Rusça’ da ki Disinformatsia kelimesinden türeyen dezenformasyon kelimesinin özünde “düşmanın kafasını karıştırmak ya da zor durumda bırakmak için kasıtlı ya da yalan bilgilerin yayılması ve basın aracılığıyla kamuoyuna aktarılması” yatar. İstihbarat dünyasına bu silahı kazandıran KGB’ dir. Dünya gündemini çalkalayan bir çok önemli olayın altında bu önemli silah yatar.
Örneğin 1973 yılında Şili’de Allende’ nin devrilmesi ve yerine Pinhochet’ in geçirilmesi ile gündeme gelen devrim özgürlükçü fikirleri ve sosyalist tavrıyla Amerika’ yı karşısına alan Allende’ ye karşı CIA tarafından yapılmış bir dezenformasyon operasyonudur. Yine CIA’ nın başarılı dezenformasyon operasyonu SDI(Strategic Defense Initiative) yani Yıldız Savaşları projesidir. Daha henüz AR-GE aşamasında olduğu halde çok güçlü bir savunma silahı olarak (anlatıldığı üzere uydular vasıtasıyla kurulan ve Rusya’ da ateşlenecek kıtalararası füzeleri daha atmosfere girmeden vuracak olan süper lazer silahları) lanse edilen bu proje sayesinde Rusya bu konuda çok geride kaldığını düşünerek tüm silahlanma harcamalarını arttırmış ve bunun sonucunda kendisini ve ekonomisini çökertmiştir. Bu dezenformasyon oyununun sonunda Soğuk Savaşın bitimi hızlanmış hatta tamamlanmıştır. Madem dezenformasyonun mucidi Ruslar dedik birazda onların oyunlarından bahsedelim(Bu noktada aktarmak isterim ki ABD’ nin teknolojik gücüne karşın Ruslar her zaman insanları çok daha iyi kullanmışlardır.). KGB’ den CIA’ ya AIDS bombası. 80’ lerin ortasında Hindistan’ da yayımlanan ve Rusya yandaşı olan Patriot gazetesinin geçtiği habere göre CIA’ nın laboratuarlarında geliştirilen AIDS hastalığı dünyaya yine CIA tarafından bulaştırılmıştır. Bu haber hızla doğu bloğu ve Rus haber ajansları tarafından desteklerin ve bir süre sonra 3 Dünya ülkelerine de kayar. Ve son noktayı 1987 yılının Mart ayında CBS televizyonun akşam haberlerinde Rusların CIA ve Pentagon’ u konuyla ilgili suçladığı bir açıklamayı yayınlaması koyar. Bu ve buna benzer dezenformasyon oyunları casusluk dünyasında son dönemde oldukça hızlı kullanılmıştır. Hatta istihbarat kurumlarının sırf bu işler için masaları vardır.
Nereden nereye… KGB’ nin vakt-i zamanında bu oyunları Türkiye üzerinde oynadığı da kaynaklarda geçer. Türkiye ve benzeri Doğu ile Batı’ nın çakışma noktası ve gizli servislerin cirit attığı ülkeler bu tip operasyonlar için en güzel yerlerden biridir.
Şimdi… Günümüzde Batı Bloğu ülkeleri için hayati önem taşıyan Orta Doğu ülkesi Türkiye’ miz halen neden bu tip gizli servis oyunlarının oynandığı bir yer olmasın? Gizli servislerin ülke yıkıp ülke kurduğu bilinmekte iken bu kadar hayati bir önemi olan ülkemizi ellerinde tutmak için batı ülkeleri -ki bunların başında CIA ile ABD MI6 ile İngiltere gelmektedir bence- neden bu tip oyunlarla bizleri yanlış yönlendirmesinler. PKK örgütünden tutunuzda bir çok gündem maddesi niçin bu ülkelerin dezenformasyon çalışmaları olmasın. Örneğin halen şahsi kanaatimdir ki WTC ye düzenlenen saldırılarda bile CIA nın dezenformasyon oyunu vardır. Gerçi bu da ellerinde patlayan bir operasyon olabilir –Daha nice, burada yazılamayacak kadar elde patlayan olayı vardır CIA nın. Sanıldığı gibi şah, padişah değillerdir kendileri-. İşte bu noktada zaten kartelci, paracı bir medyanın gündemi yönlendirdiği ülkemde gündemin büyük olaylarının istihbarat örgütleri tarafından çıkartılmış birer yalan haber olması kaygısı içimi kemiriyor. Daha önce de yazdığım şu yazıdabir ülkenin kolay sömürülebilmesi için yerine getirilmesi şart maddelerden ülkenin parası ezilir kısmıyla direkt olarak Sezer’ le Ecevit arasında ki kavgayla başlayan kriz ve bunun akabinde Derviş’ in yurda gelişi ve bu süreç içerisinde gelişen bilumum olayla birlikte seçim ve troykanın açıkta bırakılması Derviş’ in yine kendi gibi memleketi satabilecek bir çok insanla işbirliği yapmasına kadar yapay gündemlerle kurulan kirli bir tuzak içinde olduğumuzu düşünüyor ve ülkemin ne kadar kötüye gittiğini görmediğimizi savunuyorum. Tek çıkış gibi görünen AB’ nin de aslında bu oyunlardan bir demet olduğu ve bu yola sürüklenmemiz yolunda ki en büyük etkenin yine dış mihrakların dezenformasyon çalışmaları olduğunu düşünüyorum.
