ruhun kanıyor… yanıyor kainat…kopkoyu bir kan sızıyor dudaklarının kenarından ebruli…elindeki hançeri böğrüne batıran sevdiğine tebessüm ederek bakıyor ve hançerin sapındaki pürüzlerin elini acıtmaması için avuç içlerinin derilerini soyarak veriyorsun ona…to the river ile take my heart’ın resmettiği bu değil belki. kayısı ağacından yapılmış bu küçümen enstrümanın yaydığı güçlü dalga ruhlarımızı kanatıyor, içimizde yetim bıraktığımız,bastıra bastıra dümdüz ettiğimiz tertemiz duygularımızı ayağa kaldırıyor…djivan (civan) gasparyan ermenistan’ın yaşayan en büyük “duduk” ustalarından biri.kanadalı gitarist michael brook ile yaptığı black rock albümü ruhsal depremler yaratacak her dinleyişinizde.ben kimim, nereden geliyorum, nereye gidiyorum…abidin dino mutluluğun resmini çizebildi miorası meçhul ama djivan üstat ile ses heykeltıraşı michael brook öyle bir fırça darbesi atıyorlar ki kainatın ortasındaki yapayalnız ruhlarımıza…renk cümbüşü ortasında ellerinizle o resmi şekillendirmeksize düşüyor…