Bağlı olmak, bağımlı olmak! İkisinden birini seçmeniz gerekse hangisini seçerdiniz?Ne saçma soru bu şimdi! İkisi de aynı değil mi?Şebnem Ferah şarkısında şöyle diyordu:”Sana çok bağlıydım ama bağımlı değildim”İlk başta çelişkili bir söz gibi duruyor, insanın kulağını tırmalıyor ama inince biraz derinlere düzgün bir manzara ile karşılaşılıyor.Ne demek bu. Birine çok bağlıysan bağımlı değil misin yani ?Birini çok sevebilirsin, öyle seversin ki onun hatalarını görmezsin ya da görmezden gelirsin ya da o hatalar çok sevimli durur senin o kocaman sevgi denizinin ortasında. Çok şey yaşarsın,çok şey paylaşır. Beraber gülersiniz en berbat esprilere, beraber dinlersiniz şarkıları, ortak bir tane seçip her dinleyişte biraz daha gömülürsünüz o dipsiz sevginize. Akıl bir karış havadaberaber ıslanırsınız soğuk yağmurda ve sadece ellerinizi ısıtırsınız sevginizle…Sonra birden rüya biter, uyanırsın yepyeni bir sabaha ve yine birden içinde birşeylerin eksik olduğunu farkedersin; önce çok üzülürsün, sonra yavaş yavaş alışmaya başlarsın. Zaman geçer,izler silinir ve küçük bir acı kalır, hep “ben burdayım” der her fırsat bulduğunda ve sen onu istemesen de duyarsın, onun küçük sesi kulağında defalarca çınlar ta ki milyarlarca insanın yaşadığı bu dünyayı yeniden keşfedip yepyeni birine rastlayana kadar. Sonuçta bağlı olmak acı verirama herşey bittiğinde ve geride sadece küçük bir sevgi kaldığında ve daha büyüğüne susadığında matarada kalan bir yudum su gibi tüketirsin onu.Peki ya bağımlı olmak. Bu bir hastalık. Bağımlı olmak kendi varlığını reddetmek, kendini yok saymak.“Onsuz yaşayamam” tümcesi de iğrenç yansıması. Kendini sevemediğinde kişi, kendine gösteremediği sevgiyi de sevdiği(!) kişiye bağışlar. Sonuçta karşıdaki kişi bu yoğun sevgiden sarhoş olur, şımarır, kendini dünyanın tam da ortasında herkesin hayranlığının odağında sanar. Aslında hata yapan ya da suç işleyeno değildir. Bağımlı kişi de değil belki de. Belki de yanlış tercihler. Ne olursa olsun sonuçta bağımlı olmak hem olana hem de olunana acı verir. Izdıraplı bir yoldur ve her metresinde geriye dönüp ayak izlerini silmek kadar kocaman bir anlamsızlığa eşdeğerdir. Kendi kendine tedavi olunabilir. Aynanın karşısına geçip güzellikleri farkederek başlanabilir.Herkesin bir “bağımlılık” hikayesi var mıdır bilmiyorum ama benim bir tane var …