tamam…bütün bunları biyerlere yazdıktan sonra yazdıklarımı da biyerlere saklamam gerek. e bu eve de saklayamayacağıma göre… boşversem iyi olacak.bugün biraz daha uzaklara gitmeye karar verdim… ne bileyim, bu mahalleden biraz daha uzaklaşıp ağaçlık bir yerlere gideyim. hatta bugün aramaktan vazgeçip biraz keyif yapayım… zaten ne aramam gerektiğinide bilmiyorum ya. geçenlerde prensin telefonda arkadaşlarına bahsettiği ormanlık bir alan vardı, buraya da yakın. oraya gitsem… ya düşünme fazla kızım, hadi çık kapıdan… üstünü değiştirmek, süslenmek gibi dertlerin yok nasılsa. yanlız anlamadığım hala nasıl karnım acıkabiliyor…???yani saçmalığın daniskası bu,seni kimse görmüyor, sen kimseye dokunmuyorsun (tamam bunu hiç denemediğim için böyle), ama uyuyorsun ve acıkıyorsun… şimdiye kadar yediğim şeyleri düşününce… kesin yediklerimin nereye gittiğini merak edenler şaşkına dönüyorlardır.aaaaayyy… çıkmalıyım artık… sıkıldım evden……………………………..evet… orman… ağaçlar, kuşlar, insanların bıraktığı çöpler (harika)… bu kadar zaman neden buraya gelmedim acaba? ahh gerçekten çok güzel. işin güzel yanı, kaybolmak gibi bir derdim de yok. yada yaralanmak gibi bir derdm.. yoksa var mı? yani şimdiye kadar yaralanmama sebep olacak birşey başıma gelmedi, benim de bunu öğrenmek için kendimi yaralamaya çalışmak gibi bir derdim yok. ozaman umuyorum ki yaralanmıyorumdur. hahah gerçekten çok kötü olmasına rağmen acaip komik bir durum bu… neredeyse 45dakikadır geziyorum.. ahh hava ne kadar harika. insanın içini rahatlatıyor. biraz oturacak bir yer bulsam…mmm… burası güzel, güneş direk olarak gelmiyor ama tamamen gölge de değil. ve en güzeli yeşil otlarla kaplı. dolaşmaktan yorulmuşum biraz. yorulmuşum… yorulmak… yorulduğuma göre hissediyorum ve hala bir vücudum var demektir. yani yaşıyor muyum? yok, yaşamıyorsam neden hissediyorum böyle şeyleri.. oofff tamam tamam şimdi bunları düşünmenin sırası değil. zaten daha önce de düşündüm de noldu, kafayı yiyordum az daha. şimdi keyif zamanı… mmm, evet hava harika. güneş dalların ve yapraklarım arasında süzülüyor. etrafta garip bir ama çok hoş bir koku var. öyle çok sıcak falan da değil. kollarımı ve bacaklarımı da uzattım. sanki bütün yorgunluk vücudumdan yavaşça emiliyor gibi. uykum da geliyor. esnemeye de başladım. haha galiba biraz uyuyacağım burda. zaten gözlerim, beni dinlemeden kapanıyor. uykulu haldeyken etraf daha farklı sanki. dalların renkleri daha açık kahve, yapraklar daha canlı yeşil ve parlak. hatta orada biri var galiba… evet, ormanda dolaşmaya çıkan tek ben değilim galiba. hava güzel olunca herkes dışarı çıkmış. yaklaşıyor bu tarafa doğru. aman boşver, zaten benim farkıma bile varmayacak… ve geliyorum uyku 8)………….günaydın ormannn.. yada tünaydın.. hah, çok keyifliyim şu an. açık havada uyumanın bu kadar keyifli olacağını bilmezdim. artık otursam iyi olacak, yatmaya devam edersem yine uyuacağım tembellikten. temiz hava, kuşlar, böcükler, otlar, ve yine böcükler…ve…ve uykuya dalmadan önce yarı açık gözlerimle gördüğüm adam ve şimdi karşımda bir taşın üstünde oturan adam…bana bakan adam…hatta ”sonunda uyandın” ifadesiyle dudaklarına aptal bi sırıtma konduran adam… en önemlisiiiii beni gören adam…adam: ”tünaydın…”ben:” ……”adam: ” aklından geçen soruları kocaman bir konuşma balonu içinde görüyorum desem yeridir…ben kimim, napıyorum, neden uyurken başında bekliyorum… ve en önemlisi seni nasıl görüyorum sanırım”ben:”……..” (yani mantıklı olun, o an kim olsa adama bön bön baka kalırdı)adam:” hadi kalk yerden artık… biraz yürüyelim, evim çok uzak değil, güzel birer kahve içer, sohbet ederiz…”ben:”…kahve…..sohbet….evet bunlar üstümdeki şoku atmamda inan yardımcı olurlar”………..adam ne demişti, ”evim çok uzak değil” hah…. nerdeyse 5 kilometre yürüdük…2 tepe aştık, milyonlarca bodur çalının arasından geçtik, upuzun patikaları yürüdük ve hal varmadık. ya ben bu adamla niye gidiyorum ki? bunca zamandır kimseyle konuşamadım, korkumdan kimseye dokunamadım, kimse beni görmedi… görünmez, garip bi hayat yaşadım ve şimdi bunca zaandır dibimde olan bu ormanda yaşayan bu adam beni görüyor ve benimle konuşuyor. kimsin sen? yada nesin? evet görünümün aynı insan… 1,80boylarında, 30’lu yaşlarda görünüyorsun… dağa, yürüyüşe gelen turistler gibi giyinmişsin. tamamen Türkçe konuşuyorsun. görebildiğim kadarıyla vücdunda ve suratında abuk bi durum yok, korkutucu görünmüyorsun… yakışıklı sayılırsın ama 10 üzerinden 6 falan edersin. yüzün iyi ama gözlerin sanki daha yaşlıymışsın gibi…sanki yaşamışsın yaşamışsın, sonra onların özetini gözlerinde saklamışsın gibi…neyse, hadi yürümeye devam… ayyy şimdide tırmanıyo muyuz???umarım bu son tepedir.sıkıldım artık. bir tepe daha görmek yada yürümek istemiyorum. eğer hala gelmediysek geri dönüyorum, okadar… evet okadar, sadece lafta giderim ben… nereye gidiyorum beni görebilen birini bulmuşum…sen kimsin, nesin öğrenmeliyim… ve asıl soru bana noldu?(uyuşukkedi)