***Makalede yararlanılan bilgiler Ali ÇİMEN – Echelon -İstihbarat Dünyasının Perde Arkası- kitabından alınmıştır.
İmla hataları Word Dilbisi Denetimiyle düzeltildi. Bir problem varsa Microsoft Halkla İlişkiler Departmanını arayınız.
yorumlar
Tabi, bu kuram (Türkiye kısmı) dallandırılıp budaklandırılmaya son derece müsait. Hayır! Böyle bir şey olamaz! Demek mümkün değil. Olabilir… Olmaya da bilir.
Şeytan dürtüyor işte, benim de aklıma şöyle bir şey geliyor:
Aslında ya Türkiye üzerine oynanan bu tür oyunlar yoksa ve aslında bir tek oyun varsa? Yani aslında olmayan bu tür şeyleri düşünmeye sevk edip hepimizi paranoyak yapmaya uğraşıyorlarsa? Boşu boşuna paranoyak olmakla kalmayıp, bir de “Türk’ün Türk’den başka dostu yoktur”, “zaten bizi kimse seemiyo” falan demeye başlarsak?
🙂
ayni seyleri bende dusunmustum 118, basimiza gelen her olayin arkasinda bazi dis mihraklarin oldugunu dusunmek ne kadar saglikli bilmiyorum,
her felaketin ardindan kendimiz disinda muhakkak bir suclu buluyoruz, bu belkide kendimizi sorgulamaktan korktugumuzdan,
bi ornek, binlerce kisinin oldugu trafik kazalari bile bizim sucumuz degil mesela, trafik canavari diye bi melun var o yapiyor tum kazalari, hic birimiz sebep olmiyoruz o facilara, o derece yani…
ha bi de 17 agustos amerikanin isiydi galiba, marmarada yapay deprem hikayeleri falan anlatiliyordu bi aralar,…cok gulmustum ilk okudugumda…
moderasyonun derinliklerinde 17 agustosla ilgili masal blog olarak girilmis zaten, gormemisim,..
Gerçi kopi paste ama olsun ben geçtim. Bir de 118 her taşın altında aramıycaz ama bu tip oyunlara çok uygun bir jeopolitik konumdayız. Bir de aslında en n,matah miletiz de bakma bizi çok kişi engelliyo. Yoksa dünyanın hakimi olacak güçteyiz. Gerçi milliyetçi oldu ama öye fekat faşist değil. Yani anlarsınız beni.
gücümüz falan yok. hikayeyiz biz. bu kadar beceriksiz, bu kadar lakayıt, bu kadar salak işe yaramaz insan topluluğu bir arada olunca rezil rüsva ortalama bi ülke oluyoruz işte. adam bi futbol takımını yönetemiyor kalkmış başbakan olcakmış. hey hat mı derler ne derler..
disinfo güzel tasarımlı güzel içerikli bir site, uzun süre okumuştum, sloganları filan hoş.
bende tişörtü bilem var.. “fuck consensus reality” 🙂
Trafik Canavarı’nın tam senin dediğin özellikleri üzerine yazılmış bir makalem vardı. Bana onu hatırlattın. Bir yerlerden bulup moderasyona göndereyim. Sanırım kendin yazmış gibi hissedeceksin.
Türkiye bu tip faaliyetlere müsait, çünkü insanlar sıkı cahil, bi de bu tip şeylere inanmaya eğilimli(bunun nedenini açıklayamam şu an, ama öyle). Ayrıca, basında bazı tipler var ki bilerek ve isteyerek, emir alarak ya da anlaşarak bu tip çalışmaların ilk adımını atıyorlar. Bunlar yılın belli zamanları uluslararası gizli toplantılara filan katılan tipler. Son günlerde saddamın füzelerinin menzilini gösteren krokileri ilk sayfadan yayınlayan gazeteleri düşünün, Ankara da menzilin içinde belli belirsiz.