Halkımızın vurdum duymazlığını, ders alınması gereken olayları çabuk unutmasını, tehlikeye karşı aymazlığını vurgulamak için söylenmiş sözler vardır… “ Milletimiz balık hafızalı…” Aslında balıklara bir hakarettir… Hafızalarının olduğu ispatlanmıştır. “ Deve kuşu gibi başını kuma gömer.” Bu da yanlış, tehlikeye karşı başını ayakları arasına alıp, bir kaya görümüne gelerek çevreye uyar deve kuşu… Ama gerçek şu ki; hiçbir olay, hiçbir yaşantı uzun süre aklımızda kalmıyor. Alınması gereken dersler alınmıyor.2 temmuz Sivas Katliamının yıl dönümü… Otuz yedi insanın diri diri yakılışı… Sadece Sivas Katliamı mı? Hayır… Sivas’a gelene kadar yaşanmış katliamlar ve cumhuriyetin temel değerlerine yönelik olay ve katliamlardan ders alınmamıştır.
Şeyh Sait İsyanı (1925) Menemen’de Kubilay’ın katledilişi (1930)Malatya,Kahraman Maraş Olayları (1978), Çorum Olayları (1980) ve Sivas katliamı(1993)Bu tip olaylar, halifeliğin kaldırılmasıyla başlar. Cumhuriyet düşmanlığıdır. Çağa karşı, çağdaşlığa karşıdır. Ortaçağ özlemidir. Karanlık kafaların karanlık oyunlarıdır… Yabancı odaklar ve yeldi işbirlikçilerin oyunlarına gelen zavallı insanlarımız… Cumhuriyet döneminde bu tür olaylara örnekler az değildir. Kardeşi kardeşe kestiren, yaktıran, domuz bağı ile insan öldüren, kin tohumları eken olaylar… Faşist gericiler, kalleş din bezirgancıları her olayda aynı kışkırtma yolunu seçmişlerdir. Bilerek ve hazırlık yaparak yer ve gündem belirlenmiştir. Ne yazık ki devletten de koruma görmüşlerdir zaman zaman… Söylemler ve sloganlara bakar mısınız…“Din elden gidiyor.”“ Taraf-ı ilahiden geliyoruz. Şeriat istiyoruz.Askerin kılıç ve kurşunu bize işlemez. Herkes bu bayrağın altından geçecek, geçmeyeni kılıçtan geçireceğiz. “ (Menemen)“Allah’ını seven silahına sarılsın. Ne duruyorsunuz, bu gün cihat günüdür.” (Çorum)“Sivas laiklere mezar olacak. Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak. Şeriat gelecek batıl zail olacak. Yaşasın şeriat. Yaşasın Hizbullah. Kahrolsun laiklik.” Sivas)“ Oruçla, namazla hacı olunmaz, bir alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır.Allah için vurun, asker ve polis durdurursa onları da vurun. (Maraş)
Cumhuriyete ve laik kesimlere yönelen bu katliamlarda bulunan yığınlar, ne istediklerinin ne yazık ki farkında bile değiller… Şeriat isteyenlerin çoğu, şeriatın ne olduğunu bile bilmiyorler… Hele,şeriat şeriat diye didinen kadınlara şaşmamak elde değil… Şeriatta hangi ortamda, hangi şartlarda yaşayacaklarının farkındalar mı acaba?
yorumlar
@teacher, ben insanlarımızın yaşanmış bu katlıamları unuttuklarını sanmıyorum. Zorbalar zamanla yaptıkları zorbalıkların unutulacağını sanır ama toplumsal vicdan eski deyimle maşeri vicdan unutmaz. Unutmamalı da. İnsanlar orada bir çıra gibi yandılar. Bu vahşet unutulabilinir mi? …
valla o kadınları ben de anlaya bilmiş değilim.. İstediklerini değil, istedikletildiklerini düşünüyorum
Çok doğru tespit akoni. Ortaçağ kafasından kurtulamayan kadın ve erkeklerimiz, doğmatik düşünceden , akılcı düşünceye geçememişlerdir.Bunun cezasını da kadınlarımız çekiyor maalesef.Bile bile özgürlüklerini hiçe sayıoyorlar.Akılcı düşünebilen insan kendi eliyle kendini ataşe atar mı?
