...............................
………………………….

Niye bekliyorum bu adamı? Kızmıştım, sövüp saymıştım oysa zamanında; şimdi aynı patlamaya düşmeyeyim diye içime bastırıyorum kızgınlıklarımı sırasında. Genede bekliyorum işte! Delice sevgilere düştüğüm, çok eski günlerdeki söndürülemez, ateşli tutkularla değil. Ne kadar görmezden gelsemde yeterince yaşamıştım o duyguları hem… İçime ısılar yayan özlemle bekliyorum işte o adamı!İstediğin kadar küçümse, yadsı, isteksiz kalırmı bu özlem?Yalnızlığımdan kuşkusu mu var? Evet!!! Birilerini acılardan kurtarmaya yönelik çabalar arasında, çevremi acımasızca kuşatmış kişilerle sıksık yalnızlığa batsam da, içimde milyonluk yığınların, paylaşımların ateşli şenliğini taşıdım onsuzluğumda! Bir nevi kendimden kaçıştı belkide. Sonunda o görkemli savaştan uzak kalmanın ağırlığı nasıl olsa tam olarak çökemeyecek miydi? İçime yavaş yavaş. Çöktü sonunda. Gerçek yalnızlık böyle oluyor demek!Çimdik atıp canımı yaksada, çöküntülere düşmemi, belkide çürüyüp gitmemi önlüyor bu adam benim! Savunmaya, kendimi korumaya zorluyor hep. Kendimi savunuyorum, öyleyse varım! Herşeye rağmen iyiki bu adam da var! Ama düşünmeden edemiyorum… Peki bu adam neden arıyor beni? Galiba banane… Bunuda o sorgulasın! Tek dileğim binbir düşmanlıkla acıların yankılandığı yeryüzü yuvarlağında kötü olan olmasın…Çünkü; bu kadar yıpranmışlığın üzerine birde hayatta iyi bilip, kabul ettiklerimizin kötüye dönüşmesi kolay katlanılır bir acı değil….