bildirgec.org

tunç başaran hakkında tüm yazılar

Bire On Vardı (1963)

queennothing | 01 September 2011 13:26

1920 senesinde dünyaya gelen sinemacı ve futbolcu Memduh Ün‘ün yönetmenliğini üstlendiği sinema filmi “Bire On Vardı“, 1963 senesinde gösterime girdi. Senaryosu Ömer Lütfi Akad ve Memduh Ün tarafından yazılan film, Cornell Woolrich’in romanından uyarlandı. Filmde Türk Sineması’nın usta aktrislerinden Fatma Girik, 1942 doğumlu aktör Tamer Yiğit, Reha Yurdakul, Hüseyin Bradan, Diclehan Baban, Fecri Ebcioğlu, Selahattin İçsel, Nuray Uslu, Zuhal Tan ve Tunç Başaran rol alıyor. Uğur Film tarafından piyasaya sürülen “Bire On Vardı”, 1946 senesinde Harold Clurman tarafından “Deadline at Dawn” adıyla sinemaya uyarlanmıştı.

Çizgi romandan sinemaya bir Türk kahramanı: ”Tarkan”

gorcun | 17 February 2010 14:36

”Tarkan”, Sezgin Burak’ın yarattığı çizgi roman kahramanı olarak 1966 yılında ilk defa ortaya çıktı. Çizerin İtalya’da yaptığı araştırmalar sonucunda Hun Türklerinin bir kahramanı olarak yarattığı bu karakter 1967 yılında Hürriyet Gazetesinde günlük olarak yayınlanmaya başladı. İlk hikayesi ”Mars’ın Kılıcı” olan serinin toplamda 15 ayrı adlı macerası bulunuyor. Bunlardan 5’i sinemaya uyarlanmış. Çizeri Tarkan isminin nereden geldiğini ise şu cümlelerle açıklıyor: “Tarkan, Türk gücünü ve kudretini yansıtan bir kelimedir. Bu kelimeyi Türk kanı taşıyan kahraman manasında yarattım. Kahramanlık ve mertlik ifade eder.” İlk uyarlanan film 1969 yılında Tunç Başaran tarafından çekilen ”Mars’ın Kılıcı” olmuş. Aslında aynı yıl ”Bozkırlar Şahini Tark-Han” adıyla bir Tarkan filmi çekilmiş. Ama bu film eser sahibi Sezgin Burak’tan habersiz çekilmiş ve filmden hak iddia etmemesi için kahramanın ismi Tarkhan olarak değiştirilmiş. Tarkan asıl popülerliğini Kartal Tibet’in canlandırdığı karakterle kazanmış ve bundan sonra ”Tarkan: Gümüş Eğer” (1970), ”Tarkan: Viking Kanı” (1971), ”Tarkan: Altın Madalyon” (1972) ve ”Tarkan: Güçlü Kahraman” (1973) filmleriyle Türk Sinemasında unutulmayacak bir seri yaratılmıştır. Aynı zamanda ilk filmin başarısından sonra aynı yıl taklitleri de çekilmiştir. (”Tarkan Camoka’ya Karşı”, ”Tarkan Canavarlı Kule”). Kartal Tibet’in daha önce Suat Yalaz’ın yarattığı ”Karaoğlan” filmlerinde yine bir kahramanı canlandırdığını göz önüne aldığımızda Kartal Tibet’in neden etkili olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Ancak yine de filmlerdeki Tarkan karakteri çizgi romandakine göre çok daha cılız ve heybetsiz bir görünüm sergiler.

Piano Piano Bacaksız (1990)

