Boşa kandırmaca gibi gibi geliyor aşkı alıp da tepemize yerleştirmek.Herkes aldatıyor birbirini aslında ama kimi belli ediyor kimi ise belli etmiyor.Ben de diyorum ki mümkündür sevmek aynı anda birden fazla kimseyi hem de aynı duygularla.Hem de aynı aşkla, aynı sadakatla sevmek mümkündür diyorum.Buyrun beri gelsin itirazı olan
yorumlar
evet katılıyorum. ama şimdi aşkın anlam ve önemi üzerinde mangalda kül bırakmayanlar anlata anlata yerlere göklere sığdıramayan romantik şovalyeler kabullenmezler bunu ver yansına başlarlar.hemen düz mantıkta ilk akıllarına gelen şeyden başlarlar; eğer sevgilinizi aldatıyorsanız demekki onunla yaşadıklarınızda bir eksiklik var ki o eksikliği bir diğeri ile tamamlamaya çalışıyorsunuz argümanında açılırlar açılacakları kadar. hiçbiri bunu kabullenemez her zaman onlar tek olmalılar sadece kendilerini sevmeli karşındakileri sadece kendilerine aşık olmalı yoksa olmaz kaldıramazlar bunu.ben de hep; bu aşk denen olgunun hiç bir kuralla açıklanamayacağını savunmuşumdur. kim aşık olduğu insanı seçebilmiştir? kim aşık olacağı zamanı belirleyebilmiştir? aşk; insiyatifler dışında oluşur ve yine insiyatifler dışında yaşar, sürer ve biter. kural tanımaz aynı anda birden çok kişiye hissedebilinir. bu durum bir çok gurur ve benzeri durumlar yüzünden bir çok insan tarafından kavranması güç bir hal almıştır.a ve b kişilerini örnek olarak alalım. a bir gün b ye aşık olur. ıkınır sıkınır ve gider bunu b ye anlatır. b nin canına minnet onun da hissettikleri boş değildir ve a her fırsatta b ye olan aşkının ne kadar büyük, güçlü ve bu ve benzeri özelliklerinden dolayı ne kadar kontrolü zor bir hal aldığını anlatır durur. b de her seferinde gururu okşanmış bir şekilde dudakları kulaklarına varmış aşkın ayaklarını yerden kesmesi ile günlerini geçirmeye başlamıştır. b için a nın kendisine duyduğu aşk gerçekten ulu ve yücedir ve sanki durup dururken gökten inmiş bir hali vardır. buraya kadar herşey hem a için hem de b için çok normal ve hatta mutluluk vericidir. ama hiçbiri düşünmez veya farkına varamazki, bu adeta gökten inme hislerin başka bir zaman da bir başkası olan c için de hissedilebileceğidir. kısaca a başka bir gün c ile karşılaştığında yine aynı gökten inme bu harlkülade duyguları yaşayabilir. bunun olamayacağını veya olmaması gerektiğini savunanlar sadece kendi bencillik çukurlarını biraz daha derinleştirmiş olmaktan ileri gidemezler. ama kendilerine sorduğunuzda en bi aşık en bi romantik kendileridir.
Bunun aldatilmakla bir alakasi yok bence. Eger aldatmak icin mazeret ise, hovardalik manifestosunun ilk maddesine bunu yerlestirelim.Asik olmak ve bir iliskiyi surdurmek ilintili olsa bile cok farkli seylerdir. Ne doga, ne yasa hicbir sey size her asik oldugunuz ve hatta insanla cinsel ya da duygusal her ne ise iliski icine girmenizi ogutlemez, ve dogrulugunu gostermez.Dogru bir insan birden fazla kisiye, seye asik olabilir. Aynen birden fazla seye uzulebilecegi gibi, birden fazla seye sevinebilecegi gibi.Insan kendi asik olacagi insani secer. Sanki secmiyor gibi gorunuyoruz ama, bal gibi de seciyoruz. Rastgele bir animiza denk gelip asik olmuyoruz. Bu bizim secimimiz oluyor. Asik oldugumuz kisileri de unutabilmek gene bizim elimizde. Ama size bu da cok kolay bir sey demiyorum.Bir de ayni sadakatla demissin, burayi iyi anlayamadim ben, ayni sadakatsizlikla olmasin demek istedigin?
