filmi 29.istanbul film festivalinde izlemiştim.avusturya sinemasından renkli bir yapım.sosisli sandviç satıp ot çeken iki arkadaş,esrarengiz bir çantanın teslimatı için tehlikeli olabilecek bir yolculuğa girişir.bu iki şapşal işi berbat edebilecek kapasitede olduğundan, işi veren mafyatik ama komik iki adam daha bunların peşinden çantayı takibe alır.peşlerinde ki albino katil de cabasıdır.
yol boyunca, kimin kimi kovaladığını niye kovaladığının öneminden çok, her bir tipin özenle yaratılmış karakteri, tarzı, yol boyunca yaşanan komik olaylar hikayeden çok o anın seyrine koyulmanıza sebep olur.bütün bu karışık ama eğlenceli macera boyunca içilen bolca uyuşturucu, herşeyi daha flu ama daha da eğlenceli kılar.Big Lebowski‘den daha bol ama Fear and Loathing in Las Vegas‘dan daha abartısız şekilde, ot,ex, mantar triplerini hissedebilirsiniz.bir çok sahne uyuşturucunun kafasını anlatabilmek için fantastik şekilde yansıtılmıştır.özellikle uyandıklarında otel odalarının küçülmüş (ya da kendilerinin büyümüş) olduğu sahne, klüpte dans eden herkesin köpek kafası taşıması,kaygısız kahramanımızın gökyüzünde süzülmesi, ters giden trenden saçılan çiçekler,periler,kuşlar,parıltılar vesaire vesaire..arada cam olmasına rağmen tutkulu bir öpüşme sahnesi vardır ki, gerçeğini aratmaz.aslında bir çok sahne, kendi başına o kadar güzel ki neredeyse bütün film böyle başlıklarla listelenebilir.
bu arada contact high kafası iyi olan biriyle temas eden bir başkasının da aynı kafayı yaşaması olarak izah edilir.her ne kadar film kafa 1500 olarak türkçeleştirilmiş olsa da asıl anlam budur.fazlasıyla beğendim,fazlasıyla tavsiye ederim.burdan fragmanı izyebilirsiniz.künyesi;YönetmenMichael GlawoggerOyuncularRaimund Wallisch, Michael Ostrowski, Detlev BuckAvusturya-Almanya-Polonya-Lüksemburg, 200935 mm / Renkli / 95′