Viva la Muerte (yaşasın ölüm)‘yi okuduğumda silkinmek sözcüğünün anlamını kavramıştım Alev Alatlı sayesinde. Kendisini tanımlamak haddim değil tabii ama en basit tanımlama şöyle olabilir; 10 sayfa içinde, ülkücü, islamcı, solcu, ekonomist, din düşünürü olabilen ve okuru düşüncelerinin doğruluğuna ikna edip bir sonraki sayfada bozguna uğratmayı başaran (benim okuduğum) tek yazardır.
Biografisi odtüden amerikaya, amerikadan kahire El-ehzer üniversitesine uzanan olaylarla süslü. İlk defa okurken derin nefesler almanız tavsiye olunur. Kendisi her ne kadar sitesinde ki basın sayfasını “kabusbasinindex.html”olarak kaydetmiş olsada, sayfada bir çok söyleşisine ulaşmak mümkün. Daniel Pennac‘ın kitaplarında sık sık bahsettiği gibi “coğrafyaya hakkını veren” nadir insanlardan biri hatta bizim coğrafyamızda yaşayanların okumasının şart olduğunu düşündüğüm nadir yazarlardan. Or’da kimse var mı? serisi Alev Alatlı külliyatına giriş için ideal, tabiri caizse “edebi” kısımları bazen sıkıcılık boyutuna ulaşsa da, kitaptaki düşünceler (Bukowski‘nin de dediği gibi) “bayır aşağı koşan atlar gibi”.
Web sitesinin birde güzel safsata sayfasının olduğunu da ekleyip blogu sonlandıralım, evet oldu.
yorumlar
Alev Alatlının “orda kimse var mı?” dörtlüsünü oluşturan kitaplarının ana kahramanı Günay Rodoplu ve Mehmet Sedes.Kitapın ana kahramanı sarışın Günay olaylara fuzzy mantığıyla baktığından (saçaklı mantık) hangi görüşte olduğu anlaşılamıyor.Çevresi tarafından müslüman solcu olarak gösterilen Günay’ın mantalitesini anlamak için !!!!!quantum fiziğini bilmek gerekiyor.Mehmet Sedes’in ağzıyla kitap anlatılıyor; Mehmet Sedes ise marksist bir insan…
Dört kitabı sırayla okumak zorundasınız,çünkü her kitap birbiriyle bağlantılı…
Kitaplarına sırasıyla değinelim…
Viva lamuerte (yaşasın ölüm); Kitap daha çok solcuların ve Atatürkçülerin ağzına sı..yor.Abarttığımı düşünebilirsiniz ama abartmıyorum resmen sosyal demokratları ve kemalistleri dumura uğratan bir bakış açısı var; “ilkel komunizmin üzerinde parlayan Hilal” paralosını işleyen kitap ilginç,sentezler ve saptamalarda bulunuyor.
İkinci kitabımız Nuke Turkiye;Kitap Amerikadan gele bir yahudi dönmesi(hristiyanlığa dönmüş)Pavlovic ailesi hakkında bilgi vererek başlıyor,bu bilgi ipuçlarından yahudilerle Amerikalıların ilişkilerine ulaşabiliriz.Pavlovic ailesi Türkiyeye araştırmaya gelir.Sayın Pavlovic ve diana(diana yenge, hanımı oluyor) İSBF de hem profesörlük yapacak hemde araştırma…
Bir çok zorluklarla karşılaşıyor falan filan…
Bir yabancı gözüyle Türkleri işliyen Alatlı Amerikan ve Batı medeniyetinin doğu halkları konusundaki çıkmazlarını ve bakış açılarını ortaya koyuyor.Bunları işlerken üniversitedeki solcu profesörlere çuvaldızı bol bol batırıyor.İran devrimi,Türklerin dil devrimi,medya ve tasavvufada göndermeler yapan Alatlı; bu konulara değişik bir perspektiften yaklaşarak farkını gerçekten koymuş.Burada da ilginç saptamalarla karşılaşıyoruz.
Üçüncü kitabı olan “Valla,Kurda yedirdin beni”; Daha çok Kürt realitesi üzerinde durulmuş.Kürt halkı hakkında ilginç saptamalarda bulunan Alatlı;burdada farkını ortaya koymuş.
70 li yıllardaki türk ve kürt solunu ortaya koyan Alatlı burada doğudaki insanlara olan baskılara,işsizliğe halkın cahilliğine göndermeler yapıyor.
Dördüncü kitabı “OK.Musti Türkiye tamamdır”; Daha çok milliyetçileri incelemiş…Nihal Atsız gibi radikal Milliyetçilerin bilinmedik yanlarını çıkartan Alatlı ilkönce onların davalarında ki samimiyetlerine göndermeler yaptıktan sonra kitabın sonlarına doğru Milliyetçilik anlayışındaki insanların ağzına s…yor.
Yeni çıkan kitaplarından Rüya başbaşka bir formatla gelmiş,yine diğer kitaplarındaki gibi,fiziği,sosyolojiyi,psikolojiyi,teolojiyi yoğurarak Türk toplumunu ortaya koymaya çalışan Alatlı; yeni kitabı Schrödingerin Kedisi-Rüya ve Schrödingerin Kedisi-Kabus ilede performansını düşürmemiş.Biraz fazla uzattım galiba…
Kitap hakkında bu kadar ipucu yeter…
Deehşet bir kadın bu Alatlı,her okuyan dumura uğruyor,sizde okuyun sizde olun:p