Belki yoktur ama bir çoğumuz hırsızlığa maruz kalmışızdır. Ya cep telefonunuz, ya cüzdanınız, ya paranız, ya da sevgiliniz. Ama ne çaldırırsanız çaldırın bunun acısını sadece siz çekersiniz. Çalıp giden arkasına bakmadan kaçar. Hatta biraz da yüzsüz ise tekrar döner başka bir şey unuttum mu acaba diye.

Ben üniversite hayatıma kadar hiçbir eşyamı çaldırmamışken (annemin balkona astığı çamaşırlarımızın dışında tabii) üniversiteye yeni başladığım yılda binbir güçlükle komşumun gün be gün gazeteden biriktidiği kuponları bir bayram arefesinde alacağım bursla toptan ödemiştim ki telefonu alabilmek için kışın soğuğunda ramazan ayında oruçlu halde akşam 9 a kadar beklemiştim. Memlekete giderken annemlere de sürpriz yaptım. Siz üzülmeyin ben aldığım 3 kuruş bursla bir telefon alabildim. Ericsson T 10!!!! O zaman kıyak telefondu. Kapaklıydı. Ama ömrü fazla sürmedi 1 ay sonra çalıştığım dükkanda gelen müşterilerden biri bir anlık dalgınlığımdan yararlandı ve aldı gitti hayallerimi kontörlerimi de beraberinde götürdü. Kimbilir bir sonra ki telefon için ne kadar bekleycektim. Tam 1 yıl… ama o hain bütün gece sevgilimi arayarak ve de konuşmayarak kontörlerimi bitirdi. Aradın bari konuş dimi..aradan 3 ay geçmişti ki sevgilimin telefonu da çalındı. Neyse aradan yıllar geçti. Ve nihayet kendimize ait bir bilgisayarımız olmuştu. İyi kötü 3 yıl geçirdik. Ve tam da kurtlar vadisinin finalini sinemada izleyeceğim dakikalarda o acı haberi aldım komşumun telefonuyla. Eve hırsız girmiş. Çok üzüldüm. Canımdan bin parça koptu sanki. Ama olsun o dönemde hayatımda yolunda gitmeyen şeyler düzelmişti. Ben yine de Allaha şükrettim. İyi ki o güzel şeyler düzelmişti. Giden mal olsun. Yerine gelir. Hatta şu anda bu güzel bilgisayarımdan yazıyorum. Yerine geliyor. Ya giden mal değilde ablam olsaydı…hain hırsızlar sizi esefle kınıyoruzzz. Evlerimizden defolun. Ve mahremiyetimizden uzak durun. Ellerinizi ceplerimizden çekin. Gidin çalışın elde edilenler kolay kazanılmadı.