24, 25, 26…Niye 24′ ten başladım bilmiyorum. Ama karıncaları saymaya 24′ ten başladım. 24 diye haber kanalı açıldı belki o yüzden. (Hmm reklamlar işe yarıyor.) Ya da 24 ile lise numaram başlıyor o yüzden. Karıncaları neden mi sayıyorum? 1000000. karıncada sınırsız National Geographic üyeliği verecekler… Tamam kötüydü. Koyunları saymaktan bıktım uykum gelsin diye. Yok bu da kayda değer bir bahane değil. Tamam ben biraz kafayı kırdım. Bunu itiraf etmeme gerek yok, insanlar bazen birbirlerine söylüyor bu ithamları. Hatta alınmıyorlar bile, ne güzel hepimiz üşütüğüz.Karıncaları saymamın nedeni gözümün önünde olmaları. Koyunları hayal etmek belli bir süreden sonra zorlaşıyor hem. Yazık yahu, niye atlasınlar ki çitten? Kim demiş koyunları say, uykunu getirir diye? Peki, kabul ediyorum, benimki devrim niteliğinde bir çözüm değil, tavsiye de etmiyorum. Ama koyunları sallayın, daha güzel şeyler sayın uyuyabilmek için. Ne bileyim cıbıl cıbıl karılar olabilir, çitten atlayan. Her sıçrayışta yukarı doğru yürek hoplatan dolgun göğüsler… Ne kadar uyku getirici değil mi? Ya da bahçesindeki muzları sayan ve büyük bir iştahla ısıran Ajdarları sayın. İmgelediğiniz ilk karede cumburlop beyaz bulutların üstündesiniz… Ne kadar huzurlu bir bilseniz!Ben odamdaki çöplüklerden medet uman karıncaları sayıyorum mesela. Sayılabilir sonsuzlukta karıncalar…Beslesem diye düşündüm karıncaları, yok olmuyor. İsim de koyamıyorsun, çağırma yöntemi de belli değil, işin kötü tarafı sevgi gösterisi yapsam akla mantığa uygun değil! O gün birkaçını seviyim dedim, biri saçıma girdi bir daha çıkamadı. Gariban şimdi kafamda, Alis Harikalar diyarında filmini de izlemişse hayal kırıklığıyla intihar etmenin yollarını düşünüyordur. İntihar da edemez zavallıcık, ne bir nefes tutma ne de bir boynuna ip dolama, hiçbir girişimi yapamaz. Ağustos Böceği de yok ki orda, artistlik yapsın? Açlıktan ölür büyük ihtimal. Saçımın dibindekilerle beslense bile ilk banyo sefasında Nuh Tufanı misalı geberip gitmiştir. Yatır olmasında kafamda hiç çekemem valla. Görülmüş birşey değil ama, uyumaya çalışırken düşünüyor insan. Bir de durakta gördüğüm kız geldi aklıma. Saat 5 buçukta gördüm onu. Kızın adını bilmiyorum ama adını 5 buçuk kızı koymaya karar verdim. İki haftadır cumaları hep aynı otobüse biniyoruz. Daha doğrusu ben onun gelmesini bekliyorum. O gelince de, “Aaa, tesadüfün böylesi, nasılsın? Galiba aynı saatte çıkıyoruz!” diye sohbeti açtığımı hayal ediyorum. Nerde okuduğunu bilmiyorum. Elinde Artbagi var. Mimarlık olabilir. Bakalım gelecek cuma ne olacak? 5 buçuk kızı bekle beni geliyorum.İyi uykular…