bence hiç, hatta sık sık yazsa, hep yazsa daha da iyi olur.Yazılarını ben beğeniyorum, rahat, istediği gibi yazıyor, birçok kişiyi uyarabiliyor, harekete geçiriyor ve birçok eleştiri almasına rağmen geri dönmüyor, vaz geçmiyor.Yazdıklarında ben sakıncalı bir durum göremiyorum. Ya da sakıncalı nedir? bunu da bilmek istiyorum.Kadın olması da ayrıca hoşuma giden bir durum. Sadece erkekler ahkam kesebilirken kadınlar hala sus pus oturuyor, böyle gelmiş böyle gitmez için bir çabası var diye düşünüyorum.Bu yazısında da ince bir yerden girip geniş bir yerden çıkmış.
mine hanım eğer kadın olmasaydı yazdığı saçmalıkları okutacak bir kitle asla bulamazdı görüşündeyim ben. “kadındır ne yapsa yeridir” kıvamında sanki herkes. bir de engin ardıç ile aynı sınıfta kabul ediyorum artık kendisini, kadın madın dinlemem.
“kendi entry’inden para kazanmak istiyorsan kitap yaz, başkalarının entry’sinden para kazanmak istiyorsan $özlük kur.” draco, 2005.
Bu memlekette samimi olmayacaksın. Populer olanın götüne takılıp gittiğin sürece mesele yok. Gürbüz Çapan, Nuray Mert ve diğer ajitasyon takımı kin kusmuş. Hele Nuray hanım teyze incilden alıntı yapmış. Hümanizma kokulu içli dışkılar bırakmış köşesinde. Az bile söylemiş M.G. Gelsin Ümraniye minibüslerine binsinler sabahları. Badem bıyıklı, koca götlü, pantolonları mideye kadar çekili islambiklerin siyah eldivenli helallerini köşelere oturtup kendileri yanlarına yerleşirken etrafı itiklemelerini izlesinler. Mis gibi etrafı saran halkımınayakkokusu’nu içlerine çeksinler. Bir kişi parası ödeyip her bir çocuğunu ayrı koltuğa oturtan türbanlı ablalarla tartışsınlar. Veya anadolu kavağına gitsinler pazarları. Allahın yoluna parkederek piknik yapan öküzlerden yol istesinler. Cumartesi günü Kastroda karıları elbiseyle et cızlatırken donla denize giren öküzler kıçımı kesiyorlardı. İçim bulandı. Aynı götten karısında da vardı ancak onunkinin örtülü olması benimkine bakma hakkını veriyordu zibidilere. Gider gitmez geri döndük partner ve kızlarla. Bu topraklar işgal altındaydı. Bizim değildi. Eşşehüdenla diyerek müslüman olup kıçı kapatmayana huzur yoktu. Huzur islamdaydı. Cızbızyapargötebakar halkım, sadece fakirlikten değil, başka etkenlerle de galaksi dışı uzaylı bir organizma kadar yakındı bana. Mutanttı. Çirkindi.Olsundu. Mademki birisi gerçek duygularını ele vermişti vurun kahpeyeydi. Ya sev ya teketti, hatta bu memleketten bir siktir gitti. Bu ülke sevmediklerini düzeltmeye çalışanların kurduğu bir ülkeydi 80 yıl önce. Şimdi herşeydahadaiyiolacakinşallah’çıların tekkesi oldu.
