiğimiz hırs nasıl davranmam gerektiğini öğretti. Nasıl yeniden biten bir hayalin yön değiştirebileceğini gösterdi. Şimdi belki de diyorsunuz ki “Gözünü hırs bürümüş birisin” sen. Belki doğrudur gözümü hırs bürümüş olabilir. Ama bildiğim bir şey varsa o da biten hayalime baktığım zaman sadece ne kadar boş bir hayal olduğuna gülebiliyorum. Belki şimdiki hayalim de boş işe yaramaz sonlanamayacak bir hayaldir. Yine de olsun olmazsa ölüm yok ya ucunda