”Tarkan”, Sezgin Burak’ın yarattığı çizgi roman kahramanı olarak 1966 yılında ilk defa ortaya çıktı. Çizerin İtalya’da yaptığı araştırmalar sonucunda Hun Türklerinin bir kahramanı olarak yarattığı bu karakter 1967 yılında Hürriyet Gazetesinde günlük olarak yayınlanmaya başladı. İlk hikayesi ”Mars’ın Kılıcı” olan serinin toplamda 15 ayrı adlı macerası bulunuyor. Bunlardan 5’i sinemaya uyarlanmış. Çizeri Tarkan isminin nereden geldiğini ise şu cümlelerle açıklıyor: “Tarkan, Türk gücünü ve kudretini yansıtan bir kelimedir. Bu kelimeyi Türk kanı taşıyan kahraman manasında yarattım. Kahramanlık ve mertlik ifade eder.” İlk uyarlanan film 1969 yılında Tunç Başaran tarafından çekilen ”Mars’ın Kılıcı” olmuş. Aslında aynı yıl ”Bozkırlar Şahini Tark-Han” adıyla bir Tarkan filmi çekilmiş. Ama bu film eser sahibi Sezgin Burak’tan habersiz çekilmiş ve filmden hak iddia etmemesi için kahramanın ismi Tarkhan olarak değiştirilmiş. Tarkan asıl popülerliğini Kartal Tibet’in canlandırdığı karakterle kazanmış ve bundan sonra ”Tarkan: Gümüş Eğer” (1970), ”Tarkan: Viking Kanı” (1971), ”Tarkan: Altın Madalyon” (1972) ve ”Tarkan: Güçlü Kahraman” (1973) filmleriyle Türk Sinemasında unutulmayacak bir seri yaratılmıştır. Aynı zamanda ilk filmin başarısından sonra aynı yıl taklitleri de çekilmiştir. (”Tarkan Camoka’ya Karşı”, ”Tarkan Canavarlı Kule”). Kartal Tibet’in daha önce Suat Yalaz’ın yarattığı ”Karaoğlan” filmlerinde yine bir kahramanı canlandırdığını göz önüne aldığımızda Kartal Tibet’in neden etkili olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Ancak yine de filmlerdeki Tarkan karakteri çizgi romandakine göre çok daha cılız ve heybetsiz bir görünüm sergiler.

Tarkan, tipik bir kahraman olarak milletine ve imparatorluğa bağlı, aynı zamanda bağımsız yaşayan, akıllı, cesur ve güçlü bir karakterdir. Kötülerin korkulu rüyası, iyilerin dostu, güçsüzlerin yardımcısı, yeri geldiğinde savaşçı, yeri geldiğinde aşık… bir kahramanın sahip olması gereken tüm nitelikleri barındırır. Tarkan’ın kendine özgü nitelikleri arasında uzun saçları, daima yüzüne düşen perçemi, üzerinden hiç çıkarmadığı kürkten yapılmış kostümü, madalyonu, soğuk ve mesafeli duruşu gibi özellikleri sayılabilir. İnsanlarla zorunda olmadıkça iletişim kurmayan, yalnız yaşayan Tarkan’ın tek gerçek dostu her zaman yanında olan kurdudur. Bebekken ailesi katledilen ve kurtlar tarafından büyütülen Tarkan, sadık dostuyla beraber maceradan maceraya koşar.

İlk film ”Mars’ın Kılıcı”, Avrupalılar’ın ‘Tanrının Kırbacı’ adını verdikleri Hun İmparatoru Atilla’nın Avrupa kıtasını ele geçirmeye başladığı günlerde geçmektedir. Bu dönemde bir yanda Vandallar, bir yanda Romalılar diğer yanda Hun Türkleri Avrupa kıtası üzerinde büyük bir mücadele içindedirler. Gittikçe güçlenen ve tüm dünya için tehdit yaratan Atilla, sadece Mora adlı bir rahibin bildiği Savaş Tanrısı Mars’ın Kılıcını da ele geçirmek istemektedir. Efsaneye göre bu kılıcı ele geçiren kişi dünyanın hakimi olacaktır. Vandal kralı vahşi Genseriko ve hunhar Roma İmparatoru Valentinyanus’ta Atilla’ya karşı koyabilmek için Mars’ın Kılıcına sahip olmayı istemektedirler. Bu noktada Atilla’nın gözdesi, Türkler’in en büyük savaşçısı olan Tarkan, bu zorlu görevi başarabilecek tek kişi olarak görülmektedir. Türkler umudunu Tarkan’a bağlamış, Vandal ve Romalılar’da tehlikeli düşmanlarını alt etmek için Mars’ın Kılıcına sahip olmayı istemektedirler. Bu ilk filmin oyuncuları Kartal Tibet (Tarkan), Moris (Kulke), Zuhal Aktan (Bige), Lale Belkıs (Genseriko’nun Kızı), Mümtaz Ener (Genseriko), Kayhan Yıldızoğlu (Valentinyanus), Oktar Durukan (Atilla), Aynur Aydan (Hancının Karısı), Danyal Topatan (Örümcek) ve Behçet Nacar (Kuzmo) gibi isimlerdi.

