Her bas gitaristin rüyasına bir kere girmiş olan, bu enstrümanın kilometre taşlarından olan efsane bas gitar.Hakkında söylenmeyen kalmadı. Kimine göre abartılmış bir model, kimine göre son dönemleri inanılmaz kötü, kimisi için her dönemi bir efsane. Lakin hemfikir olunacak birşey var bugüne kadar adından en çok sözettirmiş olan enstrüman modelidir ve hep öyle kalacağa benziyor.İlk Fender Jazz Bass 1960 yılında tanıtılmıştır. Bu gitar tasarlanmadan önce Fenderin ilk bası ve ilk bas gitar olan Fender Precision piyasaya hakimken kullanıcıların bazı problemleri vardı. Ağırlık merkezinin dengesiz bir yerde olmasının çalımı zorlaştırması, üst eşiğin daha kalın olması gibi sorunları yokeden ve precisionla en büyük farkı olan single-coil manyetikleri kullanmasıyla bu yeni bası icat eden Leo Fender bir efsaneyi de başlatmış oldu.Daha sonra dönem dönem farklılık gösteren Fender Jazz Basslar birbirini izledi. 1960lı yılların modellerinde yanlış hatırlamıyorsam ilk iki yıl yani 1962 modeline kadar olan üretimlerde köprü ve sap manyetiğinin volume potansları vardı kontrol knob olarak. Daha sonra bu iki knobun yanına bir tane de ton potansı ekledi. Ve istendiği zaman tiz frekansları tamamen yoketme imkanı doğdu.1960 ile 1970 yılları arasında gövde ağacı olarak kızılağaç görülür fender jazz basslarda. Sap ağacı akçaağaç(maple) dır ve gül ağacı tuşe mevcuttur. Bu modellerde perdelerdeki dikdörtgen inlayler kozmetik olarak çok hoş bir görüntüdür.1970-1980 yılları arasında ise gövdede dişbudak kullanımı yaygınlaşmıştır. özellikle 70lerin ilk yarısında gövdeler dişbudaktan yapılıp tuşe ağacı olarak da akçaağaç kullanılmıştır. Akçaağaç tuşelerde siyah inlayler gül ağacı tuşelerde ise 60lı modellerdeki gibi sedef inlayler mevcuttur.1975 yılında yukarıdaki kombinasyonda isteğe bağlı akça ya da gül ağacı tuşeli opsiyonları bulunan hala vintage model olarak üretilip satılan 1975 jazz bass çıktı. Bu model fenderin en başarılı modelidir ve her jazz bass koleksiyoncusunda bir tane bulunan bir modeldir.70lerin ikinci yarısında tekrar kızılağaca dönen fender 60lardaki gibi modeller üretmeye devam etmiştir.Bu döneme kadar olan süre Fender Jazz Basslar için altın dönemler olarak nitelendirilir.Daha sonra şirketin el değiştirmesi, seri üretim, ağaçlardaki seçiciliğin azalması gibi sorunlardan olsa gerek nedense sonrasında gelen modeller o tadı pek vermedi diyebiliriz. Ashtray ve pickup cover ismi verilen manyetik kapakları, dikdörtgen inlayler, tortoise pickguardlar nedense giderek daha az kullanılmaya başlandı ve artan rakipler, el yağımı gitarlar yapmaya başlayan luthiyerler piyasayı hareketlendirdi. Çok özellikli bas olmaktan yavaşça çıkan ve ortalama gitarlar üretmeye başlayan fenderler yavaş yavaş o ismin karizmasını kullanarak neslini devam ettirmeye başladı.Daha sonrasında deluxe ve american deluxe denilen modeller piyasaya sürüldü ve aktif bas gitarlara bu jazz bass modelleri de eklendi.Şimdilerde ise 1962, 1975 vintage modeller, ash jazz bass ismiyle geçen dişbudak modeller, birçok signature(Gaddy Lee, Jaco Pastorius, Marcus Miller gibi) model, deluxe, american deluxe modelleri ve birkaç değişik opsiyonlu standart jazz basslar sunulmaktadır.Bunun yanında bazı Japon ve Mexico üretim fender jazz basslar da piyasada dolaşmaktadır.Şahsi olarak bir tane 93 üretim amerikanına sahip olup doyamadığım bir bas gitardır. bir adet 96 üretimini de çaldıktan sonra üretiminin ne kadar kötüleştiğine tanık olup üzüldüm. Fakat bir adet 68 üretimini çaldıktan sonra da 93 e kadar kalitesinden neler kaybetmiş onu anladım.Lakin bas gitarın gelmiş geçmiş en önemli modeli olan Fender Jazz Bass inanıyorum ki her dönem varolacaktır ve o eski tadında olmasa bile yine de o köprü manyetiği tadını alabileceğimiz tek bas gitar olacaktır.