Cavur icadı…Çok eskilerden başlayalım, Avrupa sayfa sayfa kitap, gazete basarken insanları aydınlanmaya yürüyorlardı. Matbaa cavur icadıdır, ülkeye giremez fetvası sonucu, günahtır diye yasaklandığını bilyor musunuz?“ Cavur” dedikleri uzay yolcusu iken makine (araba) cavur icadı diye binmem diyenlerden haberiniz var mı?Radyo, kaset çalar cavur icadıdır günah diyenleri de mi duymadınız?Televizyon, cavur icadıdır, izlemek günahtır deyip, çocukların izlemesini yasaklayanları da mı duymadınız?Bilmem hangi Arap firmasının reklamıdır, Arap harfleriyle yazılmış diye, minibüsünün camına asan şoför de var biliyor musunuz?Hangi Arap gazetesi olduğu belirsiz, hangi haberi verdiğini bilmedeği, Arap harfleriyle yazılı diye, yerden aldığı gazete parçasını öpüp üç kere başına koyanları görmediniz mi hiç?Sınav öncesi, ramazanda, dini bayramlarda; sınavı kazansın diye çocukları ve veliler, kızını evlendirmek isteyenler, yitiğini bulmaya çalışanlar vb . mezar taşlarından , asılsız yatırlardan, bağladıkları bez parçalarından medet umanları da mı görmediniz?Şimdi örümcek beyinlerinin düşündüklerini, çıkarları için sayfa sayfa kitap, gazete, dergileri matbaada basanlar kimler acaba? Dini, çıkarları için kullananlar, matbaalarda bastıkları dergi, kitap, gazete ve broşürleri nasıl dağıtıyorlar biliyor musunuz?Son model makinelere( arabalara) binmek kimlerin zevki, nereden kazandılar?Televizyon kanalları açıp, halkı din sömürüsüyle nasıl yönlendirdiklerini farkında mısınız?Sahte gözyaşları ile; okunan Arapça parçanın, hiçbir kelimesini anlamayan zavallı insanları da neden ağlattıklarını biliyor musunuz?Aydınlanma çağını geride bırakan” cavurlar” nereye gidiyor? Yirmi birinci yüzyılda geleceğimizi Ortaçağa götürmek nedir?Geleceğimizin , geçmişe yürüyüşü…
yorumlar
hep şikayet, hep şikayet. bi allahın günüde örümceklerin içinide dışınıda ağ kapladığı kafanızı deriiin uykunuzdan kaldırıp, yaptıklarını durmadan şikayet ettiğiniz insanlar gibi çalışıp kendi idealinizi icraata koymak için çalışsanızda bi görsek yaw. bildim bileli hep şikayet hep şikayet, ne olacak bu accayip hayat algılamasıyla bunların hali bilmiyom falla.bak buda güzel gider: hep kahır hep kahır
resim çektirmeyen bir tanıdığım var, günahmış da !
evine biblo ya da oyuncak bebek almayanı biliyorum..Tea, iyi ki varsınız ve öğretmensiniz..
Bu gerçekler şikayet değildir. Gerçeğin ta kendisidir. Çağlar öncesi “günahtır” zihniyeti hala bazılarının çıkarları için kullandığı yöntemlerdendir. “Ulemaya sormalar, fetva beklemeler” benim söylemlerim değildir… Belli bir kalıbın savunucusu, belli bir gurubun, çıkarım için çalışanı değilim. Yaşadığım sürece de hep doğruları ortaya koymaya çalıştım. Hiç kimseyi kullanmıyorum, kimsenin de piyonu değilim. Bu gerçekleri yok sayamayız, deve kuşu gibi başımızı kuma gömmekle bir yerlere varılmaz. Gerçekler ortaya serilmeli, bazılarını acıtsa da…Üç yüz yıl ülkeye günah diye sokulmayan, bu zihniyetin neresi yalan? Bu kaç nesil eder dersiniz? Bir okadar nesil gerideyiz demektir, bilimden, aydınlanmadan, çağdaşlıktan… Bu ara hiç bir zamanda kapanmayacağa benziyor bu gidişle… Bazı şahların, vezirlerin kaftanlarının etekleri altına sığınıp, bir parça çıkar beklemekle düzelme olmaz… Bilime, tekniğe ayak uyduramayanlar yok olmak zorundadır…
pillibebekkuyuda, güven verebildiysem size mutluyum, teşekkür ederim. Katkın için de sağol…at avrat silah, katkın için sağol…
turkiyedeki matematik olipiyatcıları, bilim olimpiyatcıları nerden cıkıyor biliyor musun:))senin kucumsedigin ,cemaatci dedigin okullardan:)turkiyedeki en basarılı ozel okullar: cemaat okulları:)turkiyede ilk bine en cok ogrenci sokan dersaneler cemaat dersaneleri,madem bunlar gerici siz ilerici,hadi o zaman bilimde kim daha ileri:)biz boyle konusup kafası hicbir seye basmayan cok insan gorduk:)ancak bos lafkıskanmayın,calısın sizin de olur:)
bu gayet dogaldır, dini konuda din adamları fetva verir:) deniz baykal degil!!bu cevabı basbakan kendisine sorulan turban sorusu uzerine verdi.ne deseydi adam evet farzdır, ya da farz degildir mi diyecekti.adam en guzel cevabı vermis:) ulemaya sorun, yani konunun uzmanına
takar türbanını ”Vakko” etiketini, gözüme sokar, bunu ben bile yapmam yani..
ben bile yapmam yani:))yani ne? “ben bile” ne demek?
okuldan kaynaklanmıyor o başarı yıldo.İyi ve fakir çocukları sende kandırıp toplarsan sen de başarılı olursun.
