böle şeyleri okuyunca hep aklıma 27 mayıs geliyor. amrikanya gerçekten iyi iş çıkarmış diyorum. gençleri takır takır kullanmış, aynı bugünküler gibi.
İhtilalciler kendi aralarında birbirlerine düşmüşler, hâkim kanat 235 general ve 5 bin subayı emekli etmişti.kaynak
bakalım bu seferki macera nasıl gelişecek, perinçek ingiliz locasından aldığı direktifleri yerine getirebilecekmi, 1 numero yakalanabilecekmi, genç subayların rahatsızlığı nüksedecekmi, 24 kısım tekmili birden. şimdi reklamlar, bizden ayrılmayınız, kumpanyamızı ısrarla takip ediniz, ettiriniz.
dedi adamlıkölçer olduunu zanneden ayıcık. ilgi alanının sadece beni takip etmek olduğunu görmek sayıları milyarlara ulaşan fankılabı üyelerimin çeşitliliği açısından güzel olsada yıkanmış beyninin tek konuya odaklandığını görmek kötü. olsun, sende böle güzelsin be ayıcık!bilvesile nihal atsız abimin sana ve senin gibilere yazdığı bi yazı var lakin ayrı bi ahkam olarak veriyim. bi diğer adamlıkölçer olduğu zannedilen moderasyonun cinnetine kurban gitmesin.
vatanı çok sevdiğini iddia edip vatanı, devleti, milleti boğup sürekli devrimle öldürmeye çalışan tüm vatanseviciler ve onların sevicileri için gelsin.
genç subaylar hırslı!Enver daha binbaşı rütbesiyle Selánik’deki Üçüncü Ordû-yu Hümáyûn Erkán-ı Harb Riyáseti’nde (Üçüncü Emperyal Ordu Kurmay Başkanlığı) görevliyken Eniştesi, yáni Kızkardeşinin Kocası, Erkán-ı Harb Miralay (Kurmay Albay) Názım Bey’i vurdurtup öldürtdü. Bu alçakça iş için emir verdiği Jandarma Mülázimi (Teğmeni) İsmáil Canbulat adlı rezîli de sonra Dáhiliye Názırı (İçişleri Bakanı) nasbetdirdi. İkinci Meşrûtiyet’den sonra Berlin’e askerî ataşe táyin edilip orada tam bir Alman oyuncağı, bir ağzı açık Alman budalası háline geldi. 31 Mart Vak’ası denilen o iğrenç olayda görevini izinsiz terkederek dili bir karış dışarıda soluğu Istanbul’da aldı ve Yıldız Sarayı’nın yağmasına bizzat katıldı. İttihadcıların inanılmaz hamákati yüzünden çıkan Balkan Harbi sırası batı sınırı Adriya Denizi olan Türkiye neredeyse Istanbul’u kaybetme tehlikesiyle yüzyüzeyken ‘Báb-ı Álî Baskını’ denilen námussuzca eylemi planladı. Sadáret (Başbakanlık) Binásı (bugünki Viláyet Konağı) merdivenlerinde Harbiye Názırı (Savunma Bakanı) ve Pádişah yerine Başkumandan Vekîli olan Müşîr (Orgeneral) Názım Paşa kendisine şöyle haykırdı:‘Pezevenk, sen bana artık siyásetle uğraşmayacağına askerî námûsun üzerine yemîn etmedin mi?’Fakat ‘yemîn’ Enver için önem taşımazdı. Harbiye’den mezûn olurken Pádişáh’a sádık kalacağına dáir; Sancak, kılıç ve Kur’án üzerine de yemîn etmiş, sonra aynı yemîni ‘İttihad ve Terakkî Cemiyeti’ için de tekrarlamışdı. Názım Paşa’nın bu hakáreti üzerine tabancasını çekerek bu şerefli askerin üzerine ateş etdi. Aynı an bir başka kaatil, Yákub Cemil de ateş etmişdi. Gerçi Názım Paşa’nın kalbine isábet eden onun mermisi oldu ama o sádece bir tetikçiydi. Asıl kaatil Enver’dir.