Unutulmaz aşklar, başlangıç diye nitelendirilen bir “selam”la başlar mı?Hayır efendim başlamaz! Eğer başlasaydı şimdiye kadar o unutamayacağına inandığın aşkı yaşıyor olurdun zaten, Orda- burda milletin fotoğraflarına bakıp hayaliyle fantazi kuruyor olmazdın! Aşkın bir kimyası vardır der bazı bilmiş kesim! Eğer bu doğruysa; o aşk dedikleri şeyin porçözden farkı yok! Yaptığı tek şey, köpüre köpüre seni eritmekten başka bir şey değil! Bununla birlikte aşkı besin pramidin de yer alan bazı gıdalarla alakalandıranlara da dokundurmadan geçmek olmaz…Aşkı, kakolu fındık ezmesini bir tatlı kaşığı ile ağzına alıp, damağına yapıştırarak, eme eme yemek gibi bir şey sanıyorsan… Yok annem o öyle bir şey değil! Daha çok kırmızı TURP’a benziyor; yedikçe gaz yapıyor bünyede…. Yada turşusu yapılmış küçük acı bibere! Bi’girişi bi’de çıkışı büyük olay… “Yandım Allah!…” dedirten cinsten.Aşkın herhangi biri ile yaşanacağını sanıyorsan eğer daha çokk…kk beklersin! Çünkü o hiçbir zaman gelmeyecek… Doğru kişiyi bulup ona aşık olduğunu sanarsan da, bil ki; o senin cır cır olacağının habercisidir! Aşık olacağının değil… Kısa bir süre sonra da bünyen gereğinden fazla su kaybettiğinden mütevellit, anormal tepkiler vererek sana bunun bir yanılsama olduğu hakkında ciddi kanıtlar verecektir… Ama bu sizin suçunuz değil; Siz Türk filmi modunda tertemiz duygularınızla, varolduğuna inandığınız aşkınızın sezerciğisinizdir. Yani bütün suç karşınızdaki Erol TAŞ rolünü üstlenen “kötü karakter” oyuncusunda… Bu kişiler genellikle aşk literatüründe “yalancı” olarak nitelendirilirler. Çünkü yalanlarıyla duygusal bir kabızlık yaşatmışlardır size! Yalancılık onların icraa ettikleri en iyi meziyetleridir. Duygusal kabızlık yaşamış geniş bir kitleyi temsilen bu yalancı kesime bir çift lafım var;Pinokyo’yu da geçtiniz siz! Burnunuzu daha ne kadar uzatmayı düşünüyorsunuz? Gepetto’nun çocuğu olsaydınız herhalde onu da kanser eder, öldürürdünüz!***Pinokyo: baba ben büyüğünce pipimde büyüyecek mi?Gepetto : yaparız yaşına göre tahtadan bişi meraklanma…Pinokyo : yalan söyleyince niye sadece burnum büyüyo ?Gepetto : töbe töbe…***Ama yok, lafa geldi mi; dürüst, güvenilir ve uzun süreli ilişki aradığınızı söylersiniz… Olmadığınız/olamadığınız gibi davranmak size ne kazandıracak?Bence Ajdar’dan bi’farkınız yok! O kendini pop star sanıyor… Siz de Alain Delone!Sımsıcak, yaşanası ve masal gibi bir aşk’la işiniz olmasın, onlara İbrahim SADRİ’ye gitmelerini önerin bence… İbrahim SADRİ, onları bu konuda sizdenn daha çok tatmin edecektir.Ayrıca kendini, “Benim aşklarım anlatılmaz yaşanır!, Aşk ile anlatacaklarım saatlere sığmaz; roman gibiyim, Beni tanıyınca anlarsın” imajlarına sahip kıt zekalılarda da pek parlak bir gelecek görmüyorum. Sizin de kimseyi yaşayarak çözmeye niyetiniz olmasın! Öyle bir kaygınız da varsa eğer; gidin “sudoku” şampiyonu falan olun! Hiç olmazsa çözdüğünüze değer…Bizim mahallede bir Asuman Teyze vardı(kulakları çınlasın)… Adile NAŞİT modelli kaşlarıyla yüzünü ekşitip hep şöyle derdi; Aşk koca bir yalan, eğer gerçek olsaydı ben üç kocamla da, aşk vaatlerine inanıp evlenmezdim! Ve devam ederdi; ama yine de erkek deyip geçmeyin! Tavuk gibi her sabah yumurtalarını kırıp yiyemezsiniz ama özel bir akşam için sotesi güzel olur…Diye de eklerdi lafının sonuna! Filozof gibi kadındı yani! Bunun felsefesi yapılır mı bilmiyorum ama içinde derin anlamların saklı olduğu kesin!Eee… Bu hayatta öğrenecek daha çok şeyimiz var!Ve son olarak şunu da söylemek istiyorum ki; “aşkın metabolizmadaki ciddiyetini” “seksin hafifliği” ile karıştırmayın!Tabi ki lafımı, bunu asla ve asla yapamayacak kişileri tenzih ederek söylüyorum. Evcilleştiremediğiniz hayvansı seks dürtünüzü, mümkünse halka açık yerlerde ortaya çıkarmayın! İçinizde ki öküze ohaa demesini bilin bence! Olayın tenzih kısmında yer alan kitle, bu gibi sitelerde tüm vücudunu poposuyla yada penisiyle yönetebilenler kategorisinde yer alıyorlar… Ne kadar ilginç değil mi? Zekaya ihtiyaçları olmadan yaşayabiliyorlar, ne hoş…Konu sex/cinsellik oldu mu, bu tiplerin yazdıklarının yanında “Dede korkut” destanı, falım sakızındaki maniler gibi kalıyor… Adamlar öyle bir ruhsal boşalma yaşıyorlar ki! Hani oraya baraj kursan, o barajdan üreteceği enerjinin hesabını, en kral matematik profesörü bile yapamaz! O kadar şehvetliler… Bu ilkel benliklerin kendilerini ifade etme fırsatı buldukları, yorum alanı sahibi yazıların metin yazarları, o yazıları yazarak nasıl bir günah işlediyse artık; rahmetten çok şehvet yağıyor ahkamlara…Adı üzerinde; “AHKAM”Ahkam kesin!Yorum alanlarında geyik yaparak Noel babanın sizi keşfedeceğini sanıyorsanız, bence yanılıyorsunuz!Bir şeyler biliyorsanız kesin ahkamınızı, sizden faydalansınlar, bilmiyorsanız da susun; hiç olmazsa adam sansınlar!