Diyelim ki yapılması gereken belirli bir iş var. Müşteri size kullanmanız için gereken verileri gönderiyor. Bu veriler sizinkine çok benzeyen başka bir iş için kullanılmış. Müşterinin gözünde, iki iş birbirine gerçekten çok benzediği için hiçbir sorun yok. Alt tarafı onun gönderdiği verileri alacaksanız, üzerinde bir iki küçük düzeltme yapacaksınız, oldu bitti.Ama öyle değil. Dışarıdan bakıldığında işler birbirine çok benzese de ikisi birbirinden tamamen farklı. Müşterinin kullandığı veriler hiçbir işinize yaramıyor. Sizin için hiçbir kullanılabilirliği yok.Küçük bir püf noktası var. Teorik olarak baktığınızda size gönderilen verilerin bir şekilde kullanılabileceğini biliyorsunuz aslında. Yapılması gereken, size gelen verilenlerle sizin kendi işiniz için üretmeniz gereken veriler arasındaki matematiksel ilişkiyi bulmak, eski verileri kendi projenize göre dönüştürmek. Yazması bile zor. Yapması daha da zor.Ama yapılabileceğini biliyorsunuz. Çalıştığınız şirket de dahil olmak üzere hiç kimse sizden böyle bir şey talep etmediği halde araştırıyorsunuz, kafa patlatıyorsunuz, sonunda ne yapılması gerektiğini buluyorsunuz.İşte bu bilgidir. Elinizde, sizden önce bu sektörde çalışmış olanların bilmediği, bilenlerinse kimse uyanmasın diye söylemediği bir bilgi var.
Müşteriye “Abi bu böyle olmaz. Sizin verileri kullanamayız. Bizim baştan yapmamız lazım.” diyebilirsiniz. Hakikaten de oturur, sabahlara kadar çalışır, işi eski yöntemle yaparsınız. Müşteri de “Haa, çocuk çok çalıştı yaw. Gerçekten çok emek harcadı. Bu adamlar bu parayı hak ediyor.” der, sizden memnun memnun ayrılır.Ya da siz mal gibi “Ben bu işi daha kolay halletmenin yolunu biliyorum.” dersiniz, kimse sizden talep etmediği halde günlerce uğraşıp keşfettiğiniz bilgiyi kullanarak adamın gözü önünde işi bir çırpıda halledersiniz. Ne de olsa, dönüştürmeyi nasıl yapacağınızı keşfettikten sonra gerisi sadece bilgisayarda birkaç düğmeye basmaya kalmış. Sonra da, normalde sabaha kadar sürecek olan işi birkaç saatte teslim edersiniz. Müşteri de “Siz bir şey yapmadınız ki. O veriler vardı zaten. Siz bir zahmete katlanmadınız. Benden istediğiniz parayı vermem.” der.
Şirket de adama hak verir, normalde alması gereken parayı almaz; size de, sabaha kadar eşek gibi çalışsaysınız almış olacağınız primi vermez.İşte bu da memleketimizde bilginin kıymeti.