iyi fakir cocukları toplayıp kandırmak:))keske baskalarıda kandırsaydı da olimpiyatcı sayımız artsaydı:)) bilimde daha ileri gitseydik:)
olimpiyatcı yetistirmek her okulun harcı degil,turkiyede ilk yuze girdigi halde olimpiyatcı yetistirmek icin bu okullarda ders veren ogrenciler var,bu okulların ogrencilerine hicbir karsılık beklemeden ders veren eski olimpiyatcılar var.peki neden?bilimde ulkenin ilerlemesi icin,peki bu ozveri diger okullarda neden yok
şahıs olarak şöle veya böle olabilirsiniz, konu dışı. fikirler veya söylemler diyelim daha doğru olur, tekrarlana tekrarlana gerçeklikten uzaklaşmış, pörsümüş, bayatlamış yanlışlardan ibaret.bi kere “cavur” değil “gavur”, “kafir” kelimesinin türkçeleşmiş halidir. sonra matbaa hikayesi. uzun uzun anlatmaya gerek yok, bi örnekle yanlışlığı anlatayım. bugün büyük sermayelerin büyük marketlerinin şehirlere girmesi niye engellenmeye çalışılıyor, küçük bakkallar iflas etmesin diye değilmi? aynı durum çiftçiler içinde geçerli, hala ürünlerini devletin pahalıya almasını, kendilerine para aktarmasını istiyolar. osmanlı zamanındada küçük esnaf kendini bitirecek teknolojik gelişmelere kapıyı açmak istemiyodu, beceremedi. kaldıki matbaayı getirmeyenlerde yine bu milletin dedesi, sallarken biraz düzgün sallamak lazım. hem bu milletin yaşam tarzı tersinize gidiyosa millet ne yapsın yaw, nasıl yaşayacağını sizemi soracak. eğer yaptıkları bi yanlış varsa doğrusunu anlatırsın, öğrenirler. kendini tek doğru, ilham kaynağı, ışıksaçar olarak görmek kibirli olmak durumundan çıktı artık, patolojik hale geldi. pisipisikologlar konuya el attılarda artık her nerede yazıyolarsa oradadır.sonra kimin gerçekliği, size göre gerçek olanlar bana göre hayallerden, vehimlerden oluşan korkular. siyasi argümanlara sığınıp millete, dinine, kültürüne, yaşam tarzına laf atmak kolay, zor olan millete doğruyu anlatıp kabul ettirebilmek. siz beceremediniz, becerenleri kıskandığınızdan haset ediyosunuz. bilime, teknolojiye, kültüre ayak uyduramadığınız içinde yokolacaksızın, uyaramış oliyim bare.haset etme ne olur, çalış seninde -belki- olur:)
photonnn, Yaşın daha küçük yavrucak. Çıkar çevrelerinin kullanabileceği yaştasın. Beynin de yıkanmış temizlenmiş… Matbaayı yasaklayan çağı yaşamadık. Tv, radyo, kaset çalar vb. yasaklarını da bilmezsin sen… Şu an beklide kulağında kulaklık bir şeyler dinliyorsun… Atalarımız bunlara günah diyordu biliyor musun? Ülkemiz hangi buluşu yaptı, hangi tekniği üretti? O “cavurlardan” almıyor muyuz? Matematik ve diğer dallarda başarılı olduğunuzu söylüyorsunuz ne güzel… Çıkar çevrelerinin, senin deyiminle cemaatlerin piyonu olmaktan kurtulabiliyor mu bu matematikçilr? Kendi olamayan matematikçilerden neler bekliyorsun ki?
“cavur” olmuş, “gavur” olmuş ne farkeder, yöresel söyleniş bunlar…Matbaayı getirmeyenler bu milletin dedesi değildir diyen kim? Dedem yanlış yapmış ama ben dedeme kıyamam mı demek gerek? Bu milletin yaşam tarzındaki yanlışlar dan bize ne diyemeyiz. bu gerçekleri ortaya koymazsak kim neye nasıl öğrenir? Yaşam tarzı derken günahçı yasakçı zihniyetin uygulandığı yaşam tarzını diyorum. Kim kimi, neden kıskanacak? Neyiniz var ortada kıskanılacak? Ülke güllük gülistanlık mı, siz mi becerdiniz bunu?Size doğrudan bir soru; yatırdan, çaputtan, mezar taşından medet ummak çağdaşlık mı? Matematikçiler böyle mi başarı kazandılar? Çiftçilere gelince; Hammaddesini yudumuzda ürettiğimiz çiftçi ürünlerini işleyen fabrikalar dışarıya satılıyor. Fabrikatör yurt mallarını değil kendi ülkesinin mallarını getirip işliyor. Parasıda dışa tabii… Ülkemiz çiftçisi ürettiğini kime satacak, kaça satacak? hali perişan tabii…
@teacher, ne zamandır böyle güzel yazı okumamıştım, yüreğine sağlık..
