Sefkili günlük.Yine işyerindeyim, yine bok gibi bi hava var ve yine akşamın saat 8.30’una kadar burada tıkılıp kalacak, ev uzak olduğu için yine minimum 9.30’dan önce ev yüzü göremeyeceğim. ekmeğin aslanın kalın barsağından anüsüne doğru şöööyle bir yolculuk yaptığı bu devirde içinizden biri çıkıp da “rahat mı batıyo?! iş bulamayan niceleri var. kır kıçını otur!” diyecektir. haksız da sayılmaz. lakin, sanayi bölgesinin bol köpek mahallesinde, vesait olmayan bir yerde zoraki tıkılıp da, hayatın dışarıda akıp gittiğini bilmek (bilmek diyorum çünkü siz o akıp giden hayatı, trafikteki otomobilleri, telaşlı insanları dahi göremiyorsunuz dağın başını dumanların alıp götürdüğü bu yerde) koyuyor be günlük. hele de gençlik opsiyonun sadece bir kaç yıldan ibaretse artık. işte beyle.kesin ahkamları doyasıya, kıyasıya. Ben olmuşum ahkam, kesen yok. Of. Oooof!