5 Kasım 2002 Cumhuriyet Gazetesinden:
ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) – AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyükşehir Belediyesi‘ndeki yolsuzluklar nedeniyle çeşitli davalarda birlikte yargılandığı ve milletvekili adayı yaptığı tüm eski bürokratlarını Meclis’e taşıdı. İrticai faaliyetleri nedeniyle üniversiteden atılan profesörler ile Hizbullah, İBDA-C gibi köktendinci terör örgütü üyesi sanıkların avukatlığını yapan Mehmet Ali Bulut da milletvekili seçildi. Erdoğan, birkaç avukatı ile belediyeden beri yakınından ayırmadığı danışmanlarını milletvekili seçtirdi. 363 kişilik AKP Meclis grubundan bazı örnekler şöyle:
İdris Naim Şahin (Istanbul): Erdoğan’ın belediyeden eski genel sekreter yardımcısı. Akbil yolsuzluğu davasında sanık.
Hüseyin Besli (İstanbul): Belediyede eski, genel merkezde mevcut danışmanı. Eski İGDAŞ Yönetim Kurulu üyesi. İGDAŞ sanıkları arasında yer aldı. Bir dergide ”Kadın erkek eşitliği bir fitnedir. Kadın önce sunulmuş bir varlık olduğunu kabul etsin. Boyu da kısadır. Kadın cinsellikte hep alttadir” makalesiyle gündeme geldi.
Aydın Dumanoğlu (Trabzon): Eski Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü. YÖK Denetleme Kurulu’nun raporunda, köktendinci elemanları önemli mevkilere atamak, köktendinci kadrolaşmaya destek olmakla suçlandı.
Beşir Atalay (Ankara): Eski Kırıkkale Üniversitesi Rektörü. Laiklik karşıtı davranışlarda bulunduğu ve tarikatçi kadrolaşmaya gittiği gerekçesiyle YÖK tarafından görevden alındı. YÖK, ”bir daha hiçbir üniversitede görev alamayacağı” kararını verdi.
Mehmet Ali Bulut(Kahramanmaraş): Hizbullah ve İBDA-C örgütlerinin sanıkları ile Ahmet Taner Kışlalı suikastinden mahkûm olan Tevhit-i Selam adlı terör örgütü üyelerinin avukatı.
Binali Yıldırım (İstanbul): Eski Deniz Otobüsleri Genel Müdürü. Yakınlarına çıkar sağladığı gerekçesiyle görevden alındı.
Adem Baştürk (Kayseri): Eski belediye genel sekreteri. Albayrak ve İGDAŞ davaları sanığı.
Hilmi Güler (Ordu): Genel başkan yardımcısı. Eski İGDAŞ yöneticisi. Davanın sanıkları arasında yer aldı.
Mustafa Açıkalın (İstanbul): Eski genel sekreter. İGDAŞ soruşturmasında gözaltına alındı. Teşekkül oluşturmak, kamu kurumunu dolandırmak ve evrakta sahtecilikle suçlandı.
Akif Gülle (Amasya): Genel başkan yardımcısı. Eski belediye personel daire başkanı. 54 trilyon liralık bilboard yolsuzluğu sanıklarından.
Selami Uzun (Sivas): Eski kontrol daire başkanı. Albayrak davasında sanık.
Nevzat Pakdil (Kahramanmaras): Eski İETT Genel Müdürü. Reklam ihalelerinde suçlandı.
Halil Ürün (Konya): İSKİ’de eski danışman. Yargı kararına aykırı hareket etmek ve Atatürk ‘e hakaretten mahkûm oldu, cezası ertelendi.
Mustafa Ilıcalı (Erzurum): Eski APK Daire Başkanı. Zimmet, kamu kurumunu dolandırmak ihaleye fesat karıştırmak ve belediye bünyesinde oluşturulan çetenin üyesi olmakla suçlandı.
Zülfü Demirbağ (Elazığ): Eski yol bakım müdürü. Görevi kötüye kullanmak, zimmet, ihalelere fesat karıştırmakla suçlandı.
Emin Şirin (İstanbul): Nazlı Ilıcak ‘ın eşi. Peyzaj ihalelerinde usulsuzluk gerekçesiyle DGM savcılığınca hakkında fezleke düzenlendi. Dolandırıcılıktan yargılandı, beraat etti.
Recep Koral (İstanbul): Eski Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı. Görevi kötüye kullanmaktan yargılandı.
Mehmet Sekmen (İstanbul): Eski Kartal Belediye Başkanı. Görevi kötüye kullanmak ve yolsuzluk suçlamasıyla görevden uzaklaştırıldı. Mahkame kararıyla döndü, soruşturması devam ediyor.