“cemaat okulu” ne ya?memleketin okullarını da mı ayırıyosunuz artık?”çalış sizin de olur” ne demek? baştakiler memleketi siz – biz diye ayıra ayıra göte dayandılar zaten, onu da ayırsınlar rahat edelim. bu ayırımcılığı teşvik etmek hoşunuza mı gidiyor?yazıdaki ironiyi görmek çok mu zor? “eskiden gavur icadı diyerek toplumun belli kesimlerini teknolojiden gelişmeden soğutmaya çalışanlar şimdi o icatları bizzat kullanıyorlar”, denmiş. hani istikrar? hani nerde gavur icadı? şimdi kullanıldığına göre kullanan da mı gavur oliye? yoksam hiç mi gavur icadı olmamıştı onlar? yalan mıydı dedikleri? neydi?olimpiyat şampiyonu yetiştiren okullardan mezun olan beyinler umarım birgün bu memleketi bu hale getiren yiyicileri görürler de insan gibi memlekete hizmet verirler. aksi olursa, işte “beyin göçü” ne kelime, tam da “beyin yıkama”nın gerçek yüzünü görmez miyiz? umarım aksi olmaz da görmeyiz. umarım genç beyinler, bu memleketin yiyici takımından yana durmaz.o zamana kadar fakir yine korkarım, (bak sonbahar kış kapıda), bir torba kömüre, iki lokma ekmeğe he diyecek. bunlardan önce başa gelip memleketi yönettiğini sananlar da yemedi mi? yediler. tıka basa hem de! ama kozmopolit şehirlerin sokaklarında yığınlarla çöpten bir hayat geçindirmeye çalışan çocuk işçiler var. utanç diyarıyız. sigortasız, güvencesiz. toplum kutuplaştırılmaktan sersemlemiş vaziyette. önündeki gerçekleri göremeyecek halde!bak katı atık toplayıcısı çocuklar Ankara Belediyesi’ne kendilerine yapılan haksız ithamlar yüzünden meydan okuyorlar! sorunlarını kamuoyuna aktarmak için kendi çabalarıyla dergi çıkartıyorlar. susmuyorlar! toplumun genç nüfusu uyanık, beyinler açık!efendiler! içimizdeki/dışımızdaki tehdit, kutuplaşmayı tetikleyenlerdir. buna fırsat ve destek verecek koşullar yaratmayıp, aksine bütünlüğü korumak ve tehdit unsurlarına karşı duruş sergilemek lazımdır. yoksa bu uçurum giderek büyüyecek. buyurun okuyun Katık Dergisi bu konuya kapak olsun!
pilli patiayrıstıranlar kimler acaba ,benin en iyi arkadasım dinsizdir, hristiyan arkadaslarım var, ama nedense bazı insanlar bizi asagılayıp duruyor, fetoscu diyor, irticacı diyor, vatan haini diyor, ama nasıl oluyorsa ayrıstıran yine biz oluyoruz:))zamanında endulus medeniyetini musluman araplar kurmadı mı? arapları bu asagılamanın nedeni nedir?ben onune geleni asagılayanlardan bıktım artık,yiyici diyorsunuz , enflasyon yuzde 60 oldugu zaman, gecelik faiz yuzde 6000 oldugu zaman,bankalar hortumlandıgı zaman iktidarda ecevit yok muydu?bence bu halinize sukredin:)insanlar batıl inanc sahibi olabilir, ama baskalarına zarar vermedigi surece sana ne? onları asagılamaya hakkın var mı?simdi cevreme bakıyorum , cok konusan ,agzından bilim lafını dusurmeyen insanların hali ortada,
deneme
turkiyede akp doneminde misyonerlik patlama yaptı diyen kim? kendine “solcu” diyen rahsan ecevit. “irticacıyım” ama hristiyanların haklarını ben savunuyorum,zorla insanlara turkum dogruyum dedirttiren kim, basortuleleri okuldan kovanlar kim, benim icin onemli olan insandır, o insanın etiketi degil,inancı ne olursa olsun,isterse batıl olsun, ama kendine ileri diyenler bence kendilerine bir baksın, chp ruhban okulunun acılmasına karsı cıkar,oysa bu basbaya ozgurluk, chp vakıf yasasına karsı cıkar, mecliste turkiye vatandası rumlar icin yabancı der, hukuk turkiye vatandası ermenileri yabancı olarak niteler bir kararında, ama nedense bunları yapanlar ilerici oluyor, bizler gerici:)) ironiye bakın! simdi yiyicilerden bahsedenler, ecevit zamanında bankalar hortumlandıgında,gecelik faiz yuzde 6000 oldugunda enflasyon yuzde 60 oldugunda nerdeydiler??? halk akpye vermesinde kime versin? fasist chp ve mhp ye mi??? kendi vatandasına yabancı diyen chpye mi?ekonomi profosorleri tarafından ekonomi proglamına sıfır verilen chpye mi?
Pati bir kere ayırma var. Ayırmadan kaynaklanan kayırmada var. Bunun burda konuşulması bana kahvede konuşan amcaları hatırlatacak. Ama var yani gördüğüm için söylüyorum.Photonnn o okulları uçurma. Zira dünya fizik altın, gümüş madalyalılarının hergün suratına osuran biri olarak sana diyebilirim ki madalyayı sikiyim anlayışlarını sikiyim. Bu direk bu evet burda küfür etmem lazımdı. Olduğum gibi görünmem için.