Bir sonraki film ”Gümüş Eğer” Tarkan’ın babası Altar’ın yaşadığı zamanda başlıyor. Atilla’nın hediye ettiği Gümüş Eğer’e sahip olan Altar, bir Hun kalesinde yaşamaktadır. Kaleye ve Gümüş Eğer’e göz diken Kostok, hain bir planla Altar’ı tuzağa düşürür. Büyücü Gosha’yı da için işine sokarak Altar’ın büyük oğlu Tan’ın büyücünün etkisine girmesini sağlar. Tarkan’ın sütannesi onu bir mağaraya bırakır ve orada bir kurt tarafından büyütülür. Tutsak ve sakat bir Hun olan Tulga küçük Tarkan’ı yakalandığı bir köyde kafesten kurtarır. Başına gelenleri anlatır ve onu eğitir. Yıllar geçip Tarkan büyüdüğünde artık Kostok’tan hem kardeşinin hem ailesinin intikamını almasının zamanı gelmiştir. Bu filmdeki oyuncular Reha Yurdakul (Altar), Eva Bender (Gosha), Bilal İnci (Kostok), Suphi Tekniker (Tulga) gibi isimlerden oluşur. ”Gümüş Eğer” de olmak üzere artık serinin tamamını Mehmet Aslan yönetmiştir. Bu filmden sonra gelen macera ”Viking Kanı” ise kanımca serinin en eğlenceli filmidir. Hun imparator’unun kızını kaçıran ve Tarkan’ın kurdunu öldüren Vikingler artık kahramanımızın baş düşmanıdır. Vikinglerle ittifak yapan Çinliler filmdeki diğer millettir. Oyuncular Eva Bender (Ursula), Seher Şeniz (Lotus), Bilal İnci (Toro), Fatma Belgen (Yonca), Atıf Kaptan (Kral Gero) ve Hüseyin Alp (Orso) gibi isimlerden oluşur.

Serinin 4. filmi ”Altın Madalyon”da Atilla, Vandal Kralının kız kardeşi Honoriya’yla aşk yaşarken, seferlerine devam etmek zorunda olduğundan ayrılırlar. Ayrılırken Honoriya’ya bir madalyon verir. Yıllar sonra madalyonu taşıyan bir haberci Attila’ya Honoriya’nın onunla görüşmek istediği haberini getirir. Attila, buluşma yerine gittiğinde Honoriya’yı ve küçük oğlunu görür, ama Vandalların gaddar kralıyla, vezirin kurduğu bir tuzağa düşer. Bu film serinin en fantastik bölümü olarak görülebilir. Oyuncu kadrosunda Eva Bender (Gosha), Altan Günbay(Vezir), Zeki Alasya (Vandal Kralı), Birsen Ayda (Kraliçe), Pakize Suda (Onorya), Halit Akçatepe (Kulke), Kamuran Usluer (Atilla) ve Yeşim Tan (Helga) gibi isimler yer alır. Son film ”Tarkan Güçlü Kahraman” ise Tarkan’ın uzakdoğu macerası olarak geçer. Atilla’nın Tarkan’ı altın kılıcı alması için görevlendirmesiyle başlayan macera Çinli rakibi Wang Yu’nun ortaya çıkmasıyla hareketlenir. Tarkan’ın tüm kemiklerinin kırıldıktan sonra hiç kimsenin 1 dakika bile duramayacağı magma havuzunda 1 gün boyuncu kalmasıyla eski haline döndüğü senaryonun akıl mantık sınırlarının ötesine geçen bölümlerinden biridir. Oyuncu kadrosunda Hakkı Koşar (Wang Yu), Hülya Darcan (Alonya), Halit Akçatepe (Kulke), Reha Yurdakul (Ulu Gökçe) ve Kazım Kartal (Oba Reisi) gibi isimler bulunur.

Tüm Tarkan filmleri genel olarak eleştirmenlerce teknik olarak yetersiz ancak Türk sinemasında fantastik öğeler ve mistik atmosferin başarılı şekilde oluşturulduğu bir seri olarak görülmüştür. Dev ahtapotlar, cadılar, amazonlar, vikingler, büyücüler, gladyatörler gibi tipler Tarkan’ın maceraları boyunca karşılaştığı düşmanların bir kısmını oluşturur. Serinin akılda kalıcı müzikleri ise ”The Lion in Winter”, ”Airport”, ”A Fistfull of Dollars” gibi filmlerin orijinal müziklerinden oluşur. Sezgin Burak’ın yarattığı karakter önce benimsenecek sonra sevgisi gittikçe artan bir kahramana dönüşecekti. Öyle ki 70’lerden itibaren Tarkan ismi popülerliğini artıracak ve o dönem doğan bir çok erkek çocuğu bu ismi alacaktı. Fantastik ve epik havasıyla 70’li yıllara damgasını vuran bu kahraman ve filmleri yıllar sonra bile etkisini gösterecek televizyonda en çok gösterimi yapılan filmlerden biri olarak kalıcılığını devam ettirecekti. Çizgi romanın yaratıcısı Sezgin Burak 1978 yılında intihar ederek hayatına son verdikten sonra eserlerini yaşatmak için ailesi ve yakınları tarafından TASEYAD (Tarkan Çizgiromanını ve Sezgin Burak’ın Eserlerini Yaşatma Derneği) 2008 yılında kurulmuş ve faaliyetlerini sürdürmektedir. Son olarak filmle ilgili bilgi ve incelemelerin olduğu kaynakları da meraklılarının incelemesi için vermek istiyorum. (1,2,3,4,,5)

Sezgin Burak
Sezgin Burak
 border=