M. Aklarsu’dan
cumhuriyet
şeriat şeriat diyenlere
=====
=====ALINTIDIRAtatürk’ün Türkiye’sinde hala yobaz eylem ve söylemler devam etmekte ne yazıkki… Dini hala çıkarları için açık açık araç olarak kulmaktan sıkılmayanlar var. Gözünü kan bürümüş bir din nasıl düşünülebir? Din Allah sevgisi, insan sevgisi vermez mi? Din de bir akıl, mantık işidir. Halkın din duygularıyla, bölmek, parçalamak, yobazlık değilde nedir? Ortaçağ düşüncesi değil de nedir?
Dini sörenler, Atatürkün din anlayışını çarpıtıyorlar.
http://www.renklitv.org/izle/123870-sivas-katliami.html
…………..
teacher kendin yazmışsın kendin yorumlamışsın .yazı güzel, söylediklerinde de haklısın da ortaçağı biz hiç yaşamadık en azından ortaçağ avrupası zamanında yaşamadık ortaçağı desek daha doğru . kültürel ve geleneksel açıdan bakılınca da yaşayacağımızı sanmam.radikallikler uç örneklerdir. ki bir zaman sonra radikal insanlar da dönmek zorunda kalırlar ya da kendi kendilerini imha etmek zorunda kalırlar ki bu da daha kötüdür.hiçbir zulum de devam etmez ayrıca. iran örneği meydanda. türkiye iran olacak mı diye diye bak iran türkiye olacak mı diyorlar şimdi. bence olacak da . iran Türkiye olacak.en tehlikeli gözü kara insanlar kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan insanlardır. insan yaşamak istediği gibi yaşayamıyorsa kaybedecek hiçbir şeyi yok demektir. o yüzden geçmişe takılıp kalıp eyvah çekmenin anlamı ve inandırıcılığı da olmaz. Türkiye’nin bu günlerde yaşadığı gelişmeler iyi yöndedir. Bir şeyleri sorgulamanın vakti geldi de geçiyordu bile. Ha bu yaşananların içinde hiç kötü şey yok mu illa ki var.Geçmiş tecrübelerimizin bizleri korkutması çok doğaldır. Bunlar kolay aşılacak şeyler değildir. İnsanın doğasında bile var. Yeni olan herşeye ilk başta korkuyla yaklaşmak hatta kabullenememek ve karşı çıkmak. ha küresel kriz ülke elden gidiyor diyosanız bu sadece türkiyenin değil dünyanın başındaki beladır. bu konuda gecikmiş politikalar (önlemler) eleştirilir o ayrı tabi.Bizler yıllarca yarasa misali zaten ortaçağı yaşadığımız için (1950 sonrasından beri) ışığa karşı gözümüzün kamaşması son derece doğal. Bu çağda artık çağdışı şeyler olmaz kafanızı yormayın. Şeyhler müridler yönetimi tarihin tozlu raflarına kalktı bile çoktan. Bugün Hondurasta dahi halk taşla sopayla darbe yapan askerlere saldırıyorsa, İranda canı pahasına o eylemleri yapıyorsa başkaldırıyorsa demokrasi dışı yollara artık küresel bir başkaldırı, küresel bir darbeye hayır dönemidir demektir bu. Hiç kimseye kabul ettiremezsiniz artık dünyanın hiçbir yerinde demokrasi dışı hiç bir yolu. Bana çok inandırıcı gelmiyor artık 2009 yılında şeyhler geliyor , müridler geliyor lafzı. Sancılı olacak bu da her doğum gibi ama , her doğumda olduğu gibi ceninin çıktığı yerden daha aydınlık bir dünyaya kavuşacağı ve korkularının yersiz olduğunu anlaması da yakın .
Kaldı ki yobaz eylemler ve söylemler dahi demokrasinin gereğidir. Senin demokrasin ya da benim demokrasim olmaz. Demokrasi evrensel bir kavramdır. Türkiye’nin demokrasisi ya da İran’ın demokrasisi de olmaz . Ülke silahla değil hukukla korunacak. Herşey hukukun güvencesinde olacak silahların değil. En sağlıklı yol bu inanın.
Yarın,Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz karalarından biri olan bir gün,yine çeşitli etkinliklerle anılacak,tam 17 yıl geçti üzerinden,külleri hala sıcak…umarsızca bir daha böyle vahşeti yaşamasın hiç bir dünyalı diyor ve ruhları önünde saygıyla eğiliyorum.Kaleminize sağlık örtmenim.