Cemil Meriç bey çok güzel anlatır asasen, der ki bu ülke insanı gibi dünya üzerinde kendi kültürünü yadsıyan bir millet bulunmaz. Yukarıda teacher07 insanı bir şeyler söylemiş, pek hissiyatlı bir kardeşimiz, cehaletten dem vurmuş, iyi etmiş. İyi hoşta bu kadar klişe söylemleri kahvehane köşelerinden toparlayıp buraya ard arda yapıştırmaya ne gerek var idi anlamadım. Birde Matbaa’dan dem vurmuş, yani matbaa ülkemize geldi de müreffeh bir toplum mu olduk (: Bu çetrefilli hususlara klişe veya beylik sorularla atıfta bulunmadan evvel meselenin tabiatını tanıma konusunda gayretli bir çalışma yapılmalıdır.Cumhuriyet döneminde çok fazla kitap basılma nedeni ise arap alfabesi ile yazılan eserlerin, latin alfabesine çevrilmesinden dolayıdır. Batı tercümeleri osmanlı zemanında da mevcuttu, sizler bir voltaire’den bihaberken, kendisi papa’nın gözüne girmek için müslümanlıkla alay eden bir oyun yazdığı halde osmanlı topraklarında gezebiliyor, ve kendisine ne hikmetse birşey olmuyor. Candide’yi okuyanlar bilir nerde başlayıp nerde bittiğini (: Abdulhamit han darulacizenin içerisine hem cami, hem sinagog, hem de kilise yaptırıyor. Yıllarca fransız konsolosu tarafından saklanan Ali Paşa vasiyetnamesini okumakta fayda var.Moneteist eğitim sisteminin ise tutulacak bir tarafı yok. Okullarda ne öğreniyorsanız unutun, sıfırlayın dimağınızı, yeniden öğrenmeye başlayın. Cumhuriyetin kuruluşundan beri tek tip insan yetiştirilmeye çalışılmış, laiklikten bahsederken devlet dini, diyanet bakanlığı adı altında kendi tahakkumu altına almış. Devlet din işlerine karışmaya başlamıştır. Burda dönüp dolaşıp aynı sığlıkta hususlara yaklaşacığınıza, at gözlüklerini evde bırakıp dalın derinlere. Teacher07 bey de mükerrer defa türkçeden dem vuruyor, halbuki bilmiyor mu kelimelerin bir ömürleri vardır, belli bir süzgeçten geçerek günümüze kadar teşrif ederler. Konuştuğumuz dil bir ahmet hamdi tanpınarın konuştuğu dilden, bir ahmet mithattan, nutuğun orjinalinde yazlmış olduğu dilden pek farklı değildir. Bunu yabancılaştıran zihniyet tartışılmalıdır. Eğer lugat kullanma acziyetinizi/cehaletinizi, “türkçe” değil bunlar, arapça konuşuyorlar şeklinde ifade etmeniz ancak bana fevkalade bir aptallık olarak gelir. Şimdi simetrik kelimesi dururken kalkıp bakışımlı mı diyeceğim? Hem herkes istediği kelimelerle konuşabilir, kimsenin kelime haznesinin 1000,10000 kelimeden oluşması gerekmiyor. Fakat kullandığı kelimelerden dolayı insaların tenkit edilmesi, yine bu monoteist eğitim sisteminin eseri. Belli bir yönden olaylara bakarak sadece karanlıkta kalırsınız. Tekamul ömür boyudur, hangi yaşa gelirseniz gelin bitmez. Bundan çok az bir zeman evvel alternatif tıpa; koca karı ilaçları, saçmalık diye bakan batı ülkemden likapa ithal etmektedir, Rusya ise senelerdir Alternatif tıp ile uğraşmaktadır ve rusya üzerinde 17(eski bilgilerimle) tane alternatif tıp okulu mevcuttur. Kim cehaletten bahsediyor, evvelden hamburgerle, makarna ile beslenen şimdi doğal besinlerle beslenenler mi? Makes misal olmaz derler. Eşşeğe ne kadar anlatsam boş, anlayan anlar zati. Yazının başında da dediğim gibi klişe ve beylik muhabbetler yerine meselenin tabiatını anlamakta kemal-i cehd ile çalışmalıyız. Garbı yukarlara çıkarıp, şarkı yerin dibine sokmaya anlam veremiyorum. Bir yerden anlatmaya başlayım diyorum ama durum fevkalade vahim. Hz. Muhammed “ilmin memleketi yoktur, nerde ise ordan alınız” der. Dünya kitabını okuyan dünya’ya hükmeder. Ahiret kitabını okuyan ahiretini kurtarır. Tek çözüm ilimdir. Hayatta en hakiki murşit ilimdir.Sürç-ü lisan ettiysek affola.
Sen şahsına aşağılanma olarak algılıyorsan, bu gerçekleri kabul ediyorsun demektir. Kaldı ki, belirtilenler aşağılama değil birer tesbittir. Bana ne, bana değmeyen yılan bin yaşasın deme lüksüne sahip değildir hiç kimse. Gerçekler söylenmelidir…Ben hiçbir guruba ya da kişiye piyon olamam. Belli gurup ve kişilerin piyonları kim olmakta onlar açıktır. Sağlayacakları küçücük çıkarları uğruna kocaman cüsselerindeki benliklerini kaybedenleri görüyorum…
Ben kahvehanelerden geldim, ülkenin gerçek sahibi vatandaşın içinden geldim. Bu gerçekleri ortaya sermek neden acıtıyor acaba sizleri? Sizin de birkaç lokma umduğunuz çıkar çevrelerinin işi mi bozuluyor? Matbaayı günah diye yasaklayan zihniyeti ortaya söylemenin ne sakıncası var? Günah diyen zihniyet, dini kitaplar basılmamak kaydıyla bir zaman sonra serbest bırakıyor. Aynı zihniyetin savunucuları şimdi çıkarları uğruna neler yapmıyorlar ki…Dil, bir toplumun iletişim sağlamasında en etkili yoldur. Farklı kültürün, farklı dili ile anlaşmak zordur. Arap kültürü ile bizim nasıl anlaşabileceğimizi sanıyorsun? Türk’sen, Türkçe konuşursun. Arap özentisi neden…Aşağılama ve hakaret, acizlik belirtisidir. Kötü söz sahibinindir, aynen geri gönderyorum.“Bir dili konuşan ya da kullanan insanlar yeterince uzun bir süre fiziksel ya da kültürel olarak ayrı yaşarlarsa dilleri farklılaşmaya başlar. Bir dili belirgin farklılıklarla konuşan iki insan, birbirlerini anlayabiliyorlarsa ayrı lehçeleri, birbirlerini anlayamıyorlarsa ayrı dilleri konuşuyor olarak kabul edilirler. “ alıntıdır.