Doğrular ve yanlışlar birbirine karışıyor.Herkes birbirine gaz veriyor.Gerçekler gözden uzak tutuluyor.Sahil kentlerinde kıyıları önce halka kapatan,oraları ulaşılmaz kılan bizlerdik.Ev yaptık,yol yaptık,deniz kenarında denizi uzaktan seyretmek zorunda bıraktık insanları.Parası olan sahildeki çay bahçelerine oturdu olmayan yutkundu.Enson İstanbul’a gidişimde Bakırköy sahil yolundan giderken deniz kenarındaki parklarda piknik tüpünde çay demleyip çimenlerde oturan başı kapalı açık ev kadınları gördüm.Kekini böreğini alıp toplaşıp bir nefes alma molası vermişler.Onların hayatında ne büyük bir değişiklik ne keyif.Şimdi biz ne yapıyoruz.Onların bu küçücük keyiflerini de hor görüyoruz.Dışarıdan görünen manzara budur.kahnweiler bloğunda bu durumun kısa vadeli sonuçlarından birini görüyoruz.Kültür yaşanılarak öğrenilen ancak bir yada birkaç nesil sonra sonuçları gözlemlenebilen bir durum.Şehirde yaşamak şehirli olmak bugünün varoş çocukları için sürekli bir ezilme,hor görülme durumu.Çaresi ya yırtacaksın bir şekilde ve de para gücüyle yada yok olacaksın. Paranın kaynağı nasıl kazanıldığı önemli değil.Haklısındır çünkü mazlumsun.Zalim olmanın ilk şartı da mazlum olmaktır.Mazlumlarını yaratan zalimler,yarattıkları zalimlerin altında ergeç ezilirler.(Bknz tarihin tozlu sayfaları)Bırak girsinler denize donla.Bişey olmaz.Benim köyümde anneannem 1930 larda bikini ile denize girermiş.Fotoğrafları var.Sonra taşkömürü ocaklarında çalışmak için göç aldı ve ben büyürken halk plajındaki insanların yarısı donla elbiseyle denize girerdi.Biz de ayıplardık.Şimdi ne oldu.Donla denize girenlerin çocukları torunları mayoyla denize girmenin daha rahat olduğunu öğrendiler.Şimdi bizim çocuklarımız onların çocukları ile beraber yelken kullanmayı öğreniyorlar.Taşlar yuvarlandı yerini buldu.Mine KIRIKKANAT’ın benim mim verdiğim yazısında takıldığım nokta farklydı.Kültür kavramını batı normlarında belirlemesine kızdım ben.Neden bizden dünyaca ünlü bir klasik müzik bestecisi çıkmamış?Çıkmaz.Bir kere senin klasik müzik dediğin klasik batı müziğidir.(Literatürde böyle geçer)İkincisi böyle bir şeye gerek de yoktur.Başka bir kıtanın kültürünü öğrenip müziğini bestelemekle uğraşacağına kendi toprağının kültürünü yücelt.Dünyanın hangi ülkesinde sıfır eğitimle İbrahim Tatlıses gibi şarkı söyleyen adam var.Sabahat Akkiraz’ı biz kıçımıza sallamazken fransızlar kadının sesini kullanma yöntemini konservatuvarda ders olarak okutuyorlardı.Ben dinlerdim,konu komşu şikayete gelirdi.Şimdi bakıyorum bütün sosyete ayakta alkışlıyor.Neden?Söylediği Semah’a batı normlarında düzenleme yapılınca duyabildi nazik kulakları da ondan.Hıyarlığımız burada başlıyor işte.Kendimize sahip çıkmıyoruz.Paylaşmak yerine didişiyoruz.Bütün dünya kültürlerinin beşiğinde yaşıyoruz hala gözümüz dışarda.Tanzimattan beri toparlayamadık kıçımızı.O zaman fransızca konuşan Osmanlı aydınları Tanzimat Fermanıyla zafer kazandıklarını zannettiler.Biz aynı fermanla kıçımıza kaçan batıcı aydınlama kazığını bugün bile çıkaramıyoruz.Anadolu toprağının acayip bir büyüsü vardır.Kim işgal ederse etsin işgalcisine benzemez,onu kendine benzetir.Yani muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.Oyuna gelmeyelim gelenleri uyaralım.Yoksa dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oluveririz.
Bu Türk kızları her yerde aynı, herkes de onların dötüne bakıyor. Onları kesiyor. Bir de şey var; elin turisti gelip kıza wonderful deyince kızın hoşuna gidiyor bizim yerli delikanlı deyince olay çıkıyor. Bana asıldı oluyor.
