“Bir adam ya da kadın, şimdiye kadar bunca uzun metrajlı sinema filmi çekmişse, yurt içinde ve dışında bunca ödüller almışsa, o artık zaten profesyonel bir sinemacı olmuştur ve böyle kişiler için finans bulabilme sorununun da büyük ölçüde ortadan kalkmış olması gerekir. O hâlde düşsünler artık bu tür yardım fonlarının yakasından! Bizler ise daha yolun başındayız ve kısa film/belgesel çekmek için talep ettiğimiz bütçe topu topu 10-15 bin YTL. Ama adamlar sektörü de fonları da öylesine parsellemişler ki onuncu filmlerinden sonra bile hâlâ utanmadan devletten yardım istiyorlar. Madem ki bu kadar büyük sinemacısın, git kardeşim, başka kaynaklardan temin et finansını. Bunlardan bir tanesinin aldığı yardım tutarıyla ülkede en az 20-30 tane genç yönetmen ilk kısa metrajlı filmini çekerdi. Ama her biri aldıkları kalın kalın yardımlarla bir o kadar sinema sevdalısının önünü kesmekteler. Bu nasıl bir yardım mantığıdır ki eldeki bütçe toplam 10-15 kıdemli sinemacıya paylaştırılıp bir günde tüketiliyor! Böyle bir geliştirme fonu öncelikle profesyonel sinemacıları mı kollamalıdır, yoksa yeni yetişenleri mi?”yazının 1. bölümü ve 2. bölümü okumak isteyenler için hazır bekliyor.şahsen kültür bakanlığının çiftliğe çevrilip arpalık gibi kullanıldığını biliyordum ama durumun bu kadar vahim olduğunu ilk defa duyuyorum. bırakın para meselesini yeni nesil sinemacıların önünü kesen bu caniler gelecekte nasıl anılacaklarını zannediyorlar? peki yeşilçamı da öldüren bu tip paragözler değilmiydi? bunlar var ya bunlar, işte böyle ikiyüzlü tiplerdir. hem şikayet eder ağlarlar, hem de aynı davranışları kendileri pişkin pişkin yaparlar. terörist pkk ve emperyalist pisliklere yaptıkları psikolojik yardımı hiç saymıyorum bile.