yatırdan çaputtan medet umulmaz zaten, onun dindeki ismi “şirk”tir. allaha şirk koşmak günahların en büyüğüdür. çağdaşlık olup olmaması önemsiz bi mevzu, zati kime göre çağdaşlık? odtü deki teknoloji üretim merkezinde çalışan kadına göremi yoksa dağda çobanlık yapıp hayatının sonuna kadar denizi bile göremeyeninmi? izafi mevzular bunlar. aynen matematikçiler gibi, kilise onların kafasına o kadar çok vurduki en sonunda boş kafaları mecburen çalışmak zorunda kaldı. biz öle değiliz allahtan, bugün geri kalmış olabiliriz lakin uzaktan bi umut ışığı geliyor. çılgıntürk gençliği yamuk yumuk görünsede hepsi öle değil.bide bu çaput maput işi niye bu kadar size ters geliyo anlamadım. şamanizmde böle şeyler normal değilmidir? yoksam filmlerde gösterilenler külliyen yalanmı?şu matbaa meselesini netleştirmek adına söliyim. o gün matbaayı getirmeyenler bugünün ulusalcılarına denk düşüyor. herşeye istemezük demekte 1 numaralar. ellerine kalsak alimallah kuzey koreden beter oluruz, o derece yani. anlayın işte matbaanın neden gelmediğini. sonra matbaa gelseydi ferahamı erecektik? netekim günümüzde dahi kitap okuma oranları yerlerde sürünüyor. bu eski bi aydınlanma sasatasıdır, sanki matbaa vaktinde açılsaydı o zamanın milleti uçarak kitap okumaya koşacak, ilim deryasını içe içe bitirecekti:) bu aydınlanma dönemi safsatalarını icat edenler içün çok güzel budaklı meşe odunları hazırladım:) batı bugünkü seviyesine gelmesini engizisyona borçludur, kilise evropa milletine o kadar işkence edip “illallah yaw, nedir bunlardan çektiğimiz beah!” dedirtmeseydi onlar hala sokağa işiyo olacaklardı:)çiftiçiler meselesi iktisadi teorisyenlerin bile halledemediği bi mevzu, nerde kaldı ben çöziyim, lakin şunu söliyim: çiftiçi batmasın deyu biz pahalıya yemek yiyeceksek bıraksınlar o işleri, devlet üstlensin. zati alım,destekleme, zart zurt adı altında boşa giden paramızla hiç olmazsa 1kaç memur daha işe alınır:) bu kafayla çiftçiler kartel haline gelip milletin bütün parasını yutarlarda gene doymazlar.
Kilise, senin dediğin gibi yaptıysa iyi etmiş derim… Bizim ulemalar gibi koyun sürüsü oluşmasını engellemiş hiç olmazsa… Tembelliğe, boyun eğmeye, çeşitli hurafelerle uyutulmaya çalışılan halktan ne beklenir ki zaten? Uyutulmak istenmektedir hala da… Bunları yazan biri neden karşıt eleştiriye tutulur ben de onu anlamış değilim.
Filmler de birer uyutma aracı olduğunu bilmiyor musun yoksa. Bunca yıl Amerikan filmleri Türkiye’de cirit atıyor neden acaba? Şamanizm’i öğretecek değilim. Öğretemem de zaten. Şamanizm yaşanır. Bir tabiat aşkıdır Şamanizm… Tabiatla iç içe yaşamak gerekir. Tabiat gerçeklerini doyumsamak gerekir…
Pilajda, otobüste vb. yerlerde her turistin elinde bir kitap vardır. Okuma onlara zorla öğretilmemiştir. Sunulan teknik olanaklardan yaşayarak kazanılmış bir olgudur o. Üç yüz yıl ertelenen matbaanın getirdiği açığı görebilmek gerek… Kitap okuyan öğrenir, düşünür, yargılar. Bizim ulamaların işine gelmez düşünmek, yargılamak… Sürü gerekir onlara, kul gerekir onlara… Bunca yıl da başarmışlar sürü ve kul yetiştirmeyi… Hala sür git olamaz diyorum, kötü mü diyorum?
ım:)Çok saygısızca bir söz. Dikkat et o meşe odununa, sana taraf dönebilir!
Şimdiki kapitalist para babalarının kartelleri varken, ellerinde hurafeler varken, çiftçiye vermezler o kartelleşmeyi… Emeklerinin karşılığını istemek hak değil midir? Öyle ya, birileri al sana şu kadar dediğinde şükretmesi gerekir kulların değil mi?