evet aslında seçer gibi görünse de bu çok da bir mantığa oturtulup gerçeklere dayandırılabilecek bir şey değilmiş gibi geliyor. ilgi kurması zor olabilir ama şu örneği vermek istiyorum; hani futbol karşılaşmalarını anlatanlar çok kullanırlar -kaleci topu son anda gol olmaktan kurtardı.- işte burada da benzer bir durum söz konusu. evet kaleci gölü engellemiş yani gol olmadan önceki bir anda golu engellediği ortada ama topun gidişatı engellendikten sonra zaten herhangi birimiz konu ile başka bir an göremediğinden kalecinin topa müdahalesi son anda yapılmış gibi algılanmaktadır. yani kişi aşık olduğu kişiyi veya olacağı kişiyi kendi seçmiş gibi hissedebilir. ama dediğim gibi belki de sadece kendi öyle hissediyordur kim bilir. ayrıca kendi kişisel gözlemlerim doğrultusunda zamanında hiç de ortam içinde hoş karşılaşılmayacak ve etraftaki bir çok kişiyi kötü duruma düşürüp hatta hatta üzebilecek sonuçlara varacak ilişkilerin de engellenemediğini ve uğruna bir çok yumurtanın kırıldığı ilişkilerin varolduğunu biliyorum. ilişkinin her iki tarafının da farkında olduğu bu nahoş durumların varlığı apaçık ortadayken de yaşanılan ilişkiler var yani odur demek istediğim ve senin dediğin gibi o kadar da insiyatiflerin konuştuğu bir seçim değilmiş gibi geliyor bana. benzer bir başka açıdan da anlatmaya çalışırsam sonuçta ortaya çıkacak olan ilişki veya aşk gerçeği var. bu da yavaş yavaş ortaya çıktığında insanlar genelde kendi seçimleri olduğunu düşünebilirler.ama insanlar ilişkilerini veya aşklarını seçmekte özgür değillerdir. bu yargıdan da genellikle kendi seçimleri olmadığına varabiliriz. özgür olmadıklarını anlatabilmek için de tanımlamalardan yararlanmak istiyorum. -özgür seçim- dediğimiz zaman olması gereken bir iki şart var. çoktan seçmeli bir durumda kişi hiçkimsenin bir baskısı altında kalmadan bütün seçenekler arasından kendi istediğini seçmelidir. yani biri baskı altında kalmasa bile bütün seçenekleri gözden geçirebilmelidir. bunun için de dünya üzerinde yaşayan bütün ihtimalleri değerlendirebilmesi şarttır. kısaca bir insanın normal bir hayat süreci içerisinde tanıdığı insan sayısı içindeki ilgi duyduğu cinsin miktarı kadardır bu bahsedilen özgürlük. şimdi hatırlamıyorum ama bir zamanlar okluduğum bir yazar da bundan bahsetmişti. insanın aşk konusunda bile özgür olmadığını çünkü bu bahsettiğim şartların bizi kısıtladığından dem vurmuştu.
Toplumda insan evrende atom gibi. Yani oyle ya da boyle bir seyden etkilenmek durumunda. Sosyal etkiler, gelecek kaygilari, psikolojik etkenler felan filan bir ton sey etkiliyor tabi. Ben de ask konusunda mutlak bir bagimsizlik ile hareket ettigimizi ya da edebildigimiz dusunmuyorum. Fakat gene de ozgur olmasa da secim yapiyor oldugumuz dogru. Bir insan pek tabi sevdigi birisi varken diger olasiliklari gormezden gelebilir. Sayet bunu yapmayan tarafin ya kendisinde bir sorun vardir ya da iliskisinde. Ask neticede bir arayis ve istek isi. Asik olmak istiyorum diye efil efil dolanan birisi bir zaman bir yerde asik olur pek tabi.
