Fransa’da yanan ateş dünyanın dört bir tarafına farklı kıvılcımlar sıçrattı,farklı tartışmalar başlattı.Kimi için “islami isyan” olan kimi için “ezilmişlerin ayaklanması” oldu.Daha da farklı pencereler açılacak gibi gözüküyor.Bu noktada düşülebilecek en büyük hata olayın sadece kendine bakan boyutunu ele alıp o noktadan hareket ederek çıkarımlar,varsayımlar ve genellemeler yapmak.Halbuki bu alevlerin iki tarafindaki mağdurlarıın da – evet yakan da yanan da mağdur – ilgilendikleri şey,bizim olaya bakış açımız değil.Hem Avrupa halklari ile,hem de ezildiği iddiasıyla ayaklananan mülteci halklar ile önemli bir hissi entegrasyon fırsatı aslında bu..Ve bu noktada onlarla bizi birbirine bağlayan önemli bir hata “bizce şu hatalar şuralarda yapıldı” ile başlayan cümlelerdir. “Eden bulur” tavrının ise hiçbir zaman olmadığı gibi şimdi de bir yapıcılığı yok..Olması da mümkün değil..Bu tavır hem maddi hem manevi entegrasyona vurulacak önemli bir darbe sadece,o kadar..Bu aşamada tek yapılması gereken “bizce” lerle, “daha önce biz bunları yaşarken,siz..” lerle başlayan görüş bildirimlerinden ziyade,olayların kaynağına inebilmek,olayların iki tarafındaki “halk” ın da derinlerdeki duygularına ulaşabilmek ve onları anladığımızı göstermektir.Tüm bu yaşananların kaynağında zaten “siz bizi anlamıyorsunuz” tavrı yatmıyor mu?Ve insanların böyle bulanık,muğlak kaos ortamlarında tek ihtiyacı olan,onu anlayan,onun gözleriyle bakabilen birileri değil mi?Bu yüzden bu şimdi bu yakınlığı sağlayabilen gruplar,oluşumlar ve devletler bu süreçten en karlı çıkanlar olacaklardır..