Sen üzerinde yaşadığın toprağın insanlarından, tarihinden, kendinden bihabersin. Anlama kıtlığına sahip olduğun için dediklerimi götünden algılamışsın. Ben kimsenin tarafı olarak yazmıyorum, ben cehaletten bahsediyor, farklı bakış açıkları açıyorum sana. Sen gelmiş bana arap özentiliğinden bahsediyorsun. Be cahil insan ben sana Ahmet Hamdi Tanpınar diyorum, Nutuk diyorum. Hata bende, tefekkür emareleri olabileceğini düşünmüşüm bu cahil adamda, fakat ne okuduğunu anlama yetisine sahip, ne de kendine ait bir fikri telakki edebilecek bir nutka. Bak yavrum sen keyfine, böyle geldin böyle git ne yapayım, ben diyeceğimi dedim (:
işte bu noktada ayrılıyoruz. evropa milleti kilisenin muamelesine layıktı, kafasına vurula vurula, işkencelerle terbiye edile edile anca düzeltildi. halbuki türk milletinin böle adi bi uygulamaya ne ihtiyacı var, nede bunu uygulamayı düşünenin haddidir. biz o zamanda, şimdide gayet güzel yaşayıp gidiyoruz. mesele bu milleti, kültür kodlarını, dini inançlarını, ahlaki tutumlarını, her türlü yeniliğe açık olmasını anlayamayanlarda. osamnlı devleti eski usül bir imparatorluktu lakin yeni nesil devlete dönüşmek için canın dişine takmış çalışıyordu. taaki 1908 de bugünün ulusalcılarının izdüşümü masonikittihatçılar içerden, düşmanlar dışardan devleti yıkana kadar. iyimi oldu, kötümü oldu meselesi geçti artık, oldu bitti. mesele şuki, toplum ve devlet yeni çağa, teknolojiye, siyasete, ekonomiye,eğitime ayak uydurmak, kendini yenilemek için çalışıyodu. bunları bilmeyenler bu milleti ve davranış biçimlerini anlayamazlar. sadece şikayet etmek hiç bişeye yaramaz, kişinin kendisini bağlar. türk milleti gelişerek değişiyor, dönüşüyor, bunu görmek için deha olmaya gerek yok. bunu inatla görmek istemeyenler korkarımki 2. masonikittihatçılar olaylarına sebebiyet verip, devleti ve milleti tehlikeye atacaklar. şol sebepten ergenekon davası önemli, bu tür devleti ve milleti anlamayan, daha tehlikelisi yanlış anlayıp yıkılmasına sebep olabilecek zararlı unsurlar bertaraf edilmeli.gerçi bizim devlet kurma kadar yıkma tecrübemizde var ama olsun, durduk yerde yıkılmasına neden izin verelim?velhasılıkelam, türk milletini, tarihini, dinini, kültürünü, davranış kodlarını bilmeyenler bu mevzuları ya anlamazlar, yada daha kötüsü yanlış anlarlar. şol sebepten aydınlanma safsatalarını icat edenler içün budaklı meşe odunları hazırladım:) -korkuya mahal yoktur, zati hepsi mezarlarında ters dönmüştür, asayiş berkemaldir netekim:)-
fevkulbeser, bir insan bu kadar cahilliğini haykırır. Benim yazımda belirttiğim ortamlara açıklık getirecek hiçbir fikrin yok. Neden, niçin diye düşünme derdin yok biliyorum. O saydığım eylemlere karşı düşüncen olmadığı için, kendi eksikliğini saldırıya geçerek bastırmak istiyorsun, yemezler… Savunulan fikri çürütecek fikrin olmadığı için hırçınlaşıyorsun. Git ulemaya danışta gel. Senin gibilerin düşünmesine gerek yoktur zaten. Senin yerine düşünen, karar veren doğmatikler var, araştır da gel…
be kardesim insanın inancı kendinedir, ben senin inancına batıl dersem ne olacak:)dinsize gore benim inancım batıldır,bana gorede onunki, ama iki tarafta birbirine saygı gosterdikten sonra kime ne? lafı yanlıs yerinden anlama
Bilgi eksikliğin var demeye dilim varmıyor… Bilgi yoksunusun. İşkenceler, engizsyonlar, adam yakmalarda mağdurlar kim onu da atıyorsun… Yakılanlar, işkence görenler, aforoz edilenler bilim adamlarıydı. Kilisenin (dinin) çıkarlarına ters düşen buluşları, fikirleri ile başlarına bele buldular… Ama yılmadılar, sonuçta Rönesans ve reform başarılarıyla aydınlanmayı yarattılar. Çeşitli hurafeler, doğmatik düşünceler her zaman bilime engel olmuşlardır. Bilim adamlarıydı zorluk yaşayanlar, Avrupa halkı değil… Hiçbir şeyi de zorla kafasına vura vura, kimseye kimse kazandıramaz. Sadist düşüncen doğru değil.aydınlanmaortaçağ felsefesi
ortaçağ
aydınlanma
ilk linkler elimde olmayan nedenlerle yanlış olmuş…
@foton efendi,
şimdi “bu ayrıştırma ve kutuplaşmanın tetikleyicisi kim?”, “bu konunun ilk büyük patlaması (big bang) ne zaman gerçekleşti?” gibi sorulara girersek işin içinden çıkamayız. fakat gerçek olan birşey var ki; son birkaç yılda hiç yapmadığımız kadar din konuşup, din sıçıyoruz. yanısıra, toplumun kanayan yaraları sağlık ve eğitim sistemi bi sikim bi yere gitmiyor. gitmiyor kardeşim. bak gitmiyor.Ezan sesi ile huşu bulan biriyim ama etrafımdaki cami inşaatı patlaması sayesinde c’aanım Ezan’ı bile aynı anda belki 10 kaynaktan dinliyorum. bak bunları tehdit ya da tiksinti gibi alma. ortadaki dengesizliğe dikkat çekmeye çabalıyorum. öte yandan İzmir’de projesi hazır olan üç baraj inşaatı için Çevre ve Orman Bakanlığı gerekli izinleri bir türlü vermiyor. öte yandan su arsenikli. insanların sağlığına hizmet için koltuklarında oturanlar kendi maaşları için bir gün içinde elbirliği ile tasarıları Meclis’ten geçirebiliyorlar.
o zaman da halime şükretmedim. şimdi de halime şükretmiyorum. hele yukarıda yiyiciler derken, koltuğa götleri değer değmez rehavete düşenlerin hepsini kastediyorum. sadece şimdikileri değil. hepsi tıka basa yediler. Konut Edindirme Yardımları (o zamanlar bu kesinti için kişinin seçme serbestisi vardı), Zorunlu Tasarrufu Teşvik Primleri (bu kesinti ise birçok kişi Konut Edindirme Yardımlarını maaşlarından kestirmek istemedikleri için zorunlu tutuldu, maaşlardan zorla kesildi) bugünlere gelene kadar bu kesintilerin oluşturduğu fonlar bu rehavet düşkünlerinin hepsinin sindirim ve boşaltım sistemlerinden geçti. elimize sayılan kuruşlar ise bok içinde.
batıl inanç kişiden kişiye değişmez kardeşim. batıl inanç ortak paydada tanımı tek olan birşeydir ve kuşkusuz kanal bulup yayıldıkça toplumun tamamına zararı vardır.bu konuda @fevkulbeşer beyin ifadesini destekliyorum. ne demişti yukarıda?