ANGLO, sizi çok iyimser görüyorum yorumunuza bakarak. Ne yazık ki 1980 sonrası gelişen daha doğrusu hızlanan yobazlaşmayı görmezden gelemeyiz. Nasıl bir eğitimle, ne durumlara düştük yeni nesil bilincinde değil. Şu an işlerin iyi olduğu söylemine katılmıyorum. Kamplaşma, kardeşi kardeşe düşman etme ileri safhaya gelmiştir ne yazık ki. Yeni nesil bunların farkında olmayan, yorumlamayan, hazıra konmak isteyen, köşe en kolay nasıl dönülür onu öğrenmeye çalışan bir kuşak.Tabi amacım tüm bireyleri suçlamak değil, duyarlı insanlarımızda var. Bu yazıyı bir yıldönümünde yazmışım, tekrardan yıldönümünde anımsatmak için link ve yorum girdim. Konu cumhuriyet ve insan katliamı olunca, sanırım duyarsız kalamayız.konu İran Türkiye’ye dönecek, Türkiye İran’a dönecek konusu değil, kardeşin kardeşe kırdırılması, düşman kamplar yaratmasıdır. Ne yazık ki bunu da din kullanarak yapılmasıdır. Benim düşüncem, hiçbir “din senden olmayanı öldür, kardeşin olsa bile” demez. İnsanlarımızın bunu anlaması için bu olaylar unutulmamalı. “Belki de ters tepki yapar, onu diyebilirsiniz. Zaten içinde insan sevgisi olmayanlar, bu örneklerden etkilenip daha da canileşebilirler.” Bu olayların aydınlanmasını sağlamazsak, yapanlar elleri kolları sallayarak ortada dolaşırsa bu korkulanda olur.
İnsan ne düşünür düşünür, ne söyler söyler ama eylem cana kast ise, başkasının hakkına, özgürlüğüne saldırı ise o demokrasi falan değildir. Evrensel dediğin demokrasinin kuralları içinde bunlar yoktur, olamaz.
deelalim, teşekkür ediyorum.
utanç günü 🙁
Kaygılarınızı anlayabiliyorum ama bahsettiğiniz gericilik dönemleri artık çok çok gerilerde kalmıştır.Tekkeyi, türbeyi yeniden açsanız napacaksınız, burda verilecek eğitimle (uç bir örnek ve asla buna ihtimal vermiyorum) toplumsal statü olarak bir yere gelmek imkansız. 2010 yılına yaklaşıyoruz artık ve hukukun, bilimin egemenliği söz konusu. Hukuk açısından daha çok yol kat etmek gerekiyor ama zamanla o da olacak.Din Kültürü zorunlu ders olacakmış. Din kültürü dediğiniz ders kültür bitkisi misali hakkaten kültür dersi. Bundan 10-15 yıl öncesinde bile ortaokulda , lisede bu ders boş ders gibi değerlendirilip , öğrencilerin sınavlarına veya başka derslerine çalıştığı , bunun dışında muhabbetle veya bir takım yazılar okumakla geçerdi. Üstelik hocalarımız din kültürü kitabında her konu sonunda yer alan Atatürk’le alakalı yazıları okumayı zorunlu tutar , yüksek sesle okunurdu. Ha 10 yıl içinde belki bu manada çok şeyler değişti. Ama ne değişirse değişsin Din Kültürü gibi nötr eleman bir dersten beyin yıkama fikri bana ütopik geliyor. Diyelim ki kötü niyetli bazı hocalar kendi fikirlerini öğrencilerine kitap haricinde empoze etmeye, başka kaynaklardan tamamen müfredat dışı konular işlemeye cüret ediyor. Halkımız eski bilinçsiz halk değil. Çoluk çocuğundan velisine kadar her şeyin hesabı soruluyor siz merak etmeyin. Daha ilkokul öğrencileri bile okulda ne olup ne bittiğini ailelerine en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. Eski cahil cuhela halk yok yani. İnanın 1 tokatın bir kulak çekmenin bile kanun önünde hesabını çok sorduk ve cezasını da verdirdik. Kaldı ki bu tarz icraatların heaabı sorulmasın.Arap harfleri ile ilgili fikirlerinize katılmıyorum hocam. Bugün Ortadoğudaki artan önemimiz nedeniyle arapça dersi