_Bu şehir sana emanet sevgilim. Sevdamı, çıkmaz sokaklarına girdirme.Bu şehrin kaldırımları bile üşür bensiz, kaldırımlarını ısıt, umarsız yürüyüp gitme. _Demişti onyedisinde.On yıl sürdü , süründü çocuk hayellerinin peşinde. Hayatın yanında çıraklık eden ruhu , aşkla oyalandı durdu. Öğrendiğinde ustalığı, elinde tuttuğu ; ilk haline benzemeyen , ne olduğu tam olarak bilinemeyen bir başına kalma korkusuydu. Hâlâ aşktı adı. Yıllara dökülen parçaları , usta ya , elbet bir araya getirilebilir sanıyordu.En sonunda hayatla da ayırdı yolunu._Hey hayat,Kağıt sanıp ta kesip kesip attığınKalbimdir.Yaşanan, güm güm ağıt eşliğindeBedenle ilgisiz bir eceldir.Var git işine ..Uğraşma garipliğimle.Gemilerim karadan el edendir. _Yazdı yirmiyedisinde.Otuzunda , sanatına hayran olmayan , uğraşıp ta yontamadığı duygu yoktu. yalnızca :Toy ellerinde tuttuğu o aşk denen vurgu !Dokundu; güven oldu.Dokundu, sorumluluktu..Vefaydı, merhametti, saygıydı, bozgundu, tutkuydu, burukluktu, heyecandı, ihanetti, acıydı, kederdi, mutluluktu, yokluktu..boştu.Dokundu, yalan oldu.Kırkına gelmeden jübilesi duyuldu._Bir içimlik suBir dilim ekmekmiş aşk,Susuzluğum geçmedenAçlığım dinmedenAcıdık aşkın deminden.Geçti gençlik, aşktan geçtik..Belki de biz aşkı terk ettik._Diyeceğini kendi bile bilmiyordu ! (?)