Geçen gün Best fm de Simon &Garfunkel müziğini dinlerken, Tasula ve Ali’yi hatırladım…Bridge overTroubled water…Scarborough fair…Muhteşem vokaller…Yüzbinlerce insanın izlediği görkemli Central Park konseri…Bu konserin video kaydını beraber izlemiştik…Tasula,Ali ve ben…80’de Üniversite öğrencisiydik…O gün Tasula’nın Balattaki evine zorunluluktan gitmiştim, anneannesi çok iyi ağırlamıştı bizleri…Çaylar,çörekler…Tasula sınıf arkadaşımdı…Ve o gün onu sevgilisi Ali ile buluşturmaya götürecektim…Ali günlerdir Paşa kapısı cezaevinde tutuklu…Dev-Genç üyesi ; Silahlı soygun,illegal örgüt kurma ve yaralama olaylarından tutuklanmış…O sabah Alinin telefonda yalvaran sesiyle uyandım…- Ben kaçtım olum ama peşimdeler,merak etme teslim olacam…Kulaklarıma inanamadım,beynim uğulduyordu.dilim tutulmuştu sanki…- Ne yapabilirim ki Ali ?…İstersen bize gel !- Saçmalama ulan !…Tasula’yı bana getirirmisin?- Tamam nereye?- Okulun kantinine!- Olum delirdin mi orası sakat…- Ya boşver sen ne diyorsam onu yap tamam mı?Vaktim yok…Haberi Tasula’ya verdiğimde,dişlerini sıkmış,gözlerinden sicim sicim yaşlar akıyordu,kımıldamıyordu taş kesilmişti sanki…Ali Gümüşsuyu binasında bizi bekliyordu,perişandı saçı sakalı birbirine karışmıştı…Tasula’nın yüzüne doğru eğildi,yavaşça elini yüzüne sürdü,cebinden mendilini çıkartıp yüzünde,gözlerinde biriken yaşları sildi…Eminim ki Tasula onun soluğunu öpücüklerini saçının telinden ayağının tırnağına kadar bütün bir bedenini saran alev gibi duydu yüreğinde…Bana göre çok sıkıntılı bir aşktı bu ama gene de çok hoştu…Ayrılırlarken birbirlerine ne söylediklerini hiç öğrenemedim…Ali tutuklu bulunduğu cezaevinde öldü…Tasula anneanesiyle Yunanistana gitti…simon &Garfunkel’ın müziği silinip gitti beynimden…Sanki bütün duygularım bilinmez,anlaşılmaz bir boşluğa sürüklenip gitmişti…Ali’nin bir sözü takılıp kalmıştı aklımda “ Bu halk bizi anlar abi!”…