Sabah dışarıya adım atmakta zorlanır insan. Yada ben.. Sanki bilmediğim bir şeyler varmış gibi..Yeni bir yaratılış varmış gibi orda… Vazgeçtim dışarıya çıkmak insanlara iyi gelebilir. Bana gelmiyor. Evde olup hiç bir şeyin olmaması güzel hiç bir şeyin olmayacak olması ise daha güzel bence… Yine bir şeyleri yapmak zorunda olmaktan nefret ediorum.. Yürü yürü yürü.. Eline geçen bir şey olmaz.. Elindekini yitirme şansın ise çok yüksek.. Dışarıda milyonlarca soygun sürerken insan kendini çıplak hissediyor. Ben hissediorum. İnan-Mücadele et-Başar…. Kim uydurduysa. Lüzum yok. Ben uydurdum.- Bak bebeğim sana makarna yaptım. Üstüne çökelek koyunca çok güzel oluyor.-Teşekkürler tatlım.. Nasıl geçti günün peki? Ne yaptın ayarlayabildin mi?- Şarabı mı? Evet bakkala yazdırdım. Şişko o kadar da kötü bi adam değilmiş.- Hayır. Kirayı?- Yok- Ne yapcaz peki?- Bilmem ne dinlemek istersin? Romantik bir şeyler falan….- Seko deli etme beni.. Kira diyorum..Para diyorum..Ne bok yiyeceğiz?-Çökelekli makarna…- Sabahın köründe her gün işe gidiyorum her gün o ıvır zıvırları okumaktan başım çatlıyor. Orda olduğum her an hayattan nefret ediyorum. Seninse tek yaptığın 3’e kadar uyuyup müzik dinlemek. Buna neden katlandığımı biliyormusun?-…- Kovulacağız bu evden… Eşyalar gidecek. Ailemin yanına döneceğim. Neler olduğunun farkındamısın?- evet- İnanmıyorum ya.. Bütün bunların senin için bir anlamı yok mu?- -…- Ağlama bebeğim lütfen ya.. Bak.. sana makarna yaptım. Seni seviyorum… öyle olmasa yumurta kırardım yada patates kızartırdım ama ben makarna pişirdim bunun senin için bi anlamı yok mu??- Tanrım ne olur bana sabır ver.. Burda bir kaçık müptelası ile hayat kurmaya çalışıyorum… Siktir git Seko! Makarnalarıda götüne sok çökelekle sos yaparsın…- Begüm evden kovulmamıza henüz zaman var.Belki sonunda kovulacağız ama bugün değil. Evden kovulduğumuzda eşyalarımız burda kalır ve annelerimizin yanına döneriz. Şimdi iki seçimin var. Eşyaları toplar annenin yanına dönersin yada bekleriz eşyalarımızı toplarlar annenin yanına dönersin. Şu an yapabileceğim başka bir şey yok. Ve bana Seko dediğinde onlarca diğer’den bir farkın kalmıyor. Bana Seko dedikten sonra sana aşkım demek zor geliyor. Küfretmense o kadar önemli değil. Bir daha tekrarlarsan yüzünü tanınmaz hale sokarım.. Burnunu hatırlıyorsun değil mi?- Özür dilerim güzelim. Ama buna katlanamıyorum anlamıyormusun? Neden biraz çaba harcamıyorsun?- Çaba mı? 16 yaşımdan beri her gün bunu yapıyorum. Her anımı ne yapmalıyım diye düşünerek geçirdim. Hiç bir şey görmediğimi hiç bir şey yapmadığımı mı sanıyorsun? Üzgünüm çok üzgünüm ve elimden gelen sadece bu. Tek istediğim her şey güzelmiş gibi düşünerek şu makarnayı ve şarabı bitirip güzel bir gece geçirmekti. Son yada değil ne farkeder? Güzel bir gece istemiştim. Şimdi uyuyacağım ve inan tek kelime daha istemiyorum.. Neyden korkuyorsun ki? Kendi halinde ölecek olan sen değilsin… Özgürlüğün ve olanakların senin elinde istediğin zaman onları kullanıp bu sefillikten sıyrılabilirsin.. Ama ben makarna yemeği tercih edeceğini düşündüğüm için seninle birlikteyim… İyi geceler..Bazen yatakta olmak ve uyuyamamak çok rahatsız eder .. İlk uzandığımda yarın her şeyi yoluna koyacağım diye düşünürüm. Nerde yanlış yaptığımı. Neden yaptığımı.. Ne yapmalıydımı. Bi iki kez uyku çalışmamı bölüp sigara içerim. Ağlamayı beceremesemde gözyaşlarımın sesini duyarım. Yabancı birine değil ruhuma ait gözyaşlarının..Bilirim bir şeylerin sürekli yıpratıldığını. Ve sonunda uyuduğumda o kadar yorgun hissederim ki uyanmamak tercihim olur.. Uyandığımda ise her şey için çok geçmiş…..