Hamza Albayrak (Amasya): Belediye Teftiş Kurulu Başkanı. Amasya 2. sıradan milletvekili seçildi. Görevi kötüye kullanmak suçundan yargılanıyor.
Mikail Arslan (Kırşehir): Eski Büyükşehir Belediyesi Mesken Gecekondu Şubesi Müdürü. Kırşehir 2. sıradan milletvekili seçildi. AKBİL davası sanığı.
Ali Mazak (Mersin): Eski Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürü. Mersin 6. sıradan Meclis’e girdi. İGDAŞ sanığı.
yorumlar
+iyi araştırma
-boş içerik
geçmiş yazıda, çoğu sadece sanık,
bir tane atatürke hakaretten ceza almış,
ikisi de çok sevip beyendiğimiz , uygulamalarından ve varlığından memnun olduğumuz YÖK tarafından atılmış/suçlanmış,
bikaç da beraat
sivri sinek saz . . .
anlamayana davul zurna az …
göreceğiz hep beraber beyaz partinin ne kadar beyaz olduğunu
Yukarıdaki listede 14 tane dolandırıcılık, sahtecilikten sanık olmuş veya olmaya devam eden 14 kişi var.
Kadınlar hakkında gayet yobazca laflar söyleyen 1 kişi var.
Torpil’den suçlanan 2 isim var ki birisi görevden uzaklaştırılmış.
Hizbullah’ın avukatı var listemizde.
Olmazsa olmazlardan Atatürk’e hakaret etmiş bir adet kişi var.
Yok hala boş içerik, önemsiz yazı gibi düşünüyorsanız helal olsun size.
Cumhuriyetin Akpartiye bakış açısı malum.Bana biraz maksatlı abartılmış gibi geldi.Unutmamak lazım suçu kesinleşene kadar herkes masumdur. Birinin bana dava açmış olması yada benim sanık olmam hiçbişeyi değiştirmez. Kararı Türk adaleti verir. Hemen yukardaki ahkamda olduğu gibi hükmü kesin vermemek lazım…
kardeslerim hangi parti iktidara gelseydi bu mevzu acilacakti.
artik kimse birsey yapamaz bu boyle surup gider
sıkmayın canınızı boyle seylere
yapılan rejim bekçiliğinden de, körükörüne yapılan vatan kurtarma hikayelerinden de bıktık kardeşim.
Cumhuriyet gazetesinin, reklamlarda kullandığı gazete manşetleri bile orduyu ihtilale davet eden manşetler…
Bu adamlar oturdukları yerden ülkeyi yönetmeye çalışan, babalarından “elit” olma vasfını miras olarak aldıklarını düşünen bir avuç şovenist…
AKPartininde dokunulmazlık zırhını kaldırması gerekir, kaldırmıyorlarsa halk cezasını verecektir zaten…
Ama bu iştakipçisi gazetecilerin, babası amcası cumhuriyet dönemi önemli köşe başlarını tuttuğu için bugün önemli noktalara gelmiş ulu büyüklerimizin, Susurluk olayı gibi bir çok skandala karışmış askerin, sivilin dokunulmazlığı ne zaman kaldırılacak?
Ortada bi şerefsizlik varsa bunu bir tek gruba yıkamayız, kurtulamayız… İnönü’nün dediği gibi Şerefliler, şerefsizler kadar cesur olmadığı sürece bu işler böyle yürür.
Not: Yazının ortasında bi yerde kendimi kaptırdım, hamasi nutuklar atıyomuş gibi hissettim. Bu arada körükörüne ayrı mı yazılır bitişik mi?
virgülüne kadar katılıyorum yeryuzu..
yukarıdaki mantıklı makul yorumlar yapanları tebrik ediyorum.arkadaşlar ne yaparsanız yapın artık şu Cumhuriyet çizgisindeki önyargıyı bırakın ve tarafsız bir gözle izleyin şu hukumeti.kotu seyler yaparsa eleştirin ama rejimi korumalıyız tribindeki adamların aslında rejim derdi felan olmadıgını sadece rantın ellerinden gidişinin çığlıkları oldugunu da unutmayın.
Hatırlarsınız milyonların heyecanla bekledigi(ben haric) Arena programını ve Erdogan,Baykal bulusmasını..
Tayyip Erdogan milyonların gozunun icine bakarak ne demisti:”İktidara geldigimizde ilk isimiz milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmaktır”Ya simdi napıyorlar..”Suclu”milletvekilleriyle HILTONDA iftar veriyorlar,ekmek bulamayan insanlardan aldıkları oyun keyfiyle..
Ne oldu,sesin cıkmıyor artık bos icerik falan gibi..