AtaKorkut | 15 March 2009 11:15

Tunç Başaran‘ın yönetmenliğini yaptığı dayanışma ve sevginin vurgulandığı film 1940’lı yıllarda İstanbul’da eski bir konakta geçiyor.Bu eski ve harap konağın her odasında farklı bir aile ve farklı bir hikaye yaşamaktadır.2. Dünya Savaşı yıllarında fakir ama kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışan ve birbirlerine duydukları sevgilerinden başka pek bişeyleri olmayan konak sakinlerinin hikayesini küçük Kemal’in bakış açısıyla izliyoruz.Konak sakinleri yaşamlarını küçük işlerde çalışarak bazen küçük hırsızlıklar yaparak bazen de kumar oynayarak idare ederler.Ancak onlar yine de konağın iyi insanlarıdır Kemal’in gözünde. Çünkü hiçbir zaman fakirin malını çalmazlar.Sadece idare edebilecek,yaşayacak kadar çalarlar.Küçük Kemal ise konağın bahçesindeki kuyuya düşen ışığın hep bir gün hayatlarını değiştirebileceğini inanır.Çıplak ayakları, yırtık gömleği ve ilerde almayı hayal ettiği çizmeleriyle mahallenin açık hava sinemasında çalışarak konağın geçinmesine yardımcı olur.Geri kalan vaktini ise konağın insanlarıyla geçirir.Bir de Kerim dayısı (Rutkay Aziz) vardır.Konak sakinleri içinde bulundukları fakirlikten ancak bu esrarengiz adam sayesinde kurtulabileceklerine inanırlar.Kerim ise türlü numaralar ve üçkağıtlarla kendisine güvenen insanların hayatlarını kurtarmaya çalışan biridir.Sonunda Kerim Dayısı hayatlarını değiştirebilecek bir plan yapar.Ancak Kemal her zaman bir gün çok paraları olsa bile yine bu evde yaşamayı ister.
Arada bir TRT 2 de gösterilir bu film.Bu başyapıtı kaçırmamanız dileğiyle.

Uçurtmayı Vurmasınlar (1989)

heavybear | 16 June 2008 16:07

Daha küçücük bir çocukken tanışmıştı parmaklıklar ardında yaşamayla. Ne çayırlıkları biliyor ne de gökyüzünü iyice görebiliyordu. Annesinin işlediği suçtan mecburen Küçük Barış da mahkum olmuştu. Daha ne olduğunu anlamadan, çocukluğunu yaşayamadan kapalı kapılar arkasına hapsedilmişti. Diğer tüm mahkumlarla konuşsa da İnci Ablası onun en yakın arkadaşıydı. Bilmediği, öğrenmek istediği her şeyi ona sorar öğrenirdi. Birlikte yere çizdikleri uçurtmaları gökyüzünde uçururlardı. Kimi zaman da hayal ettikleri bu uçurtmalar onları özgürlüklerine kavuştururdu. Zaten en nihayetinde Küçük Barış’ın İnci Ablası bir gün özgürlüğüne kavuştuğunda uçurtmasıyla tekrar onu hatırlamaya gelecektir. Hem özgürlüğün hem de umudun sembolü olarak..

Vesaire Vesaire…

ggecim | 14 April 2008 23:32

Tunç Başaran’ın son filmi olan Vesaire Vesaire, sağlığı bozulan ve aniden yaşadığı ortamı terketme ihtiyacı hisseden yazar Arda Başar’ın,gittiği kasabada karşılaştığı insanlarla olan ilişkilerini ele alıyor. Ölüme yaklaşan bu karakterin yeni tanıdığı insanlarla olan sıcak ve hayat dolu ilişkisini ele alan yönetmen, sade bir anlatım tercih etmiş. Başrollerde Rutkay Aziz(Arda), Roksan Lülü(Eda), Aliye Uzunatağan(Canan), Taner Barlas(Rıfkı), Eser Ali(Kazım), Bülent Kayabaş’ın rol aldığı film sinemalarda.

roksen lülü vesaire vesaire…

kahramancayirli | 13 April 2008 19:07

roksen lülü ve tunç başaran...
roksen lülü ve tunç başaran…

ben marmaris halıcı ahmet urkay anadolu lisesinde okudum ortaokulu. bizim iki sınıf üstümüzde roksen lülü adlı bir kız vardı. ismi, soyadı ilginç gelirdi bana, bir de oyuncu olmak istiyordu, bu iki sebepten aklımda kalmış. aradan sekiz sene geçti…
bu hafta tunç başaranın yeni filmi “vesaire vesaire” girdi vizyona. başrolünde kim var? roksen lülü. senaryosunu kim yazmış filmin? roksen lülü. geçenlerde hürriyet kelebekte, lülü ile yapılmış tam sayfa röportajı okudum. inanın öyle gurur duydum ki..
türk sinemasındaki yeni işlerinin takipçisi olacağım, genç oyuncunun. ve tabii ilk işim “vesaire vesaire”yi izlemek olacak. rutkay aziz, filmin diğer başrolü. bu arada tunç başaran’ı da mutlaka çok iyi hatırlıyorsunuz: zira “uçurtmayı vurmasınlar”ın yönetmeni kendisi..