25 yaşına geldiğimde aklımın,hafızamın tek tek her bir hücremin yenilenmesini isterdim.geride kalan yılları unutmuş,o günlerde yaşanmış acıları unutmak dünyaya tekrar gelmiş gibi hissetmek isterdim…her bir zerrem o kadar safça ve güzelce olurduki eminim aklımdan hiçbir kötülük geçmezdi insanlığa ve kendime karşı..herkes,herşey,hayat o kadar güzel bir renge bürünürdü ki gözümde;yaşamak için,yaşama tutunmak için tüm yolları denerdim…o zaman hiçbir şey yıldırmazdı beni hiçbir şey acıtmazdı kalbimi,hiçbir şey kirletmezdi düşüncelerimi ve ellerimi..boşa harcanmış zamanlarım üzüntü duyduklarım,üzüldüğüm için pişman olduklarım,önce sevinip,güldüğüm sonra beni üzenler;herşeyi ama herşeyi unutmak,boşa akan gözyaşlarımı unutmak ama tekrar akacaklarını bilmek;ne olursa olsun yenilenmek çok ama çok güzel olurdu.gözlerim daha güzel bakardı hayata,ellerim benim güzel ellerim daha iyi şeyler yazabilirdi ve daha anlam dolu geleceğe yürüyebilirdi ayaklarım…ağzımdan etkileyici kelimeler çıkabilirdi herkesi dost edinebilecegim,beynim daha fazla çalısırdı; herzaman işe yarar düşünceler üretebilirdi.Ya kulaklarım eminim duydugu her kelimeyi güzelleştirirdi beynime iletmeden ve daha iyi hissetmemi sağlayabilirlerdi…Kalbim;eğer kalbim yenilenseydi kendimden daha çok severdim insanları ve daha sıcak olurdu bakışlarım……Acaba insanlar büyüdüklerinde acılarını unutuyorlarmı? Yoksa hayat insanları unuttuğundan acılar daha katlanılır hale mi geliyor insanlara… İMPORTANT’3