İşte bu cánî, binbaşı rütbesinden kendini orgeneralliğe ‘terfî’ etdirerek kanına girdiği Názım Paşa’nın yerine Genelkurmay Başkanı oldu. Tıpkı uzatmalı başçavuşlukdan kendini mareşalliğe ‘terfî’ etdiren Uganda Kasabı İdi Amin gibi.Henüz yine binbaşı rütbesinde olan babasını da generalliğe ‘terfî’ etdirdi.Hem Pádişah’dan hem Sadrázam’dan hem Bakanlar Kurulu ve Parlamento’dan gizli olarak Fransız asıllı Alman Amirali Souchon’a (Suşon) yazılı emir vererek, Türk Bandırası toka edilmiş ‘Goeben’ (sonra ‘Yavuz’ ) zırhlısıyla Karadeniz’deki Rus limanlarına taarruz eden ve Birinci Cihan Harbi’ne girip mahvolmamıza sebeb olan da Enver’dir.Esásen kindar bir adam olmayan ve nisbeten kolay affeden Atatürk Enver’den ömrü boyunca nefret etdi.Ne tuhaf! Bizzat kanına girdiği iki şahsın adı da Názım’dır. 20. Yy.’da Türk Milleti’nin başına en büyük iki beláyı açan iki şahsın adları da hemen aynı: Enver ve Evren!!!Peki, bunları neden anlatdım?Bugünki mezbeleliğin ucu nerelere kadar uzanıyor bilinsin diye anlatdım. Aslı aranırsa 1622 ‘Genc Osman Trajedisi’nden bile başlayabilirdim ama çok uzardı.Benim bu bahsetdiklerimi ‘hasmáne’ bir davranış olarak algılayan beyni şartlanmış bázı subay yurddaşlarıma iki çift lafım daha var:Ben ve benim gibi konuşanlar sizin ‘düşmanınız’ değildir! ‘Dostunuz’ da değildir! Hele ‘en iyi dostunuz’ hiç değildir! Yegáne dostunuz’uz!!! Ve dost acı söyler!!
8 dalgada çıkan belgelere bakılırsa;Obamada ergenekoncu çıktıLehman Bro ergenekonun komplosu sonucunda çöktüHollanda Avrupa Şampiyonasından Ergenekon tarafından elendirildi.Van Busten şüpeliler arasındaDeniz Feneri davasına bakan savcı Ergenekon Werder Bremen sorumlusuymuş tabi ki yersem
cehaletin gözlerimi yaşarttı ayıcık, 1 “atsız” yazısına “sağdan soldan yazı” demen körkütük cehaletin hakkında sağlam 1 fikir vermiş oldu. neyse, beni takip edip, derslerine iyi çalış, bu kafayla bişi öğrenebileceğini zannetmiyorum ama olsun, yıkanmış beynine temiz ve sağlam bilgi doldurucaaz. elbirliğiyle tabii!buda önceki hayatımda göbbels olmamdan kaynaklanan pıropagandam olsun, bilinçaltın gene pırtladı ayıcık! ne olacak bu kafayla bu ulusalcı kemalist laikçilerin hali bilmiyom falla.