Ya boşverin cumhuriyet çizgisini felan. Bu adamların dosyaları durmuyor mu duruyor. Bunu ister cumhuriyet yazsın ister tan gazetesi yapsın ne farkeder.
Dün akşam siyaset meydanında Abdullah Gül konuktu. Kim ne sorsa “Bu önemli bir konudur, ben ve arkadaşlarım bu konuya çok önem veriyoruz” cümlesi dışında birşey duymadım. Takkiyenin allahını yapıyolar ve memleketim insanı zokanın babasını yiyor. Ya adam üniversite kazanmış iki çift soru sormaktan aciz. Özellikle iq’su düşük gençleri mi çağırıyorlar acaba oraya. Atatürk’ün izinden gidecek misiniz, arapça biliyor musunuz gibi denyo sorular soran bu gençleri takdir etmek lazım yani Ali Kırca bile sık sık iyi soru sorun dedi ama nerde bu dallamalarda o beyin.
İşte bazı seçmeler;
Yök hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Efendim yök hakkında bazı düzenlemeler yapacağız.
* Nedir bu düzenlemeler insan birşeyler söyler değil mi? Oluşturulan bir kurul var mı, bu kurullar oluşturulurken hangi kişi ve kurumlarla birlikte çalışıyorsunuz belirtirsin ama yok öyle birşey. Zaten geçen iktidar da ilk geldiğinde benzer şeyler gevelemişti.
– T.Erdoğan 15.000 km yol yapacağız dedi peki demiryolları hakkında ne düşünüyorsunuz?
– Efendim bu yollar tek şerit rahat gidemiyorsunuz. Biz bunu iki şerit yapalım demek istedik. Demiryolları tabi cumhuriyetin ilk dönemindeki gibi duruyor. Bu konuya da önem veriyor ve üzerinde çalışıyoruz.
* Aferim. Kiminle ne gibi çalışmların adımını attınız? Yol yapacakları doğrudur çümnkü bu herifler de Türkiye ve Global kapitalizmden besleniyorlar. Demiryolu karayoluna göre daha ucuz, daha hızlı ve daha güvenli bir ulaşım şeklidir. Ancak demiryoluna yapılacak yatırım daha az otomobil satılması, daha az benzin tüketilmesi, lasiğin kaportanın daha az üretimi v.s.dir. Olur mu bunlar kapitalizmin can damarlarından birisidir. Keserler mi bu tavukları. Bunları keseceklerini koyun gibi insanların ölmesini izlerler ve adına da trafik canavarı deyip geçerler…
Avukatlar hakkında ne düşünyorsunuz?
Avukatları müvekkileri ile ya da müvekkillerinin davaları ile özdeşleştirmek doğru mudur?
İnsanların yasa/yargı önünde kendilerini savunma haklarının olması gerektiğine inanıyor musunuz?
Türlü türlü ayrıntısı olan, boşlukları/incelikleri bulunan (başta ceza yasası olmak üzere) yasaların insanların hayatını belirlerken, belirleme eyleminin odağında olan insanların böylesi teknik konuları öğrenerek kendilerini savunmaları mı daha uygundur, yoksa bir şekilde konuya (daha) hakim insanlardan yardım alması mı? (not: 3. soruya hayır diyenler bu soruyu pas geçebilirler)
Diğer taraftan “efenim elbette insanların savunma haklarını kullanmaları için ellerinden geleni yapabimeleri gerektiğine inanıyorum AMA bunlar da hizbullahçı/ibdacı/sivasta insanları yaktılar! bunların avukatı da bunlardandır!” gibi bir şeyler düşünüyor musunuz?
bu sorularım özelde psychedelic, phx ve orc a genelde ise tüm üyeleredir.
Saygılar.
Avukatları müvekkileri ile ya da müvekkillerinin davaları ile özdeşleştirmek doğru değildir. Bunun en başarılı örneklerinden birisi sanırım Burhan Apaydın‘dır.
Cumhuriyet Gazetesi‘ne gelince; bu gazete Uğur Mumcu suikastiyle birlikte taşıdığı karakteri yitirdi. Bu site içersinde de verdiğim kaynaklar bu nedenle çok çeşitli ve Cumhuriyet Gazetesi’nin bende bir ayrıcalığı yok.
AKP’nin bende yarattığı ilk hayal kırıklığı -daha doğrusu kendi içindeki çelişkisi- üsleri ABD Irak’ı vursun diye ardına kadar açmasıdır. Buna biraz olsun direnirler sanmıştım.
AKP – “Rejim” partileri tercihi bana göre değil. İkinci tarafın demokrat-insan haklarına saygılı-çoğulcu olduğuna inanmam için malesef artık çok geç, yıllar önce düşüneceklerdi bunu.