Bugün resmi kurumlarımızdan birinin yayınladığı kurumsal derginin ocak sayısı geçti elime bir yerlerden….Konu madenler olduğu için ilgilimi çekmişti….Oldukca derinlemesine yapılan araştırmalardan ve rakamsal detaylardan bahseden oldukca güzel bir çalışma olmuş ve hatta konuyla ilgili teknik terimlerden anlayanlar için çok daha detaylı ve verimli bilgilerde içermekte…Ve hatta şu internette bahsi olan ve değerleri milyarlarca doları bulduğu söylenen madenlerimizden bile bahsedilmiş…Ama bütün bunları boşverin fırlatın atıo bir kenara…Bu resmi kurumuza ait resmi yayın organında bir konu vardı ki resmen beni oraya götürdü ve oralarda bıraktı..Kütahya da bir ilçemizden bahsediyordu yazıda EMET…Belki konuyu bilenleriniz ayakta mı uyuyordun be kardeşim kaç senelik bir mevzu bu diye feryadı figan ediyorlar şu an bana ….Ama evet ne yazık ki bu da benim ayıbım kabul ediyorum.konuyu bilmeyenler için kısa bir özet geçeyim istiyorum.Bu kasabada ve çevre köylerinde içme suyuna siyanür bulaşmış ve halk bu suyu uzun bir süre kullanmış. Olayın fark edilmesinden sonra Resmi kurumlarımızın yaptığı tek şey çeşme suyunu kullanmayın demek olmuş. Ve kasabaya dağdan getirilen su mahhalle çeşmelerinden halka verilmeye başlanmış.mantığa bakarmısınız lütfen….Siyanür gibi masum bir şey senin kullanıma sunduğun kullanma şebeke suyuna bulaşacak ve sen anında şebekeden suyu kesmek yerine kullanmayın diye halkı uyaracaksın… Tabi ne olacak haklılar aslında ne olacak altı üstü siyanür şebeke suyuna bulaşmış.Hem su ihtiyacı da giderilmiş nasıl olsa bu yüzyılda vatandan kasabaın ortasındaki köy pınarlarından alıyorya suyunu daha ne …Adam olana çok bile…Ben madenciliğe karşı değilim….Ve hatta çevreci arkadaşlar kızacak bana ama siyanürde kullanılmalı yerine göre nükleer santralde olmalı…Ama be kardeşim sen hem siyanürün sızmasına neden ol…Hem vatandaş siyanürlü suyu kullansın ….Birde sen bunu resmi labaratuarlarında kesinleştir.Ve ondan sonra da gel gene kendi resmi kurumlarından birinin dergisinde yaz……Bir kere son cümlem yanlış anlaşılmasın yazan kuruma ve dergisine helal olsun…. Varsa başka böyle benim gibi görmez duymaz insanların gözünden kaçanlar onlarıda yazsınlarda öğrenelim…Ama ya bu kadarına da pes doğrusu …Koca devletimiz bir kasaba dolusu insanın su ihtiyacını giderecek tesisleri yapamıyormu…Bu kadar mı bedavalaştı bizim insanımızın hayatı…O su kebandan getirilir ve gene o evlerde kullanıma sunulur…Ki buna da gerek yok zaten kasaba şu yakındaki dağlardan gelen suyu mahalle içinden alabildiğine göredevlet bu suyu evlerede sunabilir….Sorun sadece sussuzluk değil tabi ki siyanürün öldürü etkisi ile ilgili acı gerçeklere hiç değinmiyorum .. Eminim ki bir çoğunuz bu konuda benden daha fazla bilgiye sahipsinizdir.Beni çıldırtan o suyun hala şebekeye verilmesi oldu. Ya insan anında kapatmazmı şebek suyunu…Bu nassıl bir mantıkdır anlamadım gittii..Umarım ben bu konuda eksik bilgiye sahibimdir ve hatta devletimiz benim anladığım kadar duyarsız ve sorumsuz kalmayıp sorunu çözmüştür . Aksini düşünmeye daha fazla devam etmek istemiyorum.Aksini düşünmek ve bunun gerçek olduğunu bilmek bence ülkemin ortasına bir kaç tane nükleer bomba atılmasını kabullenmek gibi bir şey….