27 Aralık 1919 tarihi Atatürk’ün Ankara’ya geliş tarihidir. O gün bugün çeşitli etkinliklerle kutlamalar yapılır durur. İster istemez bu anlamlı gün, bende canlı kalmasına etken olmuştur.Yıl 1964 sanırım. O tarihlerde Ankara Halkevlerine bağlı Çankaya halkevi’nde tiyatro yapıyoruz. Bir sene önce kurslara katılmış 6 aylık bir kurs bitiminden sonra mezun olmuş yetişmiş birer tiyatro oyuncusuyuz. Bize ders veren hocalarımız da Ankara Devlet Konservatuarı’nın sayılı hocalarından, Nusret Şenbay, Suat Taşer, Mahir Canova, Haldun Marlalı ve daha ismini hatırlayamadığım birkaç isim.1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle kapanan, kapatılan Halkevleri’nin 27 Mayıs 1960 devrimiyle beraber Halkevleri’nin tekrar faaliyete geçtiği bir dönemde biz genç kuşak hep beraber buradayız.İşte böyle bir ortamda Halkevleri her sene coşkulu bir biçimde çeşitli etkinliklerde “Halkevleri Bayramı” adı altında kutlamalar yapıyor. Bu etkinliklerden biri de 27 Aralık koşusu. Koşu Ulus’ta Ankara Valiliğinin önünden başlayacak ve Halkevleri Genel Merkezi’nin önünde bitecek. Genel merkez o tarihlerde,şimdiki TBBM’nin Akay Kavşağına bakan bahçenin köşesinde yer alan bir binada faaliyetini sürdürüyor. 27 Mayıs Devriminden önce burada dönemin maliye Bakanı Refik Koraltan oturmakta imiş. (Ne yazık ki örümcek kafalı bazı kişililerce bu bina sonraları yıkılıp, meclis bahçesine yeşil alan olarak katıldı! Oysa ki tarihi yapısıyla bugüne kalabilirdi). Gelelim koşuya;Koşuyu düzenleyenler içinde arkadaşlar da var, alınan tiyoyo göre ilk üç derecenin yanı sıra sonuncu gelene de bir madalya verilecek “Sonunculuk madalyası” veya sondan birincilik gibi bir espri ile yaklaşım. Nedense koşuya katılma ve sonuncu olma görevi bana verildi. Koşu başladı, önceleri önlerdeyim, ama sonuncu olmak lazım ben yavaşlamaya başladım Sıhhıye’ye geldiğimiz zaman, Artık Kızılay’a geldiğimizde grubun en arakasındayım ve kontrollü koşuyorum, benden geride kimse kalmasın. Nihayet Bakanlıklar önüne geldik, yarışın bitimine çok az bir mesafe kaldı, baktım arkamda bir iki kişi var gerçekten yorulmuşlar koşacak mecalleri kalmamış, meraklı vatandaş grubu da yol boyunca bizleri izliyor, ben ayakkabılarımın bağlarını bağlayacakmış gibi bir mizansenle kaldırımların üzerine çıktım sözüm ona çözülen bağları tazeliyorum. Neyse bu yalancı işlem sayesinde geride kalan yorgun koşucular da yol aldı. Artık gerçekten en arkada ve sondan birinciyim. Yarış bitti. Madalya dağıtım yapılacak. Ben yokum!. Olacak şey değil. Benim arkamda koşup, ben ayakkabı bağlarken beni geçen bir genç sondan birinci olmuş. Olur du olmazdı gibi itirazlar fayda etmedi. Sonra iş anlaşıldı ki, ben O ayakkabı bağlama mizanseni sırasında kulvar dışına çıkmışım ve diskalfiye olmuşum…Yaa işte böyle, SONDAN BİRİNCİ OLMAYI BİLE BECEREMEDİM”Sevgiyle Kalın, Sevgisiz kalmayın..Sinemasever