dahi verilmelidir inanın.Ortadoğu’nun nimetlerini Çin’den tutun İsraile, Amerika’ya kadar ülkeler yiyor. Yanı başında Türkiye dururken. Komşusu. Kübaya baktığınız zaman sırf İngilizceleri nedeniyle Amerika’dan önemli bir ticari pay edinmişler. Gelişen teknoloji sayesinde Amerikadan Kübaya gönderilen tıbbi rapor ve buna benzer bir çok şey Kübadan halledilip tekrar Amerikaya yollanıyor. Ordaki uzamanların, doktorların uykuda olduğu bir saatte. Buradaki etken sadece dil. Amerikan aksanına yakın süper İngilizceleri. Siz Amerikayla görüştüğünüzü zannederken telinizi Kübadan açıp işinizi Kübadan hallediyorlar. Küba dediğiniz küçücük bir yer ve ekonomisi Amerika’dan aldığı bu desteğe bağlı.Bugün darbe yapılamamasında kamusal baskı kadar dış etkenler de önemli. Amerikanın işine gelmiyor Türkiye’de yapılacak darbe. Ve destek vermiyor o yüzden. Neden ? Ortadoğuda artan önemimiz . Hele ki şu küresel krizde bunlar çok önemli şeyler.Cumhuriyete sahip çıkalım koruyalım ama ben diyorum ki bu çağda artık Cumhuriyet dışı alternatif olmaz, olamaz zaten. Cumhuriyet koruma misyonu da hukuka ait olmalı, hukuksal çerçevelerde olmalı. Korumaya kollamaya ihtiyacı yok Cumhuriyetin. Çünkü bilinçlenen halk sindirdi artık onu. Uç örneklere aldanmayın derken onu diyorum. İnsanlar geleneksel olarak bazı şeyleri yaşıyorlar bugün. Ne dinlerinden vazgeçerler bu insanlar ne de Cumhuriyetten . mesele burda zaten. Dinden vazgeçmek derken de zaten yaşanan radikal bir din söz konusu değil. Bugün bizim radikal diye tanımladığımız daha anlaşılır olsun diye diyorum türbanlı veya türbancı her neyse bir ailenin kızı -oğlu modern bir hayat yaşıyorsa bu onun göstergesidir. İnsanlar kendi yaşadıklarını çocuklarına bile empoze etmezken 3. kişilere niye empoze etsinler hocam? Halk ekmek derdinde , iş derdinde. Ne Cumhuriyet karın doyurur ne din. Gelinen noktanın açıklaması biraz da bu.İyimserliğe gelince iyimserliğim sadece darbe dönemlerinin geride kalması nedeniyledir. Zira hukuk herkese şart. Hukuk sistemimizin bir çok sıkıntıları olsa da her anlamda , bunlar da zamanla düzelmesi gereken şeyler. En azından yargının bağımsızlığı noktasında gelinmek istenen nokta umut vericidir.Yobaz eylem ve söylemler, fiile dökülmediği müddetçe suç teşkil etmesi söz konusu değil. Eylem cana kast ise sizin deyiminizle, hukuk sisteminin devreye girmemesi olanaksızdır zaten bu durumda da .Tabi ki hiç bir katliama seyirci kalamayız. Kınamama hakkımız olamaz. Bu katliamları unutmayalım ama her an bunlar tekrar yaşanabilecek korkusuyla yaşamak da, gülünç ve ütopiklikten öteye gitmez. Nerdeyse 1 asır geçmiş bu olayların üzerinden. (Şeyh Sait ve Kubilay ) Çorum ve Sivas çok eski değildir ama zihniyet olarak onlar da eskimiştir. O bakımdan aman yobazlık aman gerici eğitim sözleri artık inandırıcılıktan uzak.Şeriat isterük diye ayaklanan insanlar hep dış güçlerin tahriki ile yapmadı mı bunu? İstisnaları ayırırsak. Hele ki çok sancılı dönemlerde yapılması bunların, içten bölmeye çalışma politikasından başka nedir ? Bir toplumu en kolay bölme yöntemi değil midir bu ? Bugün Kürtçe yayın yapan kanallar açıldı , bir takım çalışmalar var. Şimdi Kürtçe yayın var diye ülke mi bölünecek? Aksine yasaklar hep çekicidir ve insanlara inanılmaz güç verir hep, ulaşmak için yasaklanana. Ne zaman ki yasağı