insan tekamül süreci içerisinde aldığı bilgiyi yenilemedikçe farkındalığını yüceltemez. sığ kalır. sığlığını bir başkasına bulaştırdığında ise kımıl zararlısı kadar tehlikeli olabilir. kabul edersin ki; batıl inanç da toplumlara zararı olan birşeydir. sağlığı bile tehlikeye sokar, hatta öldürücüdür.
yazının Arapları aşağıladığını sanmıyorum. bende öyle bir intiba oluşmadı. gözden kaçırdığım bir nokta ya da yanlış yorumladığım bir yer var ise belirtiniz. zamanında ilime ışık tutmuş birçok (bulunduğumuz coğrafik konuma göre) Doğu alimi dünyanın gerek tıp, gerek matematik, gerekse de başka diğer alanlarda ilerleme kaydetmesine vesile olmuşlardır. fakat kanımca, yukarıda yazıda değinilen konu, matbaanın neden toplumumuza geç kazandırıldığı tartışmasıdır.Ortaçağ Avrupası Papazlarının ellerinde sır gibi tuttuğu İncil’i istedikleri gibi topluluklara yorumlarken, kiliseye yapılan bağışları cukkaladıklarını da pekala tarih yazmaktadır. insanların merakı (çok şükür meraklı yaratıklarız) ise matbaanın keşfini tetikleyen bir sebep olmuştur. sonucunda ilk matbaa baskısı kitap olan İncil’i de ellerine alıp direkt okuma şansına erişmişler, oraa yazanların pek de papazların kendi çıkarları doğrultusunda anlattıkları gibi olmadığını keşfetmişlerdir. tabii burada özellikle vurgulamamız gereken; doğru bilginin de sıcak ekmek gibi birşey olduğudur, doyurur, insana kendini iyi hissettirir. @zi selem’in kulakları çınlasınbütün bunlardan sonra geldiğimiz noktada; Türkiye, ilim irfan konusunda bugün nerelerdedir? belki adam gibi oturup bir dahaki yorumlarımızda bunu da geniş çaplı ele almak icabeder.
Teacherbeyoğlum ben mütebessim bir şekilde yazıyorum hırçınlaştığım filanda yok. Tenkit edilmeye karşı hassasiyetinin farkındayım, genel itibariyle “avam” da bulunan bir özellik, o yüzden pek normal karşıladım. Valla ben sana anlatabileceklerimi anlattım. Verdiğin cevaplardan sonra “göt”ünle düşündüp, kafanla sıçtığının farkına vardım. O yüzden sana laf anlatmak boşa zeman kaybı. Arada mallıklarına işaret ederim yeter (:
Şurdan “dogma” ne demek, Şurdan da dogmanın zıttı şüpheciliğin ne olduğunu öğrenebilirsin. Ayırıca Kant’ın “kritik der reinen vernunft” adlı eserini okumanı tavsiye ederim. “Mantık” hususunda ise Aristo’nun mantığı ile başlaman yeterlidir. Bu da sana kıyağım olsun “skolastik” düşüncede kalmış teacher07 insanı. Tüm bildiklerimiz bilginin yanında sonsuzlukta bir nokta gibidir. Tekamül hiç bir zeman bitmez, ilim öğrenmek ölene kadar devam eder. İnsan evvela kendini tenkit edebilmelidir. Bu yazdıklarımı genel olarak söylüyorum, bunlar sadece benim fikirlerim değildir, ister feylosofi ile uğraşsın, ister teolojiyle, ister dendrakronoloji ilmiyle, ister atom fiziğiyle ilim adamları aklımızın sınırları hususunda hemfikirdir. En büyük cehalet zati cahilliğini kabul etmemektir. “kritik der reinen vernunft” u okursan aklın sınırları hususunda daha geniş bilgi sahibi olup, Kafka’nın dediği gibi -e contrario hâlinden belki çıkabilirsin. Hani septiksin ya (: bende feylosofisini descartes ve hume’a dayanan Kant’ı tavsiye edeyim dedim.İşin latif tarafı hayatı boyunca “bok” yemiş bir adama “portakal soslu ördek rostosu” hazırlıyorum. O da kalkmış bana portakallı ördek rostosunda “portakal”ın ne işi var diyor (:
pilli pati,
bunu daha oncede soylemistim ama yine tekrar etmek icap etti:iyi okuyun:turkiyede bir kac cami dısında(onlarda malum) hicbir cami devlet tarafından yapılmaz, cemaatin kendi yapar camiyi, cemaat talep eder cami yapacagız diye ama tum yapım masrafları cemaate aittir, devlet yalnızca imam atar.yani bu tamamen sizin oturdugunuz yerin insanlarıyla alakalıdır.
aynı elestiriyi otobuste birinden duymustum, oysan cuma namazına gitmeyenler bunu anlayamıyor, her cumaya gidisimde cami dısarı tasıyor,insanların bir kısmı nerdeyse ust uste namaz kılıyor:) bana gore yeni camiye ihtiyac var,ama otobusteki beyefendiye gore cok cami varmıs?be adam sen cumaya gittin mi hic?caminin cumadaki halini gordun mu?eger gorduysen nasıl cami fazlası var dersin,her sey acık,lutfen bu konuda bilmeden konusmayın:)
pilli pati,batıl inanc konusuna gelince,bana gore anıtkabire gidip cicek bırakmakla, oradaki deftere bir seyler yazmakla,
teacherın bahsettigi bu eylemler arasında hic fark yok:)sence fark var mı pilli pati?ama ben bunu yapanları asagılamıyorum, saygım var yapabilirler, ama bana gore batıl, ama saygılıyım cunku bu onların inancı
fevkulbeser, Bir insan aciz kaldığı için bu kadar çirkefleşebilir ancak… Konu hakkında yetersizliğini, “bilmediğini dahi bilmediğini” ortaya çirkefleşerek koyuyorsun. Senin ürettiğin fikirlerin bunlar mı? Bu şunu gösterir ki; kötü söz sahibinindir, daha açıkçası, aptalsın, eşeksin, bok yiyen sensin bunları çok iyi belirtmişsin. Seni tanıdığıma sevindim. Yolun açık olsun…
sonra arapça mevzusu, memleket ağzına kadar frankofon, germanofon, amerikanmontofon dolu, ingilizce heryeri istila etmiş, gençliğin bi kısmı türkilizce konuşmaya başlamış ama göze batan arapça oluyo. açıktan islamı ve müslümanları eleştirmek yerine böle arapça saçmalığıyla uğraşmak komik. ne yapsın yani millet, şamanizme girip herşeyini değiştirsinmi?bence milleti anlamayanlar kendilerini değiştirseler daha kolay olur. içinde yaşadığın topluma yabancılaşırsan olacağı budur arkadaş, 1 ton saçmasapan laf!
