no comment
no comment

Günlerden cuma eski sevgililerden birisi yurtddışından dört günlüğüne gelmiş ve sizi aramış. Seviniyorsunuz tabii adama artık ilgi duymasanız da. Bir zamanlar onunla nasıl tanıştığınızı hatırlayarak acı acı gülüyorsunuz. Sen kalk 15 milyonluk şehirde git eski sevgilinin en samimi arkadaşını bul ve sevgili ol olacak iş mi şimdi bu? Ama gururunuza yedirip koltuktan kalkıp gidemezsiniz, kendinize korkak dedirtmez ve yine de o gece o samimi arkadaşla yatarsınız. Tabii tüm geceniz mahvolsa bile, duygularınızı gizlersiniz kan kusar yine de “yok canım ben gelmeden önce kızılcık şerbeti içmiştim” dersiniz.Adam yurtdışına gider kız kalır. Bir yıl geçer Türkiye’ye gelir ve onu arar, hem de nerden? Eski sevgilinin evinde kalıyordur ve O yoktur tatildedir şimdi. Samimi arkadaş ise onun evinde misafir olarak vardır ve kızı çağırıyordur. Saf kızımız sevinir önce kendisine değer verildiğini ve arandığını sanır ama sonra konuşmalardan anlar ki adam sadece sevişmeye çağırıyordur. Yaşanan hayal kırıklığı ile kız “Ben bunu bir düşüneyim” der ve telefonu kapatır. İkilemlerde bulur kendini, gidip kendini kullandırtsın mı, (adam eğlenecek birini arıyordur ne de olsa) yoksa evinde oturup mezuniyet tezinin metnini mi yazsın karar veremez…Önerisi olan buyursun söylesin, akşama daha çok var…Evet efendim, kızımız gitmedi dünyanın en çekici ve yakışıklı adamına. Onun yerine banyo yaptı, maniküre pediküre gitti, msn’de arkadaşlarıyla lafladı, kışlık ayakkabı ve çizmelerini temizleyip cilaladı. eMule’den film indirdi, yarın ki nöbeti için hazırlık yaptı vs. vs.İyi mi yaptı kötü mü yaptı bilinmez güzelim adam kaçtı işte…