Hayatlarımızın baş tacı olan cep telefonları ve bilgisayarlar, acaba bir gün dünyayı ele geçirebilirler mi? Bu soru aslında herkes tarafından kolayca cevaplanabilecek bir yanıt taşır kendi içinde. Elimizden düşmeyen bu teknolojik aletler, ellerimizi ele geçirdikleri gibi bir gün dünyayı da neden ele geçirmesinler?Android, ios, Windowsgibi işletim sistemleri ve bu sistemlerin; telefon, bilgisayar ve tabletlerle olan ilişkileri, bu ilişkilerin ortaya çıkarttığı teknolojik meyvelerin tadını hemen hemen hepimiz bilmekteyiz. Günlük hayatlarımızda birçok işi, yanımızda taşıdığımız bu küçük bilgisayar beyinli sevimli ve radyoaktif aletlerin yardımıyla yapmaktayız. Otobüs, dolmuş, taksi, vapur gibi araçlarla yolculuk yaptığımız her an, sosyal medya hesaplarına ulaşıp ruh hallerimizi kelimeler, bakış açılarımızı fotoğraflar ve konumumuzu da lokasyon uygulamaları ile anında belirtmekteyiz. Böylece dünyada ben de buradayım, ben de hissediyorum, ben de bunları seviyorum, ben de şunları istiyorum gibi oldukça fazla bildirimlerde bulunuyoruz. Çoğu zaman bildirimlerimize Like’ler alıp bildirilenlere de retweet– rebloggibi tepkiler vermekteyiz.
Sosyal medyanın sahip olduğu ekran dünyası ve ekrandan yansıyan ışınlardaki görüntülerin fazlaca değişken olduğunu unutabilecek kadar kamaşabiliyor gözlerimiz. Gözlerimiz ve parmaklarımız için durmadan düşünen ve hareket halinde olan beyin yapılarımız gittikçe robotlaşmakta mıdır acaba? Bilgisayarlar ve işletim sistemleriyle hayat bulan sosyal medya bir gün dünyanın en tehlikeli virüsünün insan olduğuyla karşılaşabilir mi? İnsanın ürettikleri karşısında tükettikleri ve tükettikleri karşısında da içinden bir türlü çıkamadığı büyük bir ağ mı örmekte bu robotlar? Peki, bu robotlar bir gün insana ihanet etmeye kalkıp kendini var eden insanı ele geçirmeyi ve onu yok etmeyi başarabilecek mi?
Bilgisayarlar, sosyal medya ve işletim sistemleri bir gün hepimizin genlerine yerleşecek yalnızlık sistemlerine dönüşecek olursa eğer, işte o zaman rüyalarımızda pop-up mesajlar, hayallerimizde spam mesajlar ve aşklarımızda dijital acılarla karşı karşıya kalabiliriz.