Geçen sene history channel’da “spartans” adında bir belgesel izledim. Adamlar ayrı bir cinsmiş.Mevcut dünya düzeni dolaylı olarak onların ordu disiplininin bir meyvesi. Romalıları dünyanın hakimi yapan şey bu adamlara öykünmeleri olmuş. Onlara öykünülmüş ama onlar kimseye öykünmemiş. delikanlı adamlarmış silinip gitmişler.Tahmin ediyorum ki(sallıyorum) dünyada silahlı kuvvetlere ayrılan bütçenin büyük bir bölümü araştırma geliştirmeye gidiyor.En azından böyle olması gerekir. Zira her medeniyeti doruğa taşıyan askeri gücü, dolayısıyla teknolojisidir. Sürekli yenilenmeye ihtiyaç duyan bir teknoloji. Örnek vermek gerekirse Osmanlı imparatorluğu, döneminin son teknolojisi toplarıyla Avrupa’yı ele geçirmeye başlayarak yükselmişken, 200 sene sonra Viyana’da aynı topları kullanmaya kalkınca tepetaklak gidivermiştir. Osmanlı ordusu taa o zamandan bu zamana kadar diğer ordulara öykünüyor. Bunda bir fenalık yok. Ama Ada68’in bahsettiği “tanzimatta sıçtılar ağzımıza” dediği olay budur. Tanzimat değişmeyi reddeden bir ordunun ayağının altındaki halıyı çekmektir. Bu gelişmelerin sayesinde jöntürkler gibi gruplar oluşmasaydı ve Türk ordusu yeniden yapılandırılmamış olsaydı Türkiye diye bir ülkeden bahsetmek hayal olurdu. Entegrasyona kapalı kalmış Amerikan yerlilerinin ne duruma düştükleri aşikar.Sonuç itibariyle demek istediğim ada68’in tanık olduğu taş yuvarlanması aslında uluslararası çapta gerçekleşiyor ve bir şekilde klasik batı müziğiyle de ilişkili ama bu demek değildir ki hafız mine’nin sözünü dinleyip III. Selim gibi yeniçerilere tayt giydirilmeli. Ne yapılacaksa II. Mahmut gibi yolu yordamıyla yapılmalı.
bu arada amman yanlış anlaşılmasın; II. Mahmut’un yolundan kastım kışlalarını topa tutup cemil cümlesinin kellesini almak değil.Hoş dini bütün kardeşlerimiz büyük ihtimalle II. Mahmut’un bu icraatından haberdar değildir. Onlar yanlış anlamamıştır. Bilinmeyen Osmanlı diye bir kitap var evde; bütün padişahlar sütten çıkmış ak kaşık.II. mahmut gibiden kastım: Derinden, sindire sindire yola çıkacak engellere fırsat vermeyecek şekilde plan program yapmaktan bahsediyorum.
anlayamıyorum ve anlayamayacağım!! bu ülkenin vatandaşlarının, bu ülkeyle bu kadar problemli ilişkiler içinde olmasını, gidip başka bayraklar altında yaşadıkları halde, hala buralara laf yetiştirmelerini anlamıyorum. mine kırıkkanatı tanımıyorum. tanımak istemiyorum. radikalde ne işi var onu da anlamıyorum. yazılarına bakıyorum, bu mimde olduğu gibi, ya internetten yapıştırma efsaneler, yada kerameti kendinden menkul şahsi fikirleri (ki ben internette okuduklarını yazmasından yanayım)..biz dünyaca ünlü besteciler çıkarmamışsak bunun suçu bestekarlarımız mıdır? bunu neden sormazlar kendilerine. bu ülkenin üstün yetenekli sanatçıları vardır. timur selçuk, erkan oğur, bülent ortaçgil, doğan canku, aşık veysel, ali ekber çiçek ve daha ismini sayamadığım bir dolu sanatçı vardır. ama dünyaya açılamamakta tek suçlu onlar mıdır? yoksa gittikleri yerlerde yedikleri yemekleri, kaldıkları otellerdeki odanın perdelerini, manzarısını vb yazarak hayatlarını bedavaya getiren yazar! takımının hiç mi suçu yoktur? erkan oğur bu ülkenin gizli kalmış melodilerini, kendi icadı olan perdesiz gitarıyla, eşsiz nağmelere dönüştürmekle mi uğraşmalıdır? kapı kapı gezerek reklam mı yapmalıdır?mine kırıkkanat neden hala o çok sevdiği fransızlarla, onların gazetelerinden ilişki kurmamaktadır? neden ülkemi bana bırakmamaktadır?
