Akşam sinemaya gittim. “Intervention Divine”e. Komik bir film gibiydi ama anlamsızdı. Geçen hafta da “Kedma”ya gitmiştim. O daha beterdi.

Sinema’dan çıkınca dıptıs dıptıstan sıkılıp radyoyu taramaya başladım. Tesadüfen bir konuşma duydum:

“Merkez eridi. Ne sol kaldı ne sağ. CHP %19’da ikinci…”

“Acaba…” dedim “…acaba ANAP mı?” Ama eve varınca yanıldığımı öğrendim. Tayyip konuşmalar yapıyordu. Sevinçliydi ama gözlerinde bri korku vardı. Her an milletvekilliği hatta tüm partinin varlığı tehlikeye girebilirdi.

Düşündüm de, eğer koalisyon olsaydı AKP daha hırçın bir tutum izlerdi. Ancak herkesin emin olması gerekn şuydu ki, düzen AKP’ye değil, AKP düzene uyacak. En ufak hatalarında partiyi kapatacak bir yargı duvarı var önlerinde.

AB mi? Aman boşverin, onlar nasılsa bir bahane bulup oyalardı bizi. Kapatmalara laf eden zihniyet, dindar kesimin de demokratik hakkını mı savunuyor? Umurlarında değil. Seçimi LDP kazansa umurlarında olmazdı, hatta DEHAP. AB Türkiye’yi oyalıyordu sadece.

İçimden bir ses istemeyerek AKP iktidarında bir şeyler değişecek ve çok da kötü olmayacak diyor. Eğer önümüzdeki 5 sene iyi geçerse ılımlı İslamcılık yanında köktencileri de sırtlayarak tepeye kadar götürecek, farkında olmadan…