karşı karşı dururken yüzüne hasret kaldım, al beni kıyamam seni, dümbeleği çala çala yoruldu bileklerim, al beni kıyamam seni..

şirketin kapısından kafayı yarım uzataraktan günaydın naralarıyla gir, üzerindeki ağırlık saydığın mont ve harici donanımlarını itina ile elbiseliğe as, masanın olduğu yöne doğru hala ağzından düşürmediğin günaydınlarını etrafa umarsızca saç, kompüterinin güç tuşuna nazikçe klikle, tekrar mutfağa koş, beşiktaş pazarından aldığın ince belli ama kocaman bardağına tadını hiç çekemediğin her seferinde acı tad bırakan çayını demi az olacak şekilde doldur, yanına aldığın iki adet peçeteyi office’deki diğer elemanların getirdiği hamur işlerine sarkma operasyonların için sakla, ergonomikmiş gibi gözüküp aslında bel ağrılarına her gün yenisini ekleyen koltuğuna zıplayaraktan otur, outlook’undan dost ve eşrafından gelebilecek maillere karşın gönder ve al komutunu eksik etme, gönderilen yüksek dozajdaki (2mb) ppt dosyalarını okumadan sil, ie icon’una tıkladıktan sonra otomatik olarak photoshop ve dreamweaver’ını usanarakta olsa vatani görevini yaparmış gibi açmayı unutma ve bilki sana ilerleyen dakikalarda oldukça işine yarayacak, şirket içi işler ile alakalı mailleri oku, günlük planını kafandan geçir, dün neler yaptığını hatırla, daha sonra photoshop’u ve dreamweaver’ı neden açtığını unut ve kapat sonra hafif.org’a inceden bir gidizle, 0 yeni, 0 eski mesajın var yazısına dikkatlice bakıp 4.5 sn. takıldıktan sonra yeni gelen ahkam’ları dikkatlice oku, dün ftp’ye dosyalarını gönderemediğin ftp şifrelerinde hata olduğunu hatırladığın müşterin için didine didine hosting’in yapıldığı firmayı ara, 25 bağlama melodisinden sonra derdini son kez anlat, şifrelerin gönderilmesi verilmesi için yalvar, ftp’ye dosyaları at, kontrol et, haftalardır içerik gelmediği için sallanan işler aklına gelsin, çalıştığın firmanın yeni sitesini bitirmek için tekrar bir girişimde bulun ama sonra nede olsa seneye anca biteceğini bildiğin için biraz daha salla, iş arkadaşlarına laf at sataş, gidip ellerini soğuk suyla yıkayıp kazaklarının altından elini sok, donarak ölmelerini izle, koltuğuna tekrar dön, mp3 barındırmak ve yataklık etmek yasak olduğu için diğer arkadaşlarının makinasına gizlice saldığın mp3 klasörlerinden itina ile winamp’ına listeni ekle, müziğin sesini fazla açtığında kızılacağından kasanın arkasına eğil ve speaker kablosunu çıkarıp kulaklık kablosunu yerleştir, sesini sonuna kadar aç, mümkünse fear factory – edge crusher adlı şaheserini sadece uykunu açmak için ruhsuzca dinle, daha sonra anathema kıyılarına sandalla açılaraktan aslında ardından gelecek brooklyn funk essentials – selling out şarkısını da çaktırmadan listeye ekle, sonra kalan işlerine geri dön, tam konsantre olmuşken sanki şirkette müşteri temsilcileri yokmuş gibi inatla seni arayan müşterilerine cevap ver, isteklerinin yarısının olmayacağını söyle, yalanlar uydur, telefonu kapat, bir sigara al paketinden ve apartman koridoruna çık, hastası olduğun zippo çakmağınla sigaranı yaktıktan sonra sabah gazetesinin ön ve arka sayfalarını okumakla yetin, şirkete tekrar gir, biten çayını çaycınıza doldurmasını söyle, tekrar işe konsantre olmaya çalış, 3-5 htm dosyasıyla kaynaş ve seviş, öğlen olsun, 12:25 itibari ile bölümünün arkadaşlarına acıktığını söyle, öğle yemeğine çık..

devamı yarın.. 🙂