Kusturucu bir otobüs yolculuğunda hoş bir kızla tanıştı gözlerim. Kıza bakmak ve kızında bana bakmasını istiyordum ama otobüs fazla kalabalıktı. Bu yüzden sadece ben görebiliyordum kızı. Hoş bir şapkası takmıştı , gözleri gerektiği kadar siyahtı ve GOETHE ‘nin FAUST’unu okuyordu.Elleri şirinceydi ve sahilde tutuşarak yüerüyebilceğimizi düşünmeme neden oluyordu. Otobüste bile kendimle çelişiyordum. Biriyle olma düşüncesini tabuta kapatalı hayli olmuştu. At yarışını düşünmeye koyuldum. Karataş bugün yoktu. Karataşın olmayacak olması altılı bulma ihtimalini hem yükseltiyor hem düşürüyordu. Ama şu kız hiç te fena değildi üsteklik Goethe okuyordu. Goethe okuyan birine yaklaşmak daha mı kolaydı? Goethe yi anlayışla karşılayan birinin beni de anlayışla karşılamasını bekleyebilirmiydim? İlk koşu kesinlikle sürpriz bitecekti. Ve son ayak iki at ta kapanıyordu. Buna emindim ve artık eskisi kadar yakışıklı gözükmüyordum ve artık kadınlardan daha fazla korkuyordum. Otobüsten indik. Kızı biraz takip ettikten sonra “Merhaba” dedim. Duymamazlığa geldi. Önünü kestim ve “merhaba ” dedim.. Evet dedi.. Korkmuş gibi gözükmüyordu. Bir ihtimaldi. İngiliz atlarında Jokey faktörü çok etkili değildi. G.Yıldız belki.. Ama ne diyeceğimi bilmiyordum…- Sence kitap nasıl?- Hı- Goethe?- Hııı… Evet severim..- Bende ka.. Bak ne dicem. Edebiyat’tan hoşlanıyorsun ve bende hoşlanıyorum. Buralarda bu tip insanlaryoktur bu bizim çay içmemiz için bir sebep olabilir.- Anlamadım- Ben Seko… Kitabı verirmisin?Cebimden kurşun kalemi çıkarıp kitaba Goethe’den bir şeyler ve msn adresimi yazdım. İşe yaramayacağını biliyordum. Ve yaptığım şeyin saçma olduğunu yeni anlamıştım. İki insan aynı yazarı seviyor , aynı filmden etkileniyor , aynı şarkıya tutuluyor diye birbiriyle yatmak zorunda değildi. Gittim. Kız arkasına bile bakmadı. Ben baktım. İki kere. Hoş kızdı.At yarışına son anda yetiştim. İlk ayakta favori at geldi.Benim kuponumda yoktu.Birlikte oynadığımız çocuk neden favori atı kupona neden yazmadığımı sordu. Ona Goethe okuyan kızın kafamı karıştırdığını ve neler olduğunu söyledim. Kanka dedi Goethe okuyanlar orospu gibi bir şey mi yani…….Eve girdim. Rape Me NiRVANA bağıra bağıra karşılıyordu beni.. Ve rahatlatıyordu…. Kızı aklımdan çıkarıp bir bira açmıştım kötü bir gün değildi. Televizyondan müzik dinliyyordum. Sonra yayını sunan eşcinsel sevgililer gününden bahsetti. Deli oldum ve televizyonu kapattım. Sevgililer gününden , sevgililerdebn nefret ediyordum birdenbire… Yolda iki sevgili gördüğümde biri ayağıma basmış gibi oluyordum sanki… Kıskanıyordum. Evet tam manasıyla kıskanıyordumb ve hiç bir özeleştirim yoktu. Birilerinin benim hakkımı yediğini düşünüyordum. Herkes her zaman yanılıyordu. Kızlardan nefret ediyordum o halde kızlarda benden nefret ediyordu.. Kızları seviyordum o halde onlar yine benden nefret ediyordu. İçimden sevgililer günü’nde darbe olmasını ve sokağa çıkma yasağının konmasını diledim. Ve biraz rahatladım. Kadınları tanıdığımı sanıyordum. Ve bu beni onlardan uzaklaştırmak yerine daha çok onlara bağımlı hale getiriyordu. Kendi kendime “Ne alakası var her şey psikolojik her şey içimde saklı” dedim. Ama ne alakası vardı her şey onlardaydı. Hiç bir şey psikolojik bir baskı gibi değildi. Komik bir karikatür gibi seviyorduk birbirimizi. Yalnız kalmayı kendim seçmemiştim ve memnun değildim. Ama bir sene boyunca kendimi aksine inandırmayı başarmıştım ve şimdi sevgililer günü geliyordu. Hayatım boyunca hiç umursamadığım bugüne bu yıl takmıştım. Çünkü özlemiştim. Bir kızın saçma şeyler anlatmasını ve sürekli beni yargılamasını ve bir şeyler istemesini , dudaklarımı ısırmasını özlemiştim. Her şeyi durdurduğumu sanıyordum ama her şey devam ediyordu. Birileri birilerinin dudaklarını ısırıyor sevgililer gölgelerinin resmini çekiyordu.Ben eksiktim. Belki siz de eksiksiniz. Şuna eminim onları kıskanmamız onlardan nefret etmemiz onlarla alay etmemiz son derece haklı. Adil olan bu. Devam edelim. Yalnızım ama mutluyum , kimseye ihtiyacım yok , kimseyle değil herkesle birlikteyim .. şaşırtalım onları aptallaştıralım… Onlarda yalnız olsunlar. Madem biz birlikte olamıyoruz herkes ayrı olsun.Destanlaştıralım ayrılıkları , şiirler dizelim ayrılığa… Aşkı boş verin aşıklar söz etsin ondan.. Dostluğu , aileyi aşktan önde tutalım hatta at yarışını , futbol takımlarını… Aşk dışında her şeyi aşktan üstün kılalım. Baltalayalım aşkı, kafesteki aslanlara atalım. Yargılayalım güneşle baharları.. Aşk gelir geçer. Biliyorsunuz her şey psikolojik her şey beynimizde saklı.. Her şey vücudun bir ihtiyacı… Sevgililer günü .. senede bir gün.. Bırakın onlara sevgilisizlik günlerimiz kutlayalım. üç yüz altmış dört gün… her gün daha eksik daha da özleyerek…..