serbest bıraktınız eski çekiciliği de kalmaz. Yasaklarla bir yere varılamaz yani. İran da yasakladılar da noldu. Gizliden her eğlencesini yapmadı mı vatandaş. Sabahlara kadar içip eğlenmediler mi gizli tünellerden geçerek. Gizli tünelden geçe geçe eğlence tertipi. İnsanın yapacağı yoksa da sırf merakından yapar. İnsanın doğasında var bu. Risk alma , andrenalin. Siz ne kadar gözünüzde büyütürseniz yobaz eylemleri o kadar büyür. Ama gerçeği görmek isterseniz , objektif bakabilirseniz gerçeğin dediğiniz gibi olmadığını görürsünüz.Tayyip Erdoğan demiş ki tek hedefimiz islam, ulemaya sormak lazım vs vs . Menderes demiş ki hilafet isterük. Hocam Allah aşkına cidden komik oluyor bunlara inanmak. Tayyip Erdoğan bugün de desin bakalım hedefimiz islam . Halk çıkardığı gibi indirmesini de bilir. Siz zannediyor musunuz ki şimdi bunlar iktidara geldi diye bunlara oy verenlerin hepsi şeriatçı. Chp ye kızıp oy vereni mi dersin , Tayyip Erdoğan’ın karizmasına veren gençliği mi dersin , denize düşen yılana sarılır deyip vereni mi dersin vs vs . Olay islam boyutunu çoktan aştı yani. Bunu görmemek bu ülkede yaşamadığınızı ya da durumu görmek istemediğinizi gösterir.Konunun iran’ a gitmesi orda şeriatın olmasındandır. Yani aslında alakasız değil konuyla. Zira sizin bahsetiğiniz eylemler de, şeriat isterük ayağına yapılmıştır. Bugün İran’ın geldiği nokta da düşündürücüdür o yüzden. Türkiye’nin asla İran olmayacağı aksine İran’ın bugün ya da yarın en nihayetinde Türkiye olacağı gerçeği çok manidar ve konuyla çok alakalıdır hocam .Hiçbir dinde cinayeti savunmaz . Hele ki islamda bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir. İslam hukukunda öldürülen adına af sadece yakınlarındadır. Devletin dahi af yetkisi yoktur işin içinde öldürme varsa. Amma velakin af yolu gene de tavsiye edilmiş , diyet seçeneği de sunulmuştur. Hoşgörü dinini , bu hallere getirenler utansın. Kamplaşma falan nerde var? Kardeş kardeşi nerde kırıyor Allah aşkına ? Sokağa dökülen ayarlamalı göstermelik olaylara cahil dediğiniz halk bile inanmazken. İnsanın olduğu yerde sorun olmaması mümkün mü kaldı ki?
@angola, aman tanrım, yazı mı, yorum mu anlayamadım?
akoni ben de görünce şok oldum ama iş işten geçtitaslakta durduğu gibi durmuyormuş meğer ))
maraş olaylarının yıl dönümüŞehit Kubilay anıldı
inandılar, döğüştüler, öldüler:(( tüm şehitlerimize rahmet diliyorum
23 Aralık 1930 günü, İzmir’in Menemen İlçesi’nde gerici-yobazlar tarafından katledilen öğretmen- Mustafa Fehmi Kubilay’ı rahmetle anıyorum
Kubilay’ı katletmeye kadar giden olayları başlatan ve başını gövdesinden ayıran zatın torunu, şu an TBMM ve hükümet’te ki görevine devam ediyor..
malesef :(((
&&&&&
Bu devirde kac gocten, carsaftan, bilmedigi dilde yazilmis kitaplari ezberlemekten medet umanlarin sayisi artiyorsa o toplumda sorun var demektir
cumhuriyet tarihinin kara ve acı günü.madımakın yandığı gün,sadece ozanların sazı yanmamıştır aynı zamanda adaletin teraziside yanmıştır.ne tuhaftırki bir katliamın davası senelerce sürmüş katliam sanıkları iş adamı veya vekil olabilmiştir.vesselam tuhaf bir ülkeyiz.Bu olay ülkemiz insaninın çabuk gaza gelen ve düşenmeden hareket eden o geleneksel ve sığ düşünce yapısını ortaya sermiştir.
Kubilay’ın büyük vahşetle şehit edilişinin 80. ci yıl dönümüdür, ruhu şad olsun