Nasıl oldu bilmiyorum ama bana doğru gelirken hatta yanımdan geçerken elimle nefis götüne dokundum.

Bunu neden yaptığımı sordu. Ellerim titredi yüzüm soldu. Hiçbir açıklama yapmadan benimle gelmesini söyledim.

Karanlık ağaçlıklı bu zengin yolda yürüyorum. Yanımda gerçekten olacakları bilmediğim bir göt var. Söze; Hareketimin çok aptalca olduğunu söyleyerek başlıyor. Onunla bu düzlemde yürümek bile bir güç benim için. Siyah pantolonuna bakıp kıvrılan yoldan banka oturuyoruz. Ona bazı sorular soruyorum. Bazen gülerek bazen ilgisiz cevaplar veriyor.

“O an onu orada öldürebilirim.”

Ona karşı sonsuz bir ilgim olduğunu biliyor.

Peki bu tavırlarımı ne kadar sürdürebilirim. Bana içinden beceriksiz diyor. Aptal…

Karşımda duran denize sarılıyorum. Son bir hareketle yerlerdeyim. Onun içine girme fikri beni deli ediyor. Karanlık basınca tekrar onunla beraber oluyorum. Yıldızların hizasında saçlarını tarıyorum. Bana bıraktığı öpücük ile onu asla yakalayamıyorum.

Geri dönerek…

Evine kadar takip ediyorum. Telefon etmek içimden geliyor fakat nedense harekete geçemiyorum.

Çok sonra son bir kez daha onu görmek için yerimden kalkıyorum ama bu seferde denizin karşı kıyısında hayal kırıklığına uğruyorum…

Fransa bana çok uzak şimdi..