Her gün kaçmak, yaşamdan, yaşam olarak adlandırılan sınırlardan, sınırların görünenden daha şeffaf olduğu yerlerin hayalini kurarak ve içten içe bu hayalden korkarak.Yalnızlaşmak, çözüm aramak, “gitmek”, sıradanlaşan yansımanla yüzyüze gelmek, hayallerinin çaresizleşmesini seyretmenin buruk tadı.Ve kopup gelen mutluluklar, sebebini asla bilemediğin.Doğanın sana hediye ettiği şizofrenik gelgitler. Kelimelerin yakınlığı, anlamın soğukluğu.Hayatını “dolu dolu” yaşayan bilgelere duyduğun nefret. Ve Kader.Final-“Herkesin suçlu olduğu kilitlenmiş bir toplumda tek suç, kendini yakalatmaktır. Hırsızlar dünyasında bir tek kesin suç vardır. O da aptallıktır.”Hunter J.THOMPSONL.V.P.1971
yorumlar
Yazindaki ofke ve nefreti cok iyi vurgulamis.Bu konuda cok dusundum. 30’uma girerken “Bana ne oluyor” diye. Bir roller-coaster’dan asagi dusercesine gecer yillar, durduramazsin. Soyle bir kaniya vardik: hormonlar 30 yil sonra beyindeki saati yavaslatmaya basliyor, hareketler agirlasiyor, yetisemiyoruz hic bir seye. Bes yasinda yuzyillar gibi gelen yarim saatlik bir sure 30 sonrasinda ruzgar gibi geciyor.Gelelim ahmakliga, hayata gelmemiz bizim secimimiz degildi. Eminim 90% imiz bu hak taninsaydi dogmamayi tercih ederlerdi. Insan 20 yasina kadar hayatin guzelliklerini ya yasiyor ya da yasamiyor. Sahsen ben 21 yasina kadar hayati asagi yukari cozmustum. Bu yastan sonra karsimiza cikan hayat cok da iyi bir tablo cizmeyebilir. Oyleyse niye ugrasalim?Ok. Farzet ki otuzu coktan asmissin. Artik canina tak demis, hayattan istifa etmeye karar vermissin. Ne yazik ki kolay olmadiginin farkina varabilirsin. Bir, can almak berbat derecede zor ve pis istir; iki, hayatta sana az bucuk bagli ebeveynin ya da cocugun varsa, onlara olumun ile dunyada hayati cehnnem etme durumu vardir. Ani olumun getirdigi siddet insan ruhunda kapanmayacak, devamli kanayan bir yara birakir. Tabi bazi insanlar bunu ozellikle isterler, o baska.Eskiden alt.suicide.holiday diye bir grup vardi, bu konularin derin derin tartisildigi.Listeler falan dolasirdi, hangi metod en etkili vs diye. Hepsinin cok aci verici ve hic birinin temiz olumu garantileyemedigini anlamak da bir baska insanlik dersidir.O yuzden yapilacak bir tek sey vardir, o da aklina gelen, yapmak istedigin herseyi yapmaktir. Madem yavas yavas oluyoruz, harcayalim elimizdeki hayati…Kalmasin tombala torbasinda hic birsey.Bazilari buna “atilganlik” der, ben ise “deliligini kabullenmek” derim. Sonuclar sasirtici olabilir.
insanlari imrendirmek, sindirmek icin uydurulmus bir olgudur. Daha cok sivrisineklere benzetirim dolu dolu yasadigini iddia edenleri. Hepsinin dolabinda iskeletler doludur, ama itiraf edemezler.
Ben de, 30 yaşından sonra yaşamın olmadığını düşünenlerdendim. Maalesef varmış ve hızla da geçmekte. 20’li yaşlarımı dolu dolu ama hiç bir şeyi anlamadan geçirdim. Yani eğitim alma, kariyer yapma hırslarıyla geçti.O yaşlarda; “Nasılsa daha çok zamanım var, ilerde yaşarım” diye düşünüyor insan. Şimdi ise; “Deneyemezsem treni kaçırdım, içimde ukde kalacak” derdi basıyor insanı.20’lerde yüzüme krem sürmeye gerek duymaz; 30’umdan sonra yaparım derdim hep! Cidden şimdi daha çok ilgileniyorum kendimle. Bir de annem ve arkadaşları gibi olmaktan korkardım. Allahtan, bu korkum çıkmadı. Yine de berbat bir şeymiş. Çok az zamanım ve yapmak istediğim çok şey var.