Kendini ifade etmenin kırk türlü yolu vardır.Kantarın topuzunu kaçırırsan haklıyken haksız duruma düşer,sıkışır kalırsın kendi içinde.Dedik dedik de dinletemedik.
@ada68 o bahsettiğiniz sabahat akkiraz şu anda tv8 de türküleriyle gecemize anlam katıyor.Ne var bu bağlamada anlamıyorum.İnsanın yüreğinin bam teline dokunuyor.Transa geçiriyor adamı. Bizim oralardan söyledi.
birisi bi maganda der demez hemen bir doğulu adam eşgali çizip, o kişinin tipine her türlü görgüsüzlük, yobazlık ve ahlaksızlığın etiketlendirilmesi midemi bulandırıyor. siz kim oluyorsunuz da böyle bir ayrım ve genelleme yapıyorsunuz. her badem bıyıklı götünüze bakıyorsa bize ne bundan. çözüm mü getirdiniz mevzuya. asalım bütün doğulu ya da bu eşgale uyan herkesi taksim meydanında. mine hanım da söyledi geçen gün bir televizyon programında zaten: reinaya lailaya gidenleri bunlardan daha çok küçümsüyorum diye. yani halkı zaten küçümsüyor bi de bu sosyetik meraklılarını daha da küçümsüyor.sen kimsin de bir iki adamı örnekleyip sonra kocaman bir genellemeyle halkı küçümsüyorsun. kullandığı kelimeleri seçmekten aciz olan bu tip insanlar köşe yazısı falan yazmasınlar.sussunlar. kendileri gibi birilerini bulup lakırdı falan yapsınlar.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
bence hiç, hatta sık sık yazsa, hep yazsa daha da iyi olur.Yazılarını ben beğeniyorum, rahat, istediği gibi yazıyor, birçok kişiyi uyarabiliyor, harekete geçiriyor ve birçok eleştiri almasına rağmen geri dönmüyor, vaz geçmiyor.Yazdıklarında ben sakıncalı bir durum göremiyorum. Ya da sakıncalı nedir? bunu da bilmek istiyorum.Kadın olması da ayrıca hoşuma giden bir durum. Sadece erkekler ahkam kesebilirken kadınlar hala sus pus oturuyor, böyle gelmiş böyle gitmez için bir çabası var diye düşünüyorum.Bu yazısında da ince bir yerden girip geniş bir yerden çıkmış.
mine hanım eğer kadın olmasaydı yazdığı saçmalıkları okutacak bir kitle asla bulamazdı görüşündeyim ben. “kadındır ne yapsa yeridir” kıvamında sanki herkes. bir de engin ardıç ile aynı sınıfta kabul ediyorum artık kendisini, kadın madın dinlemem.