genç subaylar gemi azıya almışİhtilalden birkaç gün sonraydı. Sokakta oynuyorduk.Bizim apartmanın önünde askeri bir araç durdu.İçinden bir subay, bir astsubay ve erler indiler. Subay üsteğmendi veya yüzbaşı… Yıldızları vardı. Hepimiz koşuştuk.Apartmana girdiler, babam evde yoktu, Nuri Paşa’nın kapısını çaldılar.Kapıyı Nuri Paşa açar. Elinde asası, yakasında İstiklal Madalyası vardır.Subay bağırır:- Hırsızlar!.. Vatanı sattınız!.. Tutukluyoruz… Gel bizimle.Nuri Paşa asasını kaldırır:- Ben Çanakkale kahramanıyım, Atatürk’ ün silah arkadaşıyım, İstiklal Savaşı gazisiyim, eski Genelkurmay Başkanıyım… Bana hakaret edemezsiniz.Hidayet Sinanoğlu ağlayarak, anlatmayı sürdürdü:- Subay bir tokat patlattı… Astsubay da Nuri Paşa’ nın kıçına bir tekme…- Paşa düştü, gözlüğü kırıldı, merdivenden yuvarlandı.– Sonra?- Biz çocuklar merdiven sahanlığında korkuyla büzülmüştük.- Sonra?- Askerler koşup geldiler… Kan revan içindeki Nuri Paşa’ nın kollarına girdiler, alıp götürdüler… Paşa’ yı bir daha hiç görmedik. Mehmet Nuri Yamut 1890′da Selanik’te doğdu.1912′de esir düştü.1920′de kurmay oldu, Anadolu’ya geçip, Milli Ordu’ya katıldı.1950-1954 arasında Genelkurmay Başkanlığı yaptı.Ve 1961′de “yargılandığı” Yassıada’da öldü
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
ben biliyodum örgütün arkasında sisi`nin olduğunu..bulamazlar diyodum ama helal olsun buldular.
yeni makarna tarifleri ele geçirmişler mi acaba?
aksiyon filmi gibi falla, adamlar boş durmamış öğrencilere bile el atmışlar. sisi de bonus olsun, yakışıyo böle bi kadroya!
böyle renkli bir kadro her örgüte nasip olmaz. sisinin itiraflarıyla örgütün lider kadrosuda çökecek, rejim hakkaten i.nelere kalmış:)
böle şeyleri okuyunca hep aklıma 27 mayıs geliyor. amrikanya gerçekten iyi iş çıkarmış diyorum. gençleri takır takır kullanmış, aynı bugünküler gibi.
bakalım bu seferki macera nasıl gelişecek, perinçek ingiliz locasından aldığı direktifleri yerine getirebilecekmi, 1 numero yakalanabilecekmi, genç subayların rahatsızlığı nüksedecekmi, 24 kısım tekmili birden. şimdi reklamlar, bizden ayrılmayınız, kumpanyamızı ısrarla takip ediniz, ettiriniz.
sen adam olamadıktan sonra onlar olsa ne olur olmasa ne olur?
dedi adamlıkölçer olduunu zanneden ayıcık. ilgi alanının sadece beni takip etmek olduğunu görmek sayıları milyarlara ulaşan fankılabı üyelerimin çeşitliliği açısından güzel olsada yıkanmış beyninin tek konuya odaklandığını görmek kötü. olsun, sende böle güzelsin be ayıcık!bilvesile nihal atsız abimin sana ve senin gibilere yazdığı bi yazı var lakin ayrı bi ahkam olarak veriyim. bi diğer adamlıkölçer olduğu zannedilen moderasyonun cinnetine kurban gitmesin.
vatanı çok sevdiğini iddia edip vatanı, devleti, milleti boğup sürekli devrimle öldürmeye çalışan tüm vatanseviciler ve onların sevicileri için gelsin.
🙂 işte anca sağdan soldan yazı alıp hastalıklı propagandanı yaparsın.
8 dalgada çıkan belgelere bakılırsa;Obamada ergenekoncu çıktıLehman Bro ergenekonun komplosu sonucunda çöktüHollanda Avrupa Şampiyonasından Ergenekon tarafından elendirildi.Van Busten şüpeliler arasındaDeniz Feneri davasına bakan savcı Ergenekon Werder Bremen sorumlusuymuş tabi ki yersem
cehaletin gözlerimi yaşarttı ayıcık, 1 “atsız” yazısına “sağdan soldan yazı” demen körkütük cehaletin hakkında sağlam 1 fikir vermiş oldu. neyse, beni takip edip, derslerine iyi çalış, bu kafayla bişi öğrenebileceğini zannetmiyorum ama olsun, yıkanmış beynine temiz ve sağlam bilgi doldurucaaz. elbirliğiyle tabii!buda önceki hayatımda göbbels olmamdan kaynaklanan pıropagandam olsun, bilinçaltın gene pırtladı ayıcık! ne olacak bu kafayla bu ulusalcı kemalist laikçilerin hali bilmiyom falla.