“Bir dili konuşan ya da kullanan insanlar yeterince uzun bir süre fiziksel ya da kültürel olarak ayrı yaşarlarsa dilleri farklılaşmaya başlar. Bir dili belirgin farklılıklarla konuşan iki insan, birbirlerini anlayabiliyorlarsa ayrı lehçeleri, birbirlerini anlayamıyorlarsa ayrı dilleri konuşuyor olarak kabul edilirler. “ alıntıdır.OguzKaganV3, okumamışsın hiç bir yeri… bir de snin için kopyaladım, buyur. Anlama yetin varsa anlamaya çalış ne denmek istediğini. Arapçayı git arabistanda konuş…Cahil dindarlar, önce bir arapça parça söylerler, sonra açıklamaya giderler neden? Baştan öz Türkçemizle anlatsa ne olur? Kendini önemli biri gösterecek de ondan. Cahilliğini ortaya serer bilmez…
teacher07:
bu kadar din cahili oldugunu bilmiyordum:)ogrenmis olduk,benim “ilerici” kardesim, bir kere arapca turkceden cok zengin oldugu icin, kuranda gecen cogu kelimenin tam turkce karsılıgı yoktur, bunun icin once arapcası okunur, mesela rahman ve rahim kelimelerinin anlamlarını turkce kelimelerle ayıramazsın, uzun uzun acıklaman lazım ,o bile yeterli olmayabilir, arapca turkce farkı boyle iste, bu yuzden once arapcası okunur biraz arapcadan anlayan zaten anlar farkı ama sonra turkcesi okunur,idrak edemeyen sussun!!!cahilligini ortaya dokmesin
manson hemşirem, diğer doktor arkadaşlarım, eczacı, hemşire ve tıpla ilgili bilumum vatandaşlarım (bi ara bissürü doktor vardı ortamda, çok çalışıyolar herhal): çok üzgünüm, hepiniz cahil tıpçı doktorlar tarafından asırlardır kandırılmışsınız. önce 1 parça latince küfrü sallayıp ardından öztürkçe ile açıklama yoluna giden bu hainler hepinizin beynini yıkamış. neden: kendini önemli biri gibi gösterecekte ondan, halbuki bilmezki cahilliğini ortaya serer dangalak:) tiz latince denilen tıpçı beyni yıkanmışların dilini memleketten söküp atalım. mis gibi öztürkçemiz varken senin neyine biilmediğin, halkında anlamadığı latinceyi kullanıp kafamızı ütülüyosun a beyni yıkanmış! bak hala gülüyo, kızdırma kafamı bi dil devrimi yaparım sana, anlarsın hanyayı konyayı:)not: manson genel bi izlanda ismi olup ördek olsun deyu kullanılmıştır, sitedeki seri katil aday adayı ile ilgisi yoktur. belkide vardır, tırstım ulan şimdi:)
photonnn, doru söylersin, susman gerektiğini de bilmelisin…OguzKaganV3, tüm dünye dillerini mal olmuş terimleri senden öğrenecek değilim. Ancak burada kuran açıklaması yapmıyorsunuz… (Bu söz photonnn’ da geçerli) Özentili biçimde her yazınızda, her yorumunuzda arapça sözcükler kullanıyorsunuz. O devirler çoktan geçti. Dünyada en çok kullanılan dillerden örneğin İngilizce ile kuranı açıklayan birini görmedim. Türkiyede türkçe kullanılır, iletişiminizi Türkçe yapamazsanız sizi kimse anlamaz… pilli sitesi arapça sitesi de değil biliniz…
Kötü söz sahibinindir haklısın (: Ama dünyanın neresine gidersen git “eşşek” e eşşek derler, “aptal”a da aptal. (: Bok olayına gelince ise o bir metafordu neyse… Senin de yolun açık olsun “kırılgan” çocuk, bu kafayla ilkokul musameresinde bile muaffak olamazsın haberin ola (:There is something queer (:
Hala bomboşsun fevkulbeser, sende arlanmada yok, yüzün bille kızarmıyor, manda derisinden beter yüzün…
rumuzu ingilazca olan biri için öztürkçe kullanma lafları kafa karışıklığının normal olduğunu gösterir, nerde kaldı türk milletini anlayacak. öğrenme işinide bitirdiğine göre kendi çoktan bitmiş, haberi yok. pilli sitesinin türkçe olduğuna kargalar kıçıyla gülüyo lakin öztürkçe olmadığı içün anlayamıyosunuz, buda normaldir.
“Türk Kuran’ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu Kitap’ta neler olduğunu Türk anlasın.” (ATATÜRK)
Atatürk’ü öğrenmek isteyen arar bulur. Sende o niyetin olmadığı kesin.
“Ölülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için, şindir(lekedir). Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.” ( Atatürk)
HURAFELERE DÜZMECE