Bu memlekette samimi olmayacaksın. Populer olanın götüne takılıp gittiğin sürece mesele yok. Gürbüz Çapan, Nuray Mert ve diğer ajitasyon takımı kin kusmuş. Hele Nuray hanım teyze incilden alıntı yapmış. Hümanizma kokulu içli dışkılar bırakmış köşesinde. Az bile söylemiş M.G. Gelsin Ümraniye minibüslerine binsinler sabahları. Badem bıyıklı, koca götlü, pantolonları mideye kadar çekili islambiklerin siyah eldivenli helallerini köşelere oturtup kendileri yanlarına yerleşirken etrafı itiklemelerini izlesinler. Mis gibi etrafı saran halkımınayakkokusu’nu içlerine çeksinler. Bir kişi parası ödeyip her bir çocuğunu ayrı koltuğa oturtan türbanlı ablalarla tartışsınlar. Veya anadolu kavağına gitsinler pazarları. Allahın yoluna parkederek piknik yapan öküzlerden yol istesinler. Cumartesi günü Kastroda karıları elbiseyle et cızlatırken donla denize giren öküzler kıçımı kesiyorlardı. İçim bulandı. Aynı götten karısında da vardı ancak onunkinin örtülü olması benimkine bakma hakkını veriyordu zibidilere. Gider gitmez geri döndük partner ve kızlarla. Bu topraklar işgal altındaydı. Bizim değildi. Eşşehüdenla diyerek müslüman olup kıçı kapatmayana huzur yoktu. Huzur islamdaydı. Cızbızyapargötebakar halkım, sadece fakirlikten değil, başka etkenlerle de galaksi dışı uzaylı bir organizma kadar yakındı bana. Mutanttı. Çirkindi.Olsundu. Mademki birisi gerçek duygularını ele vermişti vurun kahpeyeydi. Ya sev ya teketti, hatta bu memleketten bir siktir gitti. Bu ülke sevmediklerini düzeltmeye çalışanların kurduğu bir ülkeydi 80 yıl önce. Şimdi herşeydahadaiyiolacakinşallah’çıların tekkesi oldu.
Aksiyon da konuya el atmış.
Doğrular ve yanlışlar birbirine karışıyor.Herkes birbirine gaz veriyor.Gerçekler gözden uzak tutuluyor.Sahil kentlerinde kıyıları önce halka kapatan,oraları ulaşılmaz kılan bizlerdik.Ev yaptık,yol yaptık,deniz kenarında denizi uzaktan seyretmek zorunda bıraktık insanları.Parası olan sahildeki çay bahçelerine oturdu olmayan yutkundu.Enson İstanbul’a gidişimde Bakırköy sahil yolundan giderken deniz kenarındaki parklarda piknik tüpünde çay demleyip çimenlerde oturan başı kapalı açık ev kadınları gördüm.Kekini böreğini alıp toplaşıp bir nefes alma molası vermişler.Onların hayatında ne büyük bir değişiklik ne keyif.Şimdi biz ne yapıyoruz.Onların bu küçücük keyiflerini de hor görüyoruz.Dışarıdan görünen manzara budur.kahnweiler bloğunda bu durumun kısa vadeli sonuçlarından birini görüyoruz.Kültür yaşanılarak öğrenilen ancak bir yada birkaç nesil sonra sonuçları gözlemlenebilen bir durum.Şehirde yaşamak şehirli olmak bugünün varoş çocukları için sürekli bir ezilme,hor görülme durumu.Çaresi ya yırtacaksın bir şekilde ve de para gücüyle yada yok olacaksın. Paranın kaynağı nasıl kazanıldığı önemli değil.Haklısındır çünkü mazlumsun.Zalim olmanın ilk şartı da mazlum olmaktır.Mazlumlarını yaratan zalimler,yarattıkları zalimlerin altında ergeç ezilirler.(Bknz tarihin tozlu sayfaları)Bırak girsinler denize donla.Bişey olmaz.Benim köyümde anneannem 1930 larda bikini ile denize girermiş.Fotoğrafları var.Sonra taşkömürü ocaklarında çalışmak için göç aldı ve ben büyürken halk plajındaki insanların yarısı donla elbiseyle denize girerdi.Biz de ayıplardık.Şimdi ne oldu.Donla denize girenlerin çocukları torunları mayoyla denize girmenin daha rahat olduğunu öğrendiler.