sevgili günnük,az önce hayatımın en kötü sınavlarından birinden çıktım.kalem oynatamamak deyimini yaşayarak öğrendim.sınavdan çıktım mümkün olduğunca sınavdan ve geyik arkadaşlarımdan uzaklaşmak istedim.otobüse bindim,geçmişten tanıdığım ve beğendiğim bi kız da otobüsteydi,onu görmezlikten gelerek yerime oturdum.böyle de bi huyum var,heyecanlanmamak için çok konuşmak istesem de görmezden geliyorum.ama sonra onu gördüğüm için mutlu oluyorum,bu yüzden ne fırsatlar kaçırdım be günnük.sokaklar canlılıkla dolup taşıyor,biz de vohaley diye erkek erkeğe geziyoruz,ne olacak bizim halimiz…güzel ve hoş bi kız gördüğümde heyecanımı gizleyemiyorum,bu yaşta bu tecrübesizlik olacak şey değil…geçen her boş zaman tanesiyle kendime güvenim de azalıyo,en basitinden çekici biri olup olmadığımı asla anlayamıyorum.bir kızın bana hangi gözle baktığını çözemiyorum.geyik arkadaşlarıma takıldığımda güldürmenin hazzını yaşıyorum,ama kof bi haz bu..şu ortamların doyurucu birlikteliklere dönüşmesini isterdim.ama olmuyo,hiçbişey mükemmel olmuyo,ben en azından biraz güzelleşmesine,renklenmesine razıyım.sinemayı çok seviyorum,müzik dinlemek beni uçuruyo,basketbol oynamaya bayılırım ama bunları arkadaşlarımla süslemek isterdim.kızlı erkekli hoş bir arkadaş grubuydu benim en büyük hayalim,üniversite biterken bunu yakalayamadığımı görüyorum.bölümümün de etkisi var bunda..ince düşünmek ilişkilerimde beni çok zorladı,hala zorluyor.yeni tanıştığım insanlar üzerindeki şöyle yapsam ne der vs. vs. türü düşüncelerim beni onlardan uzaklaştırıyo,çok iyi insanlar tanımama rağmen,görünen o ki onları da benden uzaklaştırıyo..eee insan rahat insanın yanında olmak ister tabii..bu da eski arkadaşlarımın yörüngesinden çıkamamamı,dış dünyayı tanıyamamamı ve iç dünyamı tanımaya dönmemi sağlıyo,bu da,iyi bir gözlem yeteneği,ince düşünceler demek..sağlam bir kısır döngü…ne desem ki daha fazla, bu kadar döküldüğüme bile şükür,kendini güzel anlatamayan bi insan olarak benden dağınık cümleler okudunuz,kusura bakmayın,kendinize iyi bakın…