ben ki;kimseyi katmamak için hayatıma ( seni beklerken yani, nereden olursa olsun gel diye, çık diye, ol diye ) çok uzun zaman ( ne kadar uzun ? ömür kadar mı ? seni sevmeye bir ömür yeter mi ? ya beklemeye ? gelmezsin ki !) yalnız başıma çıkıp da, o bar senin, öteki de senin ( benim barım yok / bütün barlar benim) dolaşıp; herbirinde kendimeen bir şeyler bırakmak için içmişliklierime inat; bir daha asla yalnız içmeyeceğime söz vermemiş miydim kendime ?nasılsa birileri gelir diye bu gece ( ki bu gün; dört kelimeyle düşüverdin hayatıma, suretsiz, sessiz, gözlerinsiz / nice zaman sonra / ki unutmama yetmeyecek seni hiç bir zaman ) gidip de hafiften içmeye başlayınca; ve kimseler gelmeyince, ve geldiğinde iş çoktan işten geçmişse…seni unutmak ( unutulur musun ki ) için harcadığım zamanın içinden birden nasıl da sıyrılıp çıktın karşıma. bir kaç metre uzakta sana, ama seni görmeden, duymadan, koklamadan geçen bir kaç saatin ardından; kurtaramamışken hala yokluğundan kendimi, hiç gereği yoktu şarkıların içinde aramamın seni. sen ki nasıl yok edileceğini bilmediğim sevgili.oysa ne güzel kadınlar; gözleri deli, gözleri yalnız, gözleri albeni.. oysa ne güzel sigara verdiğim kızın, sigarasını yakarken elime değen eli.. oysa ne güzel boynuna inci dizmiş şu kadının elmacık kemiklerinin rengi..oysa ne güzel tuğba’nın gamzeleri, yaşam’ın sesi, chiristine’nin her şeyi..beni öldür öyle git derken, yalan mı sandıydın sözlerimi. sana hiç söylemediğim yalanı o zaman mı öyledim sandın. ama biliyorum gözlerimle konuştum o vakit, sen yine duymadın…ölmeden nasıl biteceksin bilmiyorum. öldükten sonra biteceğini de bilmediğim gibi. koca bir ömrü serdim önüne, sen çekip gittin. ben bu doğuştan sululuğumda boğabildim mi peki kendimi ? pehhh… ancak kandırdığım bir sürü kişi, saklayabildiğim gözlerimi… öldür beni, göm beni. bilmiyorum başka türlü nasıl unuturum seni.silemediğim bir mesaj telefonumda: sana adadığım hayatımın son bir kaç gününde, senin yanında ki bir kaç film karesinin sana ulaşması sonucunda ettiğin teşekkür.şarkıları insanlar duysun diye mi bağırdım sanıyorsun ? masaya darbukacıyı bastırmak için mi vurdum ? gözüme sigara dumanı mı kaçtı yoksa tam o şarkının orasında ? seni unutabildim mi sanıyorsun ? seni sevmedim mi, seni sevmiyorum mu; yoksa bittin, silindin mi sanıyorsun ?iki duble arasında seni anlattım işte yine birilerine. senden bahsetmeden, sensizliğimi anlattım. her kelimeye ömrümü sakladım, dinleyen tek bir hecesini bile anlamadı. sen gibi; sen de anlamadın tek bir hecemi bile.gelsen şimdi. olduğun gibi bekler bulursun hala beni. inanamazsın biliyorum. ama sen zaten hiç inanmadın ki …canım acıyor can. canım acıyor. olmayacağını bile bile ( artık olmayacağını) nasıl unutacağımı bilmiyorum seni. senden sonra hiç kimse beni mutlu etmiyor. senden sonra hiç kimse bana can olmuyor. sahte sevgileri, sahte bakışları, sahte aşkları, sahte dokunuşları, sahte sevişmeleri, sahte umursamazlığı, sahte sıcaklıkları istemiyorum, beceremiyorum…şimdi yazmasam, yine uyuyamayacağım seni…şimdi yazmasam, yine ağlayacağım seni ( sanki yazarken ağlanmazmışsın gibi)terk edebileceğim her şeyi terk ettim sana ait. ama kendimden çekip gidemiyorum. aynalara bakıp bakıp seni sevmediğimi söylüyorum. ama kendi gözlerime bile inanmıyorum.ne zamandır yazmıyorum seni. ne zamandır düşünmüyorum ( yalannnn) . ne zamandır özlemiyorum ( yalanın daniskası) ne zamandır beklemiyorum ( bak bu doğru / artık gelmeyeceğini biliyorum )bir şey yap senden kurtarmak için beni. ama sen bunu niçin zaten elinden geleni yapmadın mı ? sen umutlarımı bile yok etmedin mi ?ama şimdi dayanılmaz yerindeyim zamanın. bunları yazınca her şeyin geçeceğini sanıyorum.