birinin iki kişiyi aynı şekilde sevebileceğine inanmıyorum bu imkansız bence sadece aşkta değil her türlü sevgide bu geçerli.iki arkadaşını da aynı derecede aynı sevgiyle sevemezsin biri diğerinden daha fazla olur.iş aşka gelince de böyle olur.belki iki kişiye birden aşık olduğunu sanabilirsin ama bence bu kesinlikle yanılgı.iki kişiden birden aynı anda sadece hoşlanabilirsin çünkü gerçek aşkta sadece bi kişi vardır.belki ilerde aşk bittiğinde ya da bitmeye yüz tuttuğunda başka birine aşık olduğunu anlayabilirsin ancak aynı anda iki kişiye aşık olunamayacağına inanıyorum.iki kişiden aynı anda hoşlansan bile bunun da derecesi de farklı olur.birinden daha çok hoşlanırsın.
Bence insanların kimseye güveni kalmadığından dolayı aldatmalar oluyor.Kadınlar bu işi erkeklerden daha becerikli bir şekilde yapıyorlar. Bir mataf olsun diye söylemedim ama bu işin gerçeği.Erkekleri kadınlar ayakta uyutuyorlar erkeklerin ruhu duymuyor…Hatta bu istatisliklerle bile kanıtlanmış durumda, California üniversitesinde ki araştırmalarda evli ve bekar çiftler üzerinde yapılmış bir ankette bayanların aldatma oranının sıklığına rastlanmış. Şimdi diyeceksiniz orası Amerika ne alaka ama şunu da unutmayın ki kadın dünyanın neresine gitseniz de kadındır .Kadınlardan korkun şeytanla bile boy ölçüşebilecek niteliktedir her zaman 🙂
sevgi birikir. alabildiğin kadarını verebilirsin bir de.içinde zamanla taşlaşan kalbinin üstünde bir bütün halinde durur. sen onu küçük sevgilere bölersen, ölüm anı geldiğinde söyleyeceğin son söz olur: “sevemedim be!”
evet olabilir yanlız bu sadece birini seçmen gerektiğinigösterir. Aynı durumda sevdiği insanın gözünde iki kişiden biri olmak kim ister ?
Tamam madem seçim bizim değil peki kimin?Yani tüm orta avrupa,hatta ortak medyanın hükmündeki kısmi dünya liv tyler’a aşık olur aşk benimmi olur? iyide aşk kimin,güzeli çizen benmiyim? Aşkım(hayranlığım) bana ait değildir! diyebilirsinizki aşk görsellik ne kadar içerir?Aşk cinsiyet ayrımını ne kadar içerirse o kadar ve hatta fazla görsellik taşır amma ve-lakin reel bir görsellik içerir aşk rahatlık verir vermelidir çünkü! Yani görsel sınır midenizdir!
insan aynı anda birden fazla kişiyi sevebilir ama aynı anda birden fazla kişiye aşık olunmaz,öyle hissedilse bile bu aşk olmaz..aldatıp aldatmamaya gelince..”kimi belli eder kimi etmez” denmiş ya.sevdiğine değer veren ve onurlu olan bir insan bunların hiçbirini yapmaz.onurlu olan insan dürüst olur ve kaybettiğini sandığı şeyi bile geri alır dürüstlüğüyle..
Eğer bir playboy olsaydım seviyorum dediğim her kadının yüzüne baktığımda vicdanımla çatışmamak için bu yalanları söylerdim kendime. Çünkü insanlar ne olursa olsun hataları sonucunda vicdanına yenik düşüyor. Bunun üstesinden gelmek için ise bir yalan söylüyorlar ve buna önce kendileri inanıyorlar. Sonra mı ? Sonra diğerlerinin de inanmasını istiyorlar. Sonrası iyilik güzellik oluyor…