Şimdi bizim çocuklarımız onların çocukları ile beraber yelken kullanmayı öğreniyorlar.Taşlar yuvarlandı yerini buldu.Mine KIRIKKANAT’ın benim mim verdiğim yazısında takıldığım nokta farklydı.Kültür kavramını batı normlarında belirlemesine kızdım ben.Neden bizden dünyaca ünlü bir klasik müzik bestecisi çıkmamış?Çıkmaz.Bir kere senin klasik müzik dediğin klasik batı müziğidir.(Literatürde böyle geçer)İkincisi böyle bir şeye gerek de yoktur.Başka bir kıtanın kültürünü öğrenip müziğini bestelemekle uğraşacağına kendi toprağının kültürünü yücelt.Dünyanın hangi ülkesinde sıfır eğitimle İbrahim Tatlıses gibi şarkı söyleyen adam var.Sabahat Akkiraz’ı biz kıçımıza sallamazken fransızlar kadının sesini kullanma yöntemini konservatuvarda ders olarak okutuyorlardı.Ben dinlerdim,konu komşu şikayete gelirdi.Şimdi bakıyorum bütün sosyete ayakta alkışlıyor.Neden?Söylediği Semah’a batı normlarında düzenleme yapılınca duyabildi nazik kulakları da ondan.Hıyarlığımız burada başlıyor işte.Kendimize sahip çıkmıyoruz.Paylaşmak yerine didişiyoruz.Bütün dünya kültürlerinin beşiğinde yaşıyoruz hala gözümüz dışarda.Tanzimattan beri toparlayamadık kıçımızı.O zaman fransızca konuşan Osmanlı aydınları Tanzimat Fermanıyla zafer kazandıklarını zannettiler.Biz aynı fermanla kıçımıza kaçan batıcı aydınlama kazığını bugün bile çıkaramıyoruz.Anadolu toprağının acayip bir büyüsü vardır.Kim işgal ederse etsin işgalcisine benzemez,onu kendine benzetir.Yani muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.Oyuna gelmeyelim gelenleri uyaralım.Yoksa dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oluveririz.
Bu Türk kızları her yerde aynı, herkes de onların dötüne bakıyor. Onları kesiyor. Bir de şey var; elin turisti gelip kıza wonderful deyince kızın hoşuna gidiyor bizim yerli delikanlı deyince olay çıkıyor. Bana asıldı oluyor.
Geçen sene history channel’da “spartans” adında bir belgesel izledim. Adamlar ayrı bir cinsmiş.Mevcut dünya düzeni dolaylı olarak onların ordu disiplininin bir meyvesi. Romalıları dünyanın hakimi yapan şey bu adamlara öykünmeleri olmuş. Onlara öykünülmüş ama onlar kimseye öykünmemiş. delikanlı adamlarmış silinip gitmişler.Tahmin ediyorum ki(sallıyorum) dünyada silahlı kuvvetlere ayrılan bütçenin büyük bir bölümü araştırma geliştirmeye gidiyor.En azından böyle olması gerekir. Zira her medeniyeti doruğa taşıyan askeri gücü, dolayısıyla teknolojisidir. Sürekli yenilenmeye ihtiyaç duyan bir teknoloji. Örnek vermek gerekirse Osmanlı imparatorluğu, döneminin son teknolojisi toplarıyla Avrupa’yı ele geçirmeye başlayarak yükselmişken, 200 sene sonra Viyana’da aynı topları kullanmaya kalkınca tepetaklak gidivermiştir. Osmanlı ordusu taa o zamandan bu zamana kadar diğer ordulara öykünüyor. Bunda bir fenalık yok. Ama Ada68’in bahsettiği “tanzimatta sıçtılar ağzımıza” dediği olay budur. Tanzimat değişmeyi reddeden bir ordunun ayağının altındaki halıyı çekmektir. Bu gelişmelerin sayesinde jöntürkler gibi gruplar oluşmasaydı ve Türk ordusu yeniden yapılandırılmamış olsaydı Türkiye diye bir ülkeden bahsetmek hayal olurdu. Entegrasyona kapalı kalmış Amerikan yerlilerinin ne duruma düştükleri aşikar.Sonuç itibariyle demek istediğim ada68’in tanık olduğu taş yuvarlanması aslında uluslararası çapta gerçekleşiyor ve bir şekilde klasik batı müziğiyle de ilişkili ama bu demek değildir ki hafız mine’nin sözünü dinleyip III. Selim gibi yeniçerilere tayt giydirilmeli. Ne yapılacaksa II. Mahmut gibi yolu yordamıyla yapılmalı.
