Sabah olmuş, yeni bir gün başlamış, insanlar işlerine güçlerine koştururken benimde yatma vaktim gelmişti artık, uykuda iyice bastırmıştı. Gözlerimi açık tutmakta zorluk çekiyordum. Çıktım ranzanın ikinci katındaki yatağıma ve kendimi onun şevkat dolu kucaklarına bıraktım. Herşey güzel gidiyordu ben uykuya dalmak üzereydim ki, apartmanın sabahın köründe kalkan çocuklarından biri(her apartmanda bir kaç tane mevcuttur), çıkarabildiği son sesle ANNEEEEE, ANNEEEE diye üçüncü kattaki, muhtemelen mışıl mışıl uyuyan, bilmem kaçıncı rüyasının ortasında olan annesini çağırma telaşındaydı. Henüz zil nedir? ne işe yarar? gibi soruların cevabını bulamamış bu çocuk, o cıyyak sesiyle bağıra bağıra benim gibi bir çok apartman sakininden çeşitli küfürler yiyedursun, bu feryadını duyan abisi;-ne var lan?… şeklinde bir çıkışta bulunur ve işte o uykulu anımda beni yatakta kopartan, uykumu kaçıran müthiş cevap aşşağıda sızlanmak olan çocuktan bir cem yılmaz espirisi edasıyla fırlar;-annemi ver…bu çocuk annemi ver derken ne demek istemiştir, daha önce kaç defa telefonla konuşmuştur ki bu çocuk, çıkardığı kelime sayısı kısıtlıdır zaten. Hem telefonda konuşmuş olsa bile telefonda konuştuğu kişiden başkalarını vermesini isteyecek kadar ne konuşur, bu kadar çevresi varmıdır?Buna benzeyen olaylar yaşadım daha önceden; mesela zil çaldığında apartman boşluğuna ALOO diye bağırmak, zili çalan kişi biraz muzursa yanlış numara diyip kaçması vb.
yorumlar
Uykuna devam edibildinmi? bari. Her ne hikmetse kimse babaya seslenmiyor.Velhasıl bir karış boyunda ki çocuk da anneyi ayağına çağırır.
tabi tabi devam ettim uykuma, o durumda beni uyutmayacak şey çok az zaten, bu olay bir iki dakika afallattı ama kendime evin kuytu köşelerinde sessiz bir yer buldum ve uyudum. Bu anneye babaya seslenme olayı valla çocuğa ve anne babaya göre değişiyor. Benim, babaaaa babaa diye ağlayan, birşey olunca babasına koşan arkadaşlarımda vardı küçükken. Çocuk hangisini kendine daha yakın hissederse ilk ona koşuyor, dünyanın heryerinde böyledir bu.
sen gel benim dairede 1 saat otur sana madalya takayım. evim o kadar kullanışlı ki anlatamam. bu yüzden evden çıkmak istemiyorum ama apartman canavarları (sakinleri demek isterdim fekat uygun bir sıfat olmayacak yazık olur gerçek sakinlere) sokakta oynarken anneleri onları dışarıdan nasıl çağırıyorlar biliyor musunuz… arka cephede oturanlar çareyi, çocuğu görmediği halde gırtlağını ve diğer uç noktadaki hashas yerlerini yırtarak apartman diafonundan “hakaaaaaaaaaaaannnnnn, hakaaaaaaaaannnnnnnn” nidalarıyla klasik akşam oldu baban çağırıyo uyarısıyla eve davet ediyor… ciyaaaaakkkkkkkk saçımı başımı yolasım geliyor. geçen yıl hanımefendinin kendilerine diafonun kullanış amacıyla ilgili ufak çapta bir seminer verdim fekat bu önerilerimi sanırım “daha kibar olun lütfen” olarak algılamış olacak ki şimdi hakaaaannn yavrummmm diye sesleniyor… aaa söylemeyi unuttum bu bizim hakanlar tek değil. toplam 15 dairenin 6 sı o ve kabilelerine ait… düşünün artık halimizi… stickman o çocuk abisine annemi ver dediğinde, yapacağın şey onların daire kapısını çalıp kadını apartopar kucaklayıp aşağı indirip “al leeeeynnn anneni” olmalı aslında.. yani benim aklıma bazen çok çılgın fikirler geliyor haaa……. 🙂
ya keşke en çılgın fikrim öyle olsa lorienn. Birgün çıldırıp 4.kattakiler hariç hepsini öldürmek istiyorum. Onlarında iki tane çocuğu var ama hiç bir zaman ses yaptıklarını duymadım. Hatta 4. katta birinin oturduğunu bilmiyordum bile görünce farkettim. 3 yıldır varlarmış 🙂 Bizim apartmanın yanında üst katımızda oturan ev sahibi ve 3. kattaki abisinin annesi-babası oturuyor. Anneleri bu çocuklarını ismimleriyle bağırarak çağırıyor her zaman. Genellikle sabahın köründe. Zili kullanmıyorlar. delirecem ya…
iyi iyi bizde site öyle…annelerinin kasten çıkmadıklarına eminim…benim çocuğumda öyle bağıracak olsa çıkmam eve gelince kırarım ağzını ama bunlar onuda yapmadığı için birgün ben annelerinin ağzını gözünü kırma hayalindeyim