bu arada amman yanlış anlaşılmasın; II. Mahmut’un yolundan kastım kışlalarını topa tutup cemil cümlesinin kellesini almak değil.Hoş dini bütün kardeşlerimiz büyük ihtimalle II. Mahmut’un bu icraatından haberdar değildir. Onlar yanlış anlamamıştır. Bilinmeyen Osmanlı diye bir kitap var evde; bütün padişahlar sütten çıkmış ak kaşık.II. mahmut gibiden kastım: Derinden, sindire sindire yola çıkacak engellere fırsat vermeyecek şekilde plan program yapmaktan bahsediyorum.
anlayamıyorum ve anlayamayacağım!! bu ülkenin vatandaşlarının, bu ülkeyle bu kadar problemli ilişkiler içinde olmasını, gidip başka bayraklar altında yaşadıkları halde, hala buralara laf yetiştirmelerini anlamıyorum. mine kırıkkanatı tanımıyorum. tanımak istemiyorum. radikalde ne işi var onu da anlamıyorum. yazılarına bakıyorum, bu mimde olduğu gibi, ya internetten yapıştırma efsaneler, yada kerameti kendinden menkul şahsi fikirleri (ki ben internette okuduklarını yazmasından yanayım)..biz dünyaca ünlü besteciler çıkarmamışsak bunun suçu bestekarlarımız mıdır? bunu neden sormazlar kendilerine. bu ülkenin üstün yetenekli sanatçıları vardır. timur selçuk, erkan oğur, bülent ortaçgil, doğan canku, aşık veysel, ali ekber çiçek ve daha ismini sayamadığım bir dolu sanatçı vardır. ama dünyaya açılamamakta tek suçlu onlar mıdır? yoksa gittikleri yerlerde yedikleri yemekleri, kaldıkları otellerdeki odanın perdelerini, manzarısını vb yazarak hayatlarını bedavaya getiren yazar! takımının hiç mi suçu yoktur? erkan oğur bu ülkenin gizli kalmış melodilerini, kendi icadı olan perdesiz gitarıyla, eşsiz nağmelere dönüştürmekle mi uğraşmalıdır? kapı kapı gezerek reklam mı yapmalıdır?mine kırıkkanat neden hala o çok sevdiği fransızlarla, onların gazetelerinden ilişki kurmamaktadır? neden ülkemi bana bırakmamaktadır?
Kendini ifade etmenin kırk türlü yolu vardır.Kantarın topuzunu kaçırırsan haklıyken haksız duruma düşer,sıkışır kalırsın kendi içinde.Dedik dedik de dinletemedik.
@ada68 o bahsettiğiniz sabahat akkiraz şu anda tv8 de türküleriyle gecemize anlam katıyor.Ne var bu bağlamada anlamıyorum.İnsanın yüreğinin bam teline dokunuyor.Transa geçiriyor adamı. Bizim oralardan söyledi.
birisi bi maganda der demez hemen bir doğulu adam eşgali çizip, o kişinin tipine her türlü görgüsüzlük, yobazlık ve ahlaksızlığın etiketlendirilmesi midemi bulandırıyor. siz kim oluyorsunuz da böyle bir ayrım ve genelleme yapıyorsunuz. her badem bıyıklı götünüze bakıyorsa bize ne bundan. çözüm mü getirdiniz mevzuya. asalım bütün doğulu ya da bu eşgale uyan herkesi taksim meydanında. mine hanım da söyledi geçen gün bir televizyon programında zaten: reinaya lailaya gidenleri bunlardan daha çok küçümsüyorum diye. yani halkı zaten küçümsüyor bi de bu sosyetik meraklılarını daha da küçümsüyor.sen kimsin de bir iki adamı örnekleyip sonra kocaman bir genellemeyle halkı küçümsüyorsun. kullandığı kelimeleri seçmekten aciz olan bu tip insanlar köşe yazısı falan yazmasınlar.sussunlar. kendileri gibi birilerini